İnsan sosyal bir varlıktır. Yaşadığı toplumun bir üyesidir. Her daim birbirlerine ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçların giderilmesinde birbirlerine yardımcı olmaları/imkânlarını paylaşmaları topumun bilincini güçlendirip huzuru tesis eder.

Paylaşma bilincinin en yoğun yaşandığı zaman dilimlerinden biride Ramazan Ayı’dır. Öyleyse bu zaman dilimini fırsat bilip ihtiyaç sahibi olanlarla elimizdekileri paylaşarak gönüller yapalım. Paylaşmanın ne kadar ulvi bir eylem olduğunu Rabbimiz kitabında şöyle ifade etmekte: Sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: "Hayır olarak ne harcarsanız o, ana-baba, akraba, yetimler, fakirler ve yolda kalmışlar içindir. Hayır olarak ne yaparsanız, gerçekten Allah onu hakkıyla bilir." (Bakara 2/215) Allah yolunda yapılan harcamalarda önemli olan ihlastır, imkânın elverdiğini yapmaktır ve harcama yapılacak alanlarda ihtiyaç sahibi olmak şartıyla, karşılık beklemeden, kimsenin onurunu kırmadan, en yakın akraba olan ana babadan başlamak üzere akraba, komşu ve ihtiyaç sahiplerine yardımda önceliğe riayet etmektir. Peygamberimiz aile fertlerine yapılan harcamaları infak kavramıyla ifade etmiş ve bunun bütün sadakaların en hayırlısı olduğu belirtilmiştir. (Müsned, V, 277; Müslim, “Zekât”, 38, 39)
Paylaşmanın amacı ihtiyaç sahibine yardım etmek ve onu kendine yeterli bir hâle getirmektir, düşkünün elinden tutup onu ayağa kaldırmaktır. Allah’ın lütfettiği zenginlikten, sevdiği şeylerle başkalarını da faydalandırmaktır. Kardeşinin gönlünü almak, olmayana yardım etmek, olana ikram etmektir. 

Toplumlardaki dünyevileşmeyi, yozlaşmayı ve çürümeyi hazırlayan temel faktörlerin başında, dünya hırsı, bencillik, israf ve lüks gelir. Bir toplumda, infak terk edilirse o cemiyet helâk sürecine girmiş demektir. Malını dağıtmayanları malı dağıtır. Cimrilik, israf, lüks ve refahtan şımarma(mütref), medeniyetleri içten içe çökerten, güçlerini kıran ölümcül bir illettir. Peygamberimiz, cimriliğe karşı müminleri uyarmış ve onu toplumların helâk sebebi olarak niteleyerek:
Cimrilikten sakının!  Çünkü cimrilik sizden öncekileri helak etmiş, onları birbirlerinin kanlarını dökmeye, haramlarını helâl saymaya sevk etmiştir. (Müslim, Birr,56.) buyurmuştur.

Paylaşmak, insanın dünya malına karşı dengeli olmasını sağlar, onu cimrilik ve açgözlülük hastalığından kurtarır, ona gönül zenginliği verir.
Paylaşmak, ihtiyaç sahibinin gönlüne girip imar etmektir. Zor durumda olduğu için kendisini çaresiz ve yalnız hissedenlerin gönüllerini onarmaktır. O gönül ki, Hakk’ın tecelli yeri olduğundan muhteremdir. Gönle girmek, gönül imar etmek son derece önemlidir. Nitekim Allah dostlarından Hacı Bayram Veli, yazdığı Muhammediyye adlı eserini kendisine takdim eden halifesi Yazıcızade Mehmet Efendi’ye: “Oğlum, bununla meşgul olacağına keşke bir gönül hak etseydin. Bir gönül imar etseydin!” demişti.  
Öyleyse yakınlarımızı görüp gözetmek, ihtiyaç sahiplerini araştırıp bulmak, muhtaçlara yardım elini uzatıp elimizdekileri paylaşarak gönül yapmak bizim kulluk görevimizdir. Bu görevi layıkıyla yerine getirmek kardeşlik duygularımızı geliştirecektir. Bu sayede ihtiyaç sahiplerinin yaşadıkları sevinç ve memnuniyet, paylaşanların gönlünde huzura ve genişliğe dönüşür. Böylelikle mümin gerçek anlamda iyiliğe ulaşmış olur.

  Latif OZAN  Alaçam Vaizi