Tüm Okurlarımıza Merhaba
Psikolojik Danışmanla Hasbihal köşemizde YKS süreci ile ilgili yazmaya devam ediyoruz. Bu yazımızda biraz da bölüm seçerken ilgi mi yoksa iş imkanı mı sorusunu cevabını bulmaya çalışacağız. Gençlerin seçim yaparken, akıllarını sıkça karıştıran bu soruyu Türk PDR Derneği Samsun İl Temsilciliği İl Dış İlişkiler Sekreteri Psk. Dan. Salim KATRANCI’ya sordum.
Sevgili Salim Merhaba.. Tercih danışmanlığı hizmeti verdiğimiz bir çok öğrencinin ve ebeveynlerinin ikimlemde kaldığı bir konu: tercih yaparken; ilgi mi iş imkanı mı sorusunu sana doğrudan yöneltsem; neler söylersin?
‘’ Merhaba Gülser. Son yıllarda benim de sıkça karşılatığım ve üzerine araştırmalar yaptığım bu konu hakkında şunları ifade ederek başlamak isterim:
Hayatın dönüm noktalarından biri olan üniversite tercih süreci, yalnızca bir okul ya da bölüm seçmekten öte, bireyin kendilik yolculuğunda attığı en belirleyici adımlardan biridir. Bu yolculukta öğrencilerin en sık karşılaştığı sorulardan biri ise, zihinde yankılanan ama kolay kolay yanıt bulamayan bir ikilemdir: “İlgi mi, iş imkânı mı?” Psikolojik danışma kuramları, bireyin ilgi duyduğu, anlamlı bulduğu alanlarda eğitim almasının; mesleki doyum, içsel motivasyon ve ruhsal iyi oluş açısından temel bir rol oynadığını göstermektedir. Kendi potansiyelini gerçekleştirme arzusuyla yola çıkan bir gencin, ilgiyle bağ kuramadığı bir meslek alanında uzun vadeli tatmin yaşaması güçtür. Çünkü meslek yalnızca gelir sağlayan bir uğraş değil; aynı zamanda bireyin kendini ifade ettiği, dünyaya katkıda bulunduğu bir varoluş biçimidir.’’
Ifade etttiğin noktalar çok kıymetli.. Benim de meslek seçimi ile ilgili yaptığım araştırmalar senin de ifade ettiğin noktalarla örtüşüyor. Bir yandan da bireyin hayatında toplumsal boyut, ekonomik gerçeklikler var. Sürece bu değişkenler de katıldığında süreç nasıl bir hal alıyor, ne dersin?
‘Değindiğin yer çok kıymetli Gülser. Toplumsal ve ekonomik gerçeklikler de bu sürecin dışına itilemez. Değişen iş gücü piyasası, dönüşen meslek tanımları ve mezuniyet sonrası istihdam olanakları, tercihleri şekillendiren önemli değişkenlerdendir. Öğrencinin yalnızca “ne istiyorum?” sorusunu değil, aynı zamanda “bu alanda neye dönüşebilirim?” ve “gelecekte beni ne bekliyor?” sorularını da sorması gerekir. Bu noktada, ilgi ve iş imkânı kavramları birbirine karşıt değil, bir denge unsuru olarak ele alınmalıdır.’’
Toplumsal yapıdan bahsedince aklıma ilk gelen de aileler oldu. Sana hemen sormak istiyorum. Aileler bu sürecin neresinde ve nasıl rol alıyorlar?
‘^’Aileler, çocuklarının hayatına dair iyi niyetli kaygılarla hareket ederken, zaman zaman onların öz benliğini gölgeleyebilir. Genç bireyin sesini duyabilmek; onun neye yöneldiğini, neyle anlam bulduğunu anlayabilmek; bazen susup dinlemeyi, bazen birlikte araştırmayı gerektirir. Eğitimciler ve psikolojik danışmanlar ise, sadece bilgi sunan değil, öğrencinin karar verme becerisini güçlendiren, ona güven duyan rehberler olmalıdır.’’
Bir genç düşünelim; sınav bitti, seçim süreci geldi ve destek alarak süreci tamamlaması, okuyacağı bölümü seçmesi gerekiyor. Kimden nasıl bir destek alırsa, en yüksek fayda ile ve doğru kararlarla süreci tamamlayacağını söyleyebiliriz?
‘ Konuyu öncelikle bölüm seçimi kısmından ele alalım. Bölüm seçimi tek başına bir tercih anı değil; bireyin kim olduğunu, neye değer verdiğini ve nasıl bir hayat düşlediğini yansıtan derin bir aynadır. Bu aynaya bakarken gençlerin yalnız kalmamaları, kendilerini tanımaları ve geleceğe hem umutla hem de gerçekçilikle bakabilmeleri için çok yönlü bir destek almaları gerekir. Çünkü doğru bölüm, sadece istihdam sağlayan değil; bireyin iç sesini duyduğu, varlığını anlamlandırdığı bir alana açılan kapıdır.
Bu nedenle, üniversite tercih süreci; bireyin yalnızca bir meslek değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi seçtiği, ilgi ve iş imkânı arasındaki dengeyi gözeterek yönünü belirlemeye çalıştığı çok katmanlı bir karar alanıdır. Bu süreçte atılacak adımlar, bireyin gelecekteki benliğini, doyumunu ve toplumsal katkısını doğrudan etkileyen bir yön taşır. Böylesi karmaşık bir yolculukta gençlerin yalnız bırakılmaması; onların kendilerini tanımalarına, güçlü ve zayıf yönlerini fark etmelerine, hayallerini gerçekçi zeminlere oturtmalarına destek olunması elzemdir. Bu noktada, etik ilkelere bağlı, mesleki yeterliliği yüksek psikolojik danışmanların rehberliği; yönlendirici ama baskılayıcı olmayan eğitimcilerin katkısı ve duygusal olarak güven veren ailelerin desteği, sürecin sağlıklı ilerlemesinde temel bir rol oynar. Çünkü anlamlı bir tercih, sadece bugünü değil, yarının inşasını da içinde taşır.’’
Ne kadar kıymetli bir ifadede bulundun: ‘’Doğru bölüm, sadece istihdam sağlayan değil; bireyin iç sesini duyduğu, varlığını anlamlandırdığı bir alana açılan kapıdır.’’
Gençlerimizin bu bilinçle, doğru tercihler yapmasını umuyoruz ve biz psikolojik danışmanlar bu konuda desrek olabilmek için gençlerimizin yanında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz.
Kıymetli bilgiler ve rehber olacak ifadelerin için çok teşekkür ediyorum Salim.
‘Rica ederim Gülser. Bu alanda hasbihal etmek benim için de çok keyifli ve anlamlıydı’
Psikolojik Danışmanla Hasbihal köşemizde okumayı dileğiniz konuları bizlere derneğimizin sosyal medya hesaplarından iletebilirsiniz.
Bir sonraki hasbihalde bambaşka bir konuda başka bir meslektaşımla sizlerle bulaşacak olmanın heyecanıyla hoşçakalın diyorum.
Gülser ÇELEBİ BAŞ
Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği
Samsun İl Temsilciliği İl Başkanı
Türk PDR Derneği Samsun İl Temsilciliği
İl Dış İlişkiler Sekreteri Psk. Dan. Salim KATRANCI