CAMİLER VE DİN GÖREVLİLERİ HAFTASI

Abone Ol

Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nı idrak ediyoruz. Bu münasebetle camilerimizin insanımıza sunduğu hizmetleri bir gözden geçirmemiz gerekiyor.

Diyanet İşleri Başkanlığımızın hizmet alanları genişledi. Böyle olunca ihtiyaçlar ve sorumluluklar da artmış oldu.

Camilerimiz tarih boyunca milletimizin ve ümmetin trafosu olmuştur. Milletimiz camisinden aldığı manevi destekle aile huzurunu bulmuş ve toplumsal hayatında barış içinde yaşamıştır. Çünkü camilerinde adil olmaları ve kul hakkına tecavüz etmemeleri onlara öğretilmiştir.

Günümüzde de aynı misyon devam etmektedir. Ancak bu yeterli değildir. Pandemi dönemi doğal olarak sadece camileri değil, tüm sosyal alanların çerçevesini daralttı ve uzun süre insanlar birbirine yaklaşmaya bile cesaret edemediler. Camiler adeta cemaat açısından erozyona uğradılar.

Elhamdülillah o günler geride kaldı ama bir daha olmayacak diye bir garanti de yok. Biz dinimizin bize emrettiği şekilde temiz olacağız ve temizlik kurallarına uyacağız. Sağlıklı hayatı yaşamanın yolu temizlikten geçiyor.

Camilerimizin toplumsal ve bireysel hayatımıza daha çok manevi katkıda bulunması artık bir zaruret haline gelmiştir. Ahlak ve maneviyat bağlamında ciddi şekilde geleceğimizi tehdit eden sosyal olaylar artık tavan yapmıştır.

Aile içi şiddet, kadınların dövülmesi, öldürülmesi bu topluma yakışmıyor. Boşanmalar genelde 150 bini buldu, ilimizde ise 6 bin civarındadır. Bunlar ürkütücü rakamlardır. Gençlerimiz uyuşturucu baronlarının torbacısı olmuş, 140 bin gencimiz bu nedenle cezaevlerindedir.

Bu bağlamda camilerimize ve dolayısıyla görevlilerine, tüm Diyanet mensuplarına büyük görevler düşmektedir.
Camilerimiz, Peygamber Efendimizin uygulamalarından biliyoruz ki sadece namaz kılıp kapısı örtülüp gidilen mekânlar değillerdir. İnsanların istifade edeceği, kütüphanesi olan, aşevi bulunan, çocuklar için oyun alanı ve kadınların kıyıda köşede, tenha rutubetli mekânlarda değil; en nezih ortamlarda ibadet edecekleri yerlerdir.

Cami görevlilerimiz, görev yaptıkları mahallenin insanlarını birebir tanımalıdır. Bunda camiye gelen-gelmeyen ayrımı yapılmamalıdır. İstisnasız her imam-hatip kardeşimiz samimi diyaloglarını kurmalıdır. Ajandasında ailelerin bilgileri bulunmalı ve ne hizmet gerekiyorsa onu yapmalıdır. Müftülerimiz fırsat buldukça halkımızın arasında olmaya gayret etmelidirler.