Âlemlerin rabbi olan Allah’a hamd onun örnek olarak bizlere gönderdiği habibine salat ve selam olsun. Mevlidi-i nebi haftamız hayırlara vesile olsun.
Dünya ve ahiret saadeti arzulayan her mümin, Yüce Allah’ın kitabına tabi olduğu gibi Peygamberimiz (s.a.s)’in sahih sünnetine tabi olur. Sünnete tabi olmak demek öncelikle Kur’an-ı Kerim’i Peygamberimizin tebliğ ettiği şekilde doğru anlayıp ibadetlerimizi yerine getirmek ve hayatımıza davranışlarımıza ve ahlakımıza yansıtmaktır. Hz. Aişe validemizin dediği gibi gerçekten de O, YÜRÜYEN BİR KUR'ÂN gibiydi. Hz. Aişe annemiz Peygamberimizin (s.a.s.) ahlakını soran kişilere ne cevap vermiştir? “Onun (Peygamberimizin) ahlakı Kur’an’dı”  demiştir. O halde Kuranın bir emri olarak peygamberi kılavuz edinmek ve ona tabi olmak, onun aydınlık yolunu takip etmek en isabetli olanı değil midir? Ahzab suresinde 44. ayette buyrulduğu üzere “Ey peygamber! Seni tanık, müjdeci, uyarıcı, izniyle Allah’a çağırıcı ve etrafını aydınlatan bir ışık olarak gönderdik.”
Sünnete tabi olmak demek bizim için en güzel örnek olarak gösterilmiş olan Peygamber Efendimizin ibadet hayatını, sosyal hayatını, sadakat ve güvenilirliğini, saygı ve sevgiyi, güzel ahlakı öğrenmek ve yaşamaya çalışmaktır. Yüce Allah şöyle buyurmuştur ;“Andolsun, Allah’ın Resûlünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.” (Ahzab 21)
Hz. Muhammed'in (sav) peygamberlik vazifesi, sadece vahyi nakilden ibaret değildi. O, Rabbinden aldığı vahiy doğrultusunda, inanç, ibadet ve ahlâkî değerler başta olmak üzere günlük yaşantının her alanında, İslam’ı anlatarak, açıklayarak ve yaşayarak Müslümanlara dinlerini nasıl yaşamaları gerektiğini, önce kendisi bizzat uygulayarak göstermiştir.
Nebevi Kılavuza uymak demek bizi hayata bağlayan kurtuluşa erdiren yola girmek demektir. “Ey iman edenler! Allah ve Resûlü, hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, mutlaka bu çağrıya icabet edin!” (Enfâl, 8/24) yine başka bir ayette; “Kim Resul’e itaat ederse, gerçekte Allah’a itaat etmiş olur. Kim de yüz çevirirse, Biz seni onların üzerine koruyucu göndermedik.” (Nisa: 4/80) 
Rasûlullah (sav) ise şöyle buyurmuştur: “Her kim bana itaat ederse (bana itaati Allah emrettiği için) Allah’a itaat etmiş olur ve her kim bana isyan ederse gerçekten Allah’a isyan etmiş olur.” Buhari (2957).
Peygamberimiz (s.a.s) veda hutbesinde en son nasihati ile bitirelim: “Size iki şey bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız: Bunlar, Allah’ın Kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Rabbim bizleri Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’in yolundan gidenlerden eylesin. Bizleri Allah’ın Kitabına ve O’nun Peygamberinin sünnetine tabi olanlardan eylesin
Salat ve selam Allah’ın Resûlü Muhammed Mustafa (sav) ve ailesinin üzerine olsun.
Mevlidi nebi haftasının, İslam âlemine ve ülkemize bereket ve huzur getirmesi temennisi ile Allah’a emanet olun.                                                                                                                                  

Samsun İl Müftü Yardımcısı Abdullah KILIÇ