Bu sezon balıkçıları da ters köşe yaptıracak şekilde bol lüfer avlanıyor. Uzun yıllar özlem duyulan lüfer, çinekop ve sarı kanat çok pahalı olmayan fiyatı ile mutfakları şenlendiriyor. Lezzetiyle en beğenilenlerin başında gelen, “Boğazın Prensi” olarak nitelendirilen, defne yaprağı, çinekop, sarı kanat aşamalarının ardından büyüyerek lüfer adını alan balık, dolgun eti ve az kılçığı ile iflah olmaz tutkunlarının her daim aradığı deniz ürünüdür. Lüferin daha büyüğü olan kofana ve onun irisi sırtı kara çok fazla avlanmıyor. Nedeni de lüferin ağlara fazla takılmasından olsa gerek... Ekmeğini denizden çıkaran deneyimli tekne sahipleri 1 Eylül’de başlayan balık sezonu öncesi hamsinin bol avlanacağını, palamudun kıt olacağını öngörmüştü. Dedikleri gibi hamsi önceki sezonlara göre ağları doldururken, palamut nazlanırcasına tezgahlara az geliyor. Kaptanları asıl şaşırtan lüferin bolluğu oldu. Onlar bile balık haline kasalar halinde lüferin geleceğini düşünememiştir sanırım. Hem İstanbul Boğazı’nda hem Karadeniz’de hem de Çanakkale Boğazı’nda şu sıralar oldukça kendini gösteriyor damaklara ayrı bir tat bırakan, çinekop, sarı kanat ve lüfer... Bol avlanmasına karşın fiyatı ucuz sayılmaz. Çinekop kilosu 40-45 liradan, sarı kanat 50 ile 60 lira arasında satılırken, lüferin tanesi boyuna göre 45 liradan başlayıp 60 liraya dek yükseliyor. Önceki yıllara göre fiyatı uygun olsa bile dar gelirli yurttaş için yine de yüksek bu fiyatlar. Bol avlanan hamsi ile istavrit 10 liraya kadar gerileyen fiyatı ile en ucuzu. Palamut tanesi 40-50 liradan, mezgit kilosu 30-35 liradan müşteri bekliyor. Palamudu bulabilirsen! Çinekop, sarı kanat ve lüferin ederi önceki yıllara göre yine de uygun. Hem geçmişte bu denli bol avlanmıyor, mumla aranıyordu. Ondan ötürü hayli pahalı satılıyor, yanına yaklaşılmıyordu. Bu sezon çok yakalanıyor hem de fiyatı önceki yıllara göre ucuz sayılır. Lüfer bereketi demem bundan kaynaklanıyor. Ancak yine de avlanmada boy yasağının ıskalandığı görülüyor. Denetimlerden mi kaçıyor bilinmez. Tezgahlarda yine yasal boyun altında kalan balıklar yer alıyor. Aslında avlanan balık miktarı her yıl azalıyor. Gerek vahşi avlanma gerek denizlerin hızla kirlenmesi gerek doğayı mahveden küresel iklim sonucu suların ısınması, deniz canlılarını tüketmeye devam ediyor. Bu ne kadar böyle sürer bilinmez. Denizleri gözümüz gibi korumalıyız ki, balık popülasyonu çoğalsın, avlanma miktarı artsın. Eğer, doğaya, ormanlara, çevreye ihanet ettiğimiz gibi denizlere de hoyrat davranırsak. Bedeli çok ağır olur. Lüfer bol, fiyatı da çok yüksek değilken iflah olmaz tutkunları sanırım sofralarından eksik etmez. Hem, bir daha bu denli bol ve pahalı olmayan lüferi bulabilecek miyiz?