Bir Anneye Yazılmış Hayat: Mete Kahraman’ın Ardından

Abone Ol

Merhaba kıymetli okuyucularım,
Bugün kaleme aldığım satırlarda, bir annenin eşsiz merhametini, bir evladın ömrü boyunca sürdürdüğü mücadeleyi ve en önemlisi de vefanın insan kalbine dokunan sıcaklığını anlatmak istiyorum.
Dün, inandığım, sevdiğim, canım kardeşim Mete Kahraman’ı ebediyete uğurladık. Canım acıyor… Çünkü Mete, yalnızca engelli bir birey değil, kalbi, aklı, üretkenliğiyle çevresine ışık saçan, annesinin ona öğrettiği değerleri bir bayrak gibi taşıyan nadir insanlardan biriydi.
Hayat onu çocuk yaşta kazayla sınamıştı. Ama Mete pes etmedi. Annesi Zarife Hemşire’nin tarifsiz emeği, şefkati, her gün yeniden kurduğu umut köprüleri sayesinde yaşama tutundu. Annesiyle beraber nice şehir, nice hastane, nice umut kapısı dolaştılar. Olmadı… Yine de hiç pişmanlık taşımadan, keşkesiz yaşama devam etmenin ne demek olduğunu Mete’den öğrendik.
Bir gün bana şöyle dedi:
“Kazım abi, ben annem vefat edince engelli olduğumu tam olarak anladım… Çünkü bir annenin gözleri üzerinde olmazsa, hiçbir bakıcı bir annenin bir bakışını veremez…”
Ne kadar doğru bir söz… O yüzden annesinin mezar taşına şu cümleyi yazdırmıştı:
“Canım annem, bu bir veda değil, sadece kısa bir ayrılık. Bilesin ki bu dünya hiçbir zaman seninle olduğundan daha güzel olmayacak.”
Sevgili Mete, engelli kardeşlerimizin sesini duyurmak için ekranlarda, meydanlarda, köşe yazılarında yılmadan anlattın. Siyasetçiler, bürokratlar, protokoller senin kapını çaldı. Engelliler Haftası geldiğinde fotoğraflar çektirip sonra bir yıl boyunca uğramayan nice “sözde dostluklar” gördün. Bu duruma öyle güzel bir sözün vardı ki:

“Eğer bir gün gelip fotoğraf çektirmek isterlerse, o fotoğrafın bir bedeli olmalı. Çünkü sonra hiçbiri dertlerimize merhem olmuyor.”
Hayatını olduğu gibi, olduğu haliyle yaşamayı seçtin. Önyargılardan yoruldun. Kitabının adını bile annenin kalbinden alarak koydun:
“Zarife Hemşirenin Oğlu.”
Ne güzel bir vefa, ne güzel bir anlatı… Bir insanın dünyaya en güzel hediyesi, annesinin ismini saygıyla yaşatmasıdır.
Sevgili kardeşim, sen başardın. Annene layık oldun.
1975 doğumlu, engelleri aşan bir Ziraat Mühendisi, televizyon programcısı, yazar ve en önemlisi hayata dair umudu hiç yitirmemiş bir güzel insandın.
Dün cenazende senin inandığın, kıymet bildiğin dostların oradaydı. Bir annenin duaları, bir evladın gayreti, bir kardeşin mücadelesi mezarında kavuştu. Sen şimdi annenle lavanta bahçelerinde, gönüllerimizdeki en temiz köşedesin.
Allah rahmet eylesin. Mekânın cennet olsun can kardeşim. Annene kavuştuğun için mutluyum. Bilesin ki burada seni seven yürekler hep var olacak.
Saygı ve rahmetle…
Düşündürebilmek, gelecek için üretilecek ürünün ana kapısıdır. Kazım İLHAN

İnsanın ilim ve edebi, en büyük varlığıdır. Eskimez, çürümez, kaybolmaz.( Mevlana)
Toplumun ve ailenin en büyük ilacı doğru iletişimdir.