Bir Mahalle Bir Adam: Lalinci Hamit Dayı (Hamit Çalış) Efsanesi 2. Bölüm

Abone Ol

Fotoğraf 1: Lalinci Hamit Dayı’nın dönme dolabı, Aylin Çalış arşivi

Bafra’da yaşamış olan Hamit Dayı, el becerisi, yardımseverliği ve çok yönlü yetenekleriyle çevresinde derin izler bırakmış bir halk ustasıydı. Bafralı köklü ailelerden Cennetlikzadelerin piyanosu bozulduğunda onu tamir etmesi ve ardından çalması, onun yalnızca bir tamirci değil, aynı zamanda sanatla iç içe bir ruh olduğunu da kanıtlıyordu. Mandolin, keman ve flüt gibi enstrümanları da ustalıkla çalardı.

Mahalleli, elektrik ya da suyla ilgili bir sorun yaşadığında önce Hamit Dayı'ya haber verirdi. O da hiçbir karşılık beklemeksizin yardıma koşardı. Bu gönüllülüğü ve pratik zekâsı, onu yalnızca bir komşu değil, adeta mahallenin dayanağı hâline getirmişti.

Zanaatkârlığı yalnızca teknik alanla sınırlı değildi. Hamam ve ev banyolarında, camilerde kullanılan geleneksel takunya (Nalın) yapımında da ustalaşmıştı. Bu işi eniştesi Keçeli İbrahim’den öğrenmiştir. Gençler onun yaptığı takunyalardan edinmek için sıraya girerdi. Bu takunyaları dükkânının önünde üretir ve satışa sunardı. Bu nedenle, Bafra’da zamanla “Lalinci Hamit Dayı” olarak anılmaya başlandı. Takunyaların kayışlarını kullanılmış araba lastiklerinden yapması, onun geri dönüşüm anlayışına da işaret eden incelikli bir detaydı.

Fotoğraf 2: Hamit Çalış, nalın yapımı, Aylin Çalış arşivi

Balık ağı örmek gibi geleneksel becerilere de sahip olan Hamit Dayı, bu ağları satarak geçimini desteklerdi. Balık ağlarının yapımında kullanılan kurşunların döküm işini de yapardı. Hafta sonları serpme ağını alarak balık tutmaya gider, yakaladığı balıkları temizler, pişirir; fazlasını komşularıyla paylaşırdı.
Ev işlerinde de bir kadın ustalığına sahipti: hamur açar, pide, mantı yapardı. Hamit Dayı, pide yaptırmak için fırına gittiğinde, sırasını beklemekle yetinmez, hemen kolları sıvar ve komşuların pidelerine yardım ederdi. Onun su böreği de çok meşhurdu; gerçekten çok lezzetli yaptığı söylenirdi. Hamit dayı yaz aylarında Niyazi Tabak’a ait otobüsü ayarlar mahalleyi imece usulüyle organize ederek Gümenez, Geyik koşan, kaymakam kampı gibi sayfiye yerlere kolektif geziler düzenlerdi. Bu etkinliklerde adeta bir tur operatörü gibi çalışır, herkesin güzel vakit geçirmesini sağlardı.



Fotoğraf 3: Tokalak’ın meşhur fırını, Aylin Çalış arşivi

Karadeniz’in bereketli topraklarında, Bafra’nın neşeli sokaklarında bir zamanlar mizahın ustaları yaşardı. Onlardan biri, kendine has espri anlayışıyla hafızalara kazınan Hamit Dayı (Hamit Çalış) idi. Bafra’nın en mukallit şakacılarından biri olarak nam salan Hamit Dayı’nın yanında, aynı ruhu taşıyan kömürcü Cemal Dayı, ayakkabı tamircisi Topal Basri Amca ve Bafra Eczanesi’nin çalışkan kalfası Ünal Arıcı gibi birbirinden renkli simalar yer alırdı.
Bu muzip ekip yalnızca yakın çevresini değil, tüm ilçeyi kahkahaya boğacak şakalarla adeta küçük bir tiyatro sahnesi yaratırdı. Öyle ki bir gün köylere haber salınıp kaplumbağa toplatılmış, gariban bir vatandaş da para kazanma ümidiyle bir çuval tosbağayla Bafra’ya inmişti. Ancak Cemal Dayı, “Bunlar erkek, ben dişi alıyorum,” diyerek vatandaşı Topal Basri’ye yönlendirmiş, o da Hamit Dayı’ya, Hamit Dayı da Ünal’a paslamıştı. Nihayetinde Ünal, “Bunlardan ilaç olmaz, daha anaç olmaları lazım,” deyince vatandaş çaresizce çuvalı eczanenin önüne bırakıp köyüne geri dönmüştü.

Fotoğraf 4: Sol baştaki Hamit Dayı, sağ baştaki Topal Basri, Safet Ay arşivi

Tabakhane Mahallesi hem sıcaklık hem de neşe barındıran bir yerdi. Herkesin birbirini tanıdığı bu mahallede en küçük olaylar bile kısa sürede efsaneye dönüşürdü. Bu hikâyelerin merkezinde çoğu zaman iki isim bulunurdu: Sigaracı Şevki ve Lalinci Hamit.

Devamı yarın...