Ramazan ayında oruç tutarken sağlığı korumanın ve bağışıklığın da güçlü kalmasını sağlamanın mümkün olduğunu söyleyen Uzman Diyetisyen Büşra Atmaca, “İlk olarak soframızda da ‘sadeleşerek’ başlamalıyız. Aşırı tüketimden kaçınmalı, porsiyon kontrolüne dikkat ederek besin içeriği yüksek besinleri iftar sahur ve ara öğünlere bölerek sofralarımız da yer vermeliyiz. Gün boyu süren açlığın ardından, vücudumuzun en temel besini olan su ve bir adet hurma ile iftarınıza başlamaya özen gösterin. Yemeklerinizi mutlaka yavaş yavaş tüketin ve midenizin doymaya başladığında tüketmeyi bırakın ve kendinizi yemek için zorlamayın” dedi.


İftar ve sahurda neler yenmesi gerektiğine değinen Atmaca, “İftar sofralarınızda besin içeriği ve posa açısından zengin baklagiller, tahıllar, taze sebze ve meyvelere mutlaka yer vererek besin çeşitliliği sağlayın. Aşırı yağlı ve baharatlı yiyecekler yerine, yemeklerinizi haşlama veya fırında az yağlı-baharatlı pişirmeyi tercih edin. Sahurda hazmı kolay, enerjisi yüksek, tok tutan, yavaş sindirilen ve gün boyu besleyici olan besinleri (yumurta, peynir, zeytin, yoğurt, ceviz, yulaf ezmesi, tam tahıllı ekmek vb.) tercih edin, uyku kalitenizi bozulmaması için yağlı ve karbonhidrat içeriği yüksek besinlerden kaçının. Tatlı tüketimine ve sıklığına dikkat edin ve haftada 2-3 kez şerbetli tatlılar yerine evde hazırladığınız az şekerli sütlü tatlılar tercih ederek, kilonuzu koruyama özen gösterin” diye konuştu.

Aşırı şeker tüketiminden kaçınmak ve iftar sonrası hazımsızlık tan da söz eden Uzman Diyetisyen Büşra Atmaca, “Asitli ve şekerli içecekler, hazır şerbetler yerine, taze veya yaş meyvelerle evde içeceklerinizi kendiniz hazırlamayı tercih ederek aşırı şeker tüketiminden kaçının. İftardan sonra hazımsızlık, şişkinlik, gaz ve mide ağrılarınıza rezene, ekinezya, yasemin gibi bitki çaylarını tüketebilir, salatalarınıza dereotu, taze nane, limon veya 1 tatlı kaşığı elma sirkesi ekleyebilirsiniz. Kronik kabızlığı olanlar; oruçlarını açarken hurmanın yanına gün kurusu kayısı tüketmek, aynı zamanda öğünlerinde posadan zengin besilere (taze fasulye, baklagiller, yulaf ezmesi) ve sağlıklı yağlara (zeytinyağ, ceviz, fındık, avakado) yer vererek semptomların artışını önleyebilirler. Vitamin ve antioksidan deposu taze ve kuru meyveleri (kuru kayısı, hurma, elma, çilek, çağla, kuru incir elma) iftar-sahur arasında tüketmeye özen göstererek bağışıklığınızı koruyun” şeklinde konuştu.
Ramazan ayında yapılan 4 önemli yanlışı belirten Diyetisyen Atmaca, “Gün boyu açlık sonrası bir an önce doygunluk hissine ulaşmak istemenin vermiş olduğu duygu ile hızlı yemek yemek, sizi hızlı doygunluğa ulaştırmaz, besinlerin 20-25 dakika emilim süresi olduğunu unutmamalısınız. Aşırı tüketmek; midemizin dolmuş olmasına rağmen tüketmeye devam etmek, hazımsızlığa şişkinliğe ve sindirim zorluğuna eden olacağını unutmamalısınız. 

Öğün atlamak; ramazan ayının en önemli öğünü olan sahur atlanabiliyor veya saatinden önce tüketilebiliyor, sahur; gün boyu kan şekeri kontrolü, enerji depolarımızı doldurmak için oldukça önemlidir. Sıvı alımını azaltmak; vücudumuzun en önemli besin kaynağı suyu, besinlerden, çaylardan veya şekerli içeklerden değil, yaklaşık 2-2,5 litre sıvı tüketmelisiniz” ifadelerini kullandı.