Samsun'da
deprem riski
yüksek mi?..
Hangi ilçeler ve semtlerde
zemin sorunu var?..
Samsun'da
yapılar ne durumda?..
İnşaatın
başlagıcı
ve sonrasında
süreç nasıl
işliyor?..
Yıkımlarda,
müteahhit
ve diğer
paydaşların
sorumlulukları
nedir?..
Kanal S'de
Samsun gazetesi Yazı İşleri Müdürü Merve İlhan'ın
moderatörlüğünde
geçen cuma akşamı 
4 saati aşan
"Deprem özel"
programında,
her şeyi açık açık
ortaya koyan
insanlar vardı...
O dönemde
yaptığı imar planları
yüzünden eleştirilen
ve projelere uygunluğu takip
ettiği
için
seçimi kaybeden,
şimdilerde ise hakkı teslim edilen
eski Gazi Belediye 
Başkanı İnşaat Mühendisi Vedat Yılmaz,
şehirdeki yanlışlara karşı
demokratik tavrını
ortaya koymaktan geri durmayan
Samsun Akademik Odalar Birlikteliği Dönem Sözcüsü İnşaat Mühendisi
Cevat Öncü,
tavizsiz duruşuyla saygı gören
İnşaat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Hüseyin Talak,
bilimsel çalışmalarla
düşüncelerini
ortaya koymaktan 
çekinmeyen
Jeofizik Mühendisleri Odası Samsun Şubesi Başkanı
Özcan Özen,
gerçekleri lafı eğip bükmeden
söyleyen ve bu söylediklerinin de arkasında
duran yapısıyla
tanınan Mimarlar Odası Kent İzleme Komitesi Üyesi
Mimar İshak Memişoğlu,
görev yaptığı dönemdeki meclis oturumlarında
parti ayrımı gözetmeksizin
doğruları
haykıran
yapısıyla
belediye başkanlarına
zor anlar yaşatan ve süreç içinde
uyarılarında haklı olduğu
Sayıştay raporlarına da yansıyan
Samsun Büyükşehir ve İlkadım Belediyesi önceki dönem meclis üyesi
Erkan Akyüz'ün katıldığı
programda;
deprem, heyelan, çarpık yapılaşma
ve kentsel dönüşüm
konularındaki
yanlışlıklar
ile alınması gereken
önlemleri izledik!..
Programda,
çok şey konuşuldu ama
özetlersek,
felaketteki
yıkımlarda
"organize" sorumluluğu
çıplak
gerçeklerle
hatırladık!..
Yani, o programda
sadece "müteahhit" deyip
işin içinden çıkılmasının
aldatıcı bir söylem olduğunu
bir kere daha gördük!..
1985 yılından bugüne gelen
imar afları,
nüfuzlu
arsa sahiplerinin
kayrılması
ve kollanması,
belediye başkanları
ve onların
direktifiyle
imar değişikliklerini
onaylayan
meclis üyelerinden
başlayıp,
kontrollerde
göz yumanlara
kadar 
"zincirleme" bir süreç
gerçeği var ortada...
Bu noktada, Büyükşehir ve İlkadım Belediyesi önceki dönem meclis üyesi
Erkan Akyüz, yaşadıklarından örnekler vererek,
bu süreci
açık yüreklilikle
ortaya koydu...
Zaten,
Akyüz'ün
ifadelerindeki
haklılığı,
deprem bölgesinde yaşanan
benzer uygulamalar da
anlatıyordu... 
"Rant" yüksek olunca
işler değişiyordu...
Mesele, sağ-sol
değil;
vicdandı aslında...
Tıpkı rahmetli Cemil Meriç'in, 
"Bu memlekette sağcı-solcu, ilerici-gerici yoktur, namuslu ve namussuzlar vardır"
dediği gibi...
Soralım öyleyse,
hangi para, 
binlerce hayatı geri 
getirecek ve gözyaşlarını
silip,
acıları
dindirecek?..

Kanal S'deki 
"Deprem özel",
Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın yakınında olan
Samsun'u
yönetenlerin
gelecekte lanetlenmemek
için çıkarması
gereken derslerle
doluydu...
Bu bir tercih
meselesiydi elbette...
Ancak "yaşama hakkı"
hepimizindi...
Ve bu işin içinde
"kul hakkı" 
vardı...