Dün,
"Bu şehre 
haksızlık"

başlıklı
yazımda,
Çarşamba'ya
iletişim ve hukuk fakülteleri yerine
ziraat ve veteriner 
fakülteleri
kurulsaydı;
her bakımdan daha iyi olurdu,
demiştim...
Çarşamba'dan
eski dostlar aradı
ve geçmişten
notlar bıraktı...
"Senin söylediklerini dönemin kaymakamı
merhum Caner Yıldız da anlattı
ama
dinletemedi"

diyen de vardı;
bazı yöneticilerin
inadı
yüzünden
olduğunu ifade eden de...
O yılları hatırlıyorum...
OMÜ Rektörü
Prof.Dr. Hüseyin Akan,
Çarşamba Belediye Başkanı da
Av. Hüseyin Dündar'dı...
Dündar, Mustafa Kemal Güneşdoğdu Yerleşkesi'nin
kazandırılmasında etkili olan isimdi...
Önce Ali Fuad Başgil Hukuk Fakültesi,
ardından da İletişim Fakültesi'nin
kurulmasında emeği vardı...
"Hukukçu- siyasetçi"
Prof. Dr. Ali Fuad Başgil,
verdiği demokrasi mücadelesiyle tanınan
Çarşambalı bilim insanıydı...
Onun isminin yaşatılmak istenmesi,
bir vefanın sonucuydu...
Ancak, hem ilçenin sosyal altyapısı
hem de
öğretim üyesi 
sıkıntısı, hiç dikkate alınmadı...
Bugün gelinen noktada,
iletişim ve hukuk fakülteleri yerine;
hem işletme hem de
üretici boyutunda
tarım, hayvancılık ve gıda sektörünün
teknik eleman ihtiyacını karşılayacak
fakülte ya da yüksekokullar kurulsaydı,
daha iyi olmaz mıydı?..
Çarşamba'daki dostlar da
bunu söylüyor zaten...
İletişim fakültesi kurulduğundan beri 
ilçede yeni gazeteler, dergiler, radyolar ve televizyonlar mı açıldı?..
Hukuk fakültesi açıldığından
beri, yeni istihdam alanları mı 
yaratıldı?..
Dünkü yazımda,
Çarşamba'da binlerce insanın
Şeker Fabrikası ile
Menteşoğlu'nun
işletmeleri sayesinde
emekli olduğunu hatırlatmıştım...
Diğer fındık fabrikalarından da
çok sayıda emekli olan özellikle kadınları
o yazıda unutmuşum...
Türkiye'nin en bereketli ovalarından
birine sahip Çarşamba'da;
tarım, gıda ve hayvancılığa dair
teknik eleman ihtiyacını karşılayıp,
üretimde verim
artışını destekleyecek
fakültelerin
kurulması,
hem ilçe hem şehir hem de ülke ekonomisine
büyük katkı sağlamaz mıydı?..
Bu ülkenin temel sorunu 
üretim ve istihdam ise
yanlışı sürdürmek niye?..
Atın önüne eti, itin önüne otu
koymak gibi 
saçma bir 
durumu,
sorgulamaya
devam edeceğim elbette...