Deprem gerçeğiyle yaşamak

Abone Ol

Bir sabah... Her şey yerli yerindeyken, bir anda yerin altı titremeye başlar. Beton binalar çatırdar, camlar dökülür, insanlar can havliyle dışarı fırlar. Geriye kalan: sessizlik, toz, gözyaşı ve ne yazık ki acı bilanço...

Biz bu sahneyi ne yazık ki tanıyoruz. Türkiye gibi aktif fay hatları üzerinde oturan bir ülkede yaşıyorsanız, deprem ne yazık ki bir "ihtimal" değil, bir gerçekliktir. Tıpkı güneşin doğması gibi, bir gün bu ülkenin bir köşesinde yine toprak sarsılacak. Ama soru şu: Hazır mıyız?

Depremi durduramayız. Ne mühendislik, ne bilim ne de teknoloji bu doğa olayını engelleyemez. Ancak onunla nasıl yaşayacağımızı öğrenebiliriz. İşte asıl mesele de bu zaten: Depremi değil, ihmali, duyarsızlığı, plansızlığı ve bilgisizliği yenmek!

TARİHİN TEKEKKÜRÜ UYARIYOR

Samsun’un Ladik ilçesi… 1943’te 7.2 büyüklüğünde bir depremle yerle bir oldu. 4 binden fazla can kaybı yaşandı. Üzerinden 80 yıl geçti. Peki, Ladik bugün ne kadar hazır? Fay hattının tam üzerinde bulunan bu ilçe, depremin kader değil, bir ihmal meselesi olduğunu bize tekrar tekrar hatırlatıyor.

ALIŞMAK DEĞİL, HAZIRLIKLI OLMAK

En büyük tehlike ne biliyor musunuz? Depreme alışmak! "Burada zaten sık olmaz", "Benim binam sağlamdır", "Bir şey olursa çıkarız" gibi cümleler, en az depremin kendisi kadar yıkıcı. Çünkü bu cümleler, bizi hazırlıksızlığa itiyor.

BİZ NE YAPABİLİRİZ?

Binalarımızı kontrol ettirebiliriz.

Afet çantası hazırlayabiliriz.

Ailemize, çocuklarımıza tatbikat yaptırabiliriz.

Yetkililere denetim çağrısı yapabiliriz.

En önemlisi, depremi unutmayabiliriz!

Yaşamak İçin Hatırlamak Zorundayız

Depremle yaşamak, korkarak değil; bilinçli olarak yaşamak demektir. Olasılığı küçümsemek yerine, gerçeği kabul etmek ve buna göre davranmak demektir.

Çünkü biz bu coğrafyada kaderimizle değil, tedbirimizle var olacağız.

Unutmayalım:

Deprem değil, ihmal öldürür. Bilgi kurtarır, bilinç yaşatır.

"Yarın değil, şimdi! Tedbir almak için en doğru zaman, deprem olmadan önceki son gündür."