Çarşamba Havalimanı’nın da içinde bulunduğu arazi, yaklaşık 60 yıldır davalık durumda. Bir türlü sonuca ulaşılamayan dava yüzünden milyonlarca lirayı bulan kamulaştırma bedeli ise bankada bloke edilmiş olarak sahiplerini bekliyor. 

YENİ BİR ADIM ATILDI

Yarım asırdır süren arazi davası duyanları şaşkına çevirirken, dava ile ilgili bir adım atıldı. Arazilerin orman vasfında olup olmadığının tespiti için Türkiye'de ilk kez kanatlı İnsansız Hava Aracı (İHA) ve bilirkişi heyetiyle keşif yapıldı. Keşif, yoğun güvenlik önlemleri altında gerçekleştirildi. İncelemelerin ardından keşif raporuna göre de mahkeme karar verecek. 

ORMAN VASFI TESPİTİ

Yalı Mahallesi sakinlerinin avukatı Özlem Gökmen 2000'li yıllarının başından bu yana keşif yapılmasını beklediklerini belirterek, “Burada iki dosya var. Biri havaalanı ve meranın kapsadığı bir dosya diğeri de Yalı Mahallesi sakinlerinin oturduğu büyük bir yeri kapsayan dosya. Bugünkü keşif havaalanı ve meraya ilişkin bir keşif. Yani buranın orman vasfında olup olmadığına, Orman Bakanlığı'na bağlı olup olmadığıyla ilişkin keşif yapıldı. İHA ile bir tespit yapıldı. Aynı zamanda da mahkeme ve harita, orman ve ziraat mühendislerinin yer aldığı bilirkişi heyetiyle keşif yapıldı. Orman vasfında değilse Yargıtay'ın dediğine göre tapu iddiası olan yerler var. Biri TİGEM ve diğeri birkaç aile. Eğer orman vasfında değilse buraların tapuları sınır ve miktar itibariyle uygulanacak. Ancak buradaki sınırlar değişken. Yargıtay da belirli sınırların olması gerektiğini ifade ediyor. Biz tapusu olduğunu iddia eden kişilerin tapularının hem sınır hem de miktar olarak buralara uymadığını iddia ediyoruz. Bu dosya devam ederken aynı zamanda diğer bir dosya olan Yalı Mahallesi sakinlerinin yaşadığı yerlerle ilgili taraf teşkili henüz sağlanmadı. Taraf teşkili sağlandıktan sonra da keşif olacak. Orada da benzer şekilde durum var. Bize dedelerimizden miras kalan topraktan daha ziyade ev ve yurt olarak gördüğümüz yerlerin kime ait olduğu belirlenecek. Haklı iddiamızın teşkil edeceğini düşünüyorum. Tapularımıza kavuşacağımızı düşünüyorum. Sadece buranın avukatı değil, burada doğup büyüyen biriyim. Biz de babamla birlikte yaşıyoruz. Yerel halk olarak buraların bize kalacağını düşünüyorum. Mücadelemize devam ediyoruz. Kısa sürmeyecektir ama hak yerini bulacaktır" ifadelerini kullandı. 

"DOĞAN SORUNLU DOĞUYOR"

Çarşamba ilçesinde 1960'lı yıllarda başlayan dava ile ilgili Samsun Medya Grubuna açıklama yapan Yalı Mahallesi Muhtarı Selami Şahin, "1965 yılından bu yana devam eden haksız bir süreç var. Bu süreç içinde büyük bir mahalle kuruldu. 100 yılı aşkındır kurulan bir mahalleyi daha sonra 'burada hakkımız var' diyerek, TİGEM bize dava açtı.  'Tapucular' dediğimiz bir grup yani otlakiye tapusu alanlar hak talep ediyor. Çarşamba Irmağı ile deniz arasında 511 dönüm bir alan. Daha sonra da buraya havaalanı yapıldı ve büyük bir miktar para yatırıldı. Bu parayı da alabilmek için dava açıldı. Süreç devam etti. 1996 yılında şaibeli bir şekilde gerçekleşen davada hakim görevden alındı. Burayı onlara tasdikledi. Yargıtay kararı bozdu. Bu bozmadan sonra şu an itibariyle tekrar inceleme ve keşif yapılıyor. İnşallah doğru bir karar verilir ve haksızlık giderilir diye umut ediyoruz. Vatandaşımız yıllar boyu haksızlığa uğradı. Burada doğan insan sorunlu doğuyor. Türkiye'de de ilk kez İHA ile keşif yapılıyor. Hem yasaklı bölge hem de alanın geniş olmasından kaynaklanıyor zannedersem. Sınırların da teknolojik olarak belirlenmesi daha kolay. Bütün devlet büyüklerimden toprakların mevcut kişilere verilmesini rica ediyoruz" dedi. 


VATANDAŞ SONUÇLANMASINI İSTİYOR

Adeta yılan hikayesine dönen iki davanın ne zaman biteceği bilinmezken, Yalı Mahallesi sakinleri, yapılan keşifle hak talep edeceklerini umut ettiklerini söyledi.  Davanın bu kadar uzamasının memnun edici olmadığını ifade eden mahalleliler, uzun yıllar süren davanın artık sonuçlanması ve hak sahiplerinin belirlenmesi gerektiğini vurguladı.

"TAPU YOK VERGİ ÖDENİYOR"

Adalet Birlik Partisi Çarşamba İlçe Başkanı ve mahalle sakini İsmail Ayyıldız, "Bundan 60 yıl önceki muhtarı burada 'Otlakiye tapusu' altında belge vermiş. Bu deden toruna geçen belgelerden hak iddia ediyorlar. Burada çoğu kişinin evi var. Yıllarını buraya verdiler. İmar aflarından faydalanmışlar. Elektrik ve sularını almışlar. Belediyeye vergilerini ödüyorlar.  Burada hazine, milli emlak ve davalılar diye aralar var. Davalılar 'Otlakiye tapusu' ile hak ettiği iddia ettiği için gerçek sahiplerine verilmedi. Kimse 'benim' diyemiyor ama vergisini ödüyor. Devletimizin adaletine güveniyoruz" dedi. 

"DOMİNO TAŞLARI YERİNE OTURSUN"

Ahmet GÜNER: 1933 yılında burada ilk hane yer fıstığı üretmiş bahçe içinde. O zamandan başlamış buranın kuruluşu. Ondan sonra büyümüş. Ancak hala tapularımızı alamadık. Uydurma tapular var. Otlakiye tapusu ile buraya müdahale ediyorlar. Halbuki hiç alakası yok. Akılları sıra ırmakları değiştirmekle hak talep ediyorlar. Şimdi 10 binlik ve 25 binlik haritalar çıktı. Her yer belli. Bize ait ama bir türlü hak sahibi olamadık. Burası kuş uçmaz kervan geçmezdi. Şimdi bu hale geldi. Vatandaşın gidecek yeri yok.  1967'den beri mahkemeye gidip geliyoruz. Keşiften en iyi sonuç bekliyoruz Domino taşları yerine otursun. Herkes yerini bilsin. 

"BU RANT SAĞLAMAK"

Sadık PEHLİVAN: 1970 yılından beri buradayım. Bunlar Çarşamba ilçesinin Karamustafalı Mahallesi'nde koyun otlatmışlar ve muhtardan 'Otlakiye tapusu' almışlar. Havaalanı yapıldığı için çok miktarda para var. Bu para devletin bankasında. Bunlar bu parayı almak için rant sağlamak için dava açmışlar. 1959 ver 1965'te tapulama kadastro geçmiş. Bizim tapularımızı bunlar, 'bizim' diyerek engellemişler. Bu rant sağlamak.  70 yaşındayım. Doğduğumdan bu yana mağduruz. Yetkililer bizi lütfen duysun.  

"DEVLET ÇARE BULMALI"

Asiye USTA: Bu topraklarda dedem yaşadı. O eşkıyalar yüzünden topraklarını bırakıp gitmiş. Sonra geliyor yerine herkes oturmuş. Ondan sonra da yerine sahip çıkmak için 1965 yılında mahkemeye vermiş. O yıldan beri dava görülüyor. Tapulu yerini de alamıyor. Buna devlet isterse çare bulabilir. Keşiften umuduz var. 

"ADALETLİ ŞEKİLDE VERİLSİN"

Rahmi ŞAHİN: Doğduğumdan beri bu topraklardayım. Devlet bunu babalarımızın üzerine yazmış ve babalarımız da bu toprakların üzerinde ölmüş, bize bırakılan bu mirası, çocuklarımızın üzerine bırakmayalım. Devlet adaletli bir şekilde hakkı neyse vermesi lazım. Benim babam da burada koyun yaydı. Tarım yapıyoruz. Adaletli şekilde yılları verenlere gereken hakkın vermesini istiyorum. Torunlarım dahil rahatsızım. 50 dönüm arazim var ama bir şey yapamıyorum. Yazıktır ve günahtır.

Dilber BAHADIR, Ömer FARUK KOCABAŞ

SAMSUN HABER İLE İLGİLİ İÇERİKLERE GÖZ ATIN.