Bir dönem Çukurova’da hüküm süren ağalık ve ırgatlığın konu edildiği ‘Gökte Yıldız Yerde Ateş’ isimli roman dizi film oluyor.

Aslen Kozanlı olan eski Adana Milletvekili İsmail Hakkı Öztorun’un kızı Ayça Öztorun, ilk romanı ‘Gökte Yıldız Yerde Ateş’i kısa süre önce okuyucuların beğenisine sundu. “Bu kitap, bütün emekçilerin kitabı, tüm zulmedenlerin cezası olsun” şeklinde özetleyen Öztorun ile kitap ve film projesi üzerine konuştuk.

ÇUKUROVA’NIN İNSANLARI DA YILDIZ OLDUĞU İÇİN KİTABA DÖKTÜM

Çukurovalı olmanın bir ayrıcalık olduğunu ifade ederek sözlerine başlayan Öztorun; “Topraklarımız o kadar bereketli ki. Bu bereketli topraklarda da kavgalar, aşklar, entrikalar her zaman olmuştur. Annelerimizden, babalarımızdan ve dedelerimizden ninni gibi hikâyeler dinlerdik. Üç buçuk yılda bitirdiğim bu kitapta, geçmişte tanık olduğum bazı yaşanmışlara, hayal ürünlerimi de ekledim. Geniş bir topluluk tarafından takdir aldım. Kitaba yüreğimi döktüm ve hikâyeleştirdim. Kafamda oluşturduğum bazı kahramanlara düşman oldum ve bazılarını çok sevdim. Çukurova’da ne gökyüzü biter ne de yıldızlar. Onlar benim için birer yıldızdır. Çukurova’nın insanları da yıldız olduğu için kitaba böyle bir eser ile ölümsüzleştirmek istedim” dedi.

BU KİTAP, BÜTÜN EMEKÇİLERİN KİTABI

Çukurova’da geçen bir eski zaman hikâyesini anlattığı romanının önsözü ile ilgili bilgi veren Ayça Öztorun, “Sevgili Yaşar Kemal, kanatlanıp bir kuş olsam, keşke sana ulaşsam. Kalem tutan ellerinden öpüp alnıma koysam. Ben Orhan Kemaller ‘in, Yaşar Kemaller ‘in yazdıklarını ninni yaptım yüreğime. Bereketli topraklarda emekler, mücadeleler, sevdalar, entrikalar hiç bitmez. Çocuk yaşta tanık olursun zulümlere, direnişlere, ağıtlara ve sevdalara. Yaz geceleri serilir yataklar damlara. Diziliriz yan yana… Emmi-dayı çocukları gökyüzündeki yıldızları seyrederek duyduğumuz hikâyelere hayallerimizi de katarak anlatır, dalar giderdik uykulara. Çukurova’yı, Anavarza’yı yazmamak mümkün mü? Sanki bana bağrışır ekin tarlaları, pamuk tarlaları, Anavarza ile Kozan Dağı; 'Bizi yazmazsan, toprağa dökülen alın terlerini yaz' der gibi ihtişamla dururlar karşımda. Bu kitap, bütün emekçilerin kitabı, tüm zulmedenlerin cezası olsun.” diye konuştu.

YAŞANMIŞ OLAYLARI KİTABA YANSITTIM

Kitabın birçok bölümünün yaşanmış olaylardan alındığını da kaydeden Öztorun, “Kitapta geçmiş ile ilgili yönetilen işçileri, Kozan tabiri ile icara verilen, kiraya verilen çocukları anlatıyor ki 1995’li yıllarda televizyonlarda izlemiştik bu çocukları samanların arasına saklamışlardı. Sigortasız çalışan küçük çocukları. Bende yetmişli yıllarda icara verilip ağanın kapısında köle gibi çalıştırılan bu çocuklara şahit oldum. Yokluktan ve çaresizlikten ağalara teslim edilen annesiz ve babasız çocukları eziyorlardı. O çocuklar yüreğimde bir acı olarak kalmışlar ki kahramanım oldular benim. Ezilen hatıralarımda yer aldılar. Fakir bir ailenin torunu olarak söylüyorum. Onların yanında durmam gerektiğini düşünüp sıkıntı ile büyüdüm. Hayali kahramanlarımı gerçekten bir kahraman yapmak için çalıştım. İnsanlar emek harcar ise bir takım mükâfatlar alırlar. Ben çok severek yazdım bu kitabı. Sevgi emek ister. Ben bu emeği verdim.” ifadelerini kullandı.

Romanı okuyarak çok etkilenen ve bir film yapılabileceği düşüncesi ile kendisi ile irtibata geçen sinema sanatçısı Erkan Kabakçıoğlu’na ilçeyi gezdiren Öztorun, “Adana’da çekilen ‘Hanımın Çiftliği’ isimli dizi filmde Erkan beyi nefret ederek izlemiştim. Romanda ki Cabbar Ağa kötü karakter. Erkan Bey’in de Cabbar Ağa karakterini üstlendiğini duyunca çok şaşırdım. Bu arada pamuk gibi yüreği olan çok kaliteli bir insan olduğunu öğrendim” diye konuştu.

Filmin hikâyenin yaşandığı Kozan ve çevresinde çekilmesini isteyen Öztorun, “Kozan dağı çatal-matal arasında aslan yatar derler. Biz aslanlarımızı sergilemek istiyoruz. İlçemizin hikâyelerini, eserlerini yaymak istiyorum. Bu da sanatçı ve medya aracılığı ile olur. Bunu yansıtıp bütün herkes izlesin görsün ve Kozan’ımızı izleyip bilsinler istiyoruz.” şeklinde konuştu.

'DİZİYİ UZATMADAN TÜM YALINLIĞI İLE ORTAYA KOYMAYA ÇALIŞACAĞIZ'

Hikâyenin film olarak derlenmesi bölümünde yazarın görev almasının hikâyenin ana temasının tam anlamıyla aktarılması açısından çok önemli olduğunu kaydeden Öztorun, “Erkan Bey senaryoyu bana hocam olarak öğretir ise beraber çalışacağız. Mesela Yaprak Dökümü dizi haline geldiğinde yazan kişi o dünyayı tanıdığı için yazan kişiye eğer hazırlar ise o hiçbir özelliği bozulmadan gidecek bir dizi olurdu. Ama para kazanmak amaçlı beş yılda uzatılmış bir dizinin eserden çok ayrı yerlerde olduğunu ve kirli olduğunu görüyoruz. Biz bu diziyi uzatmadan tüm yalınlığı ile ortaya koymaya çalışacağız. Erkan Bey’in de katkısı ile bozmadan bu diziyi yapacağız” dedi.

KAPAKÇIOĞLU: KİTABIN FİNALİNDE GÖZLERİM DOLDU

Film şirketi tarafından hikâyenin dizi film çekimi görüşmeleri için Kozan’a gelen ve Ayça Öztorun ile görüşen Oyuncu Erkan Kabakçıoğlu, “Kozan’ı çok sevdim. Tarihi dokusu ve her şeyiyle dört dörtlük bir ilçe Kozan. Ayça Hanıma da böyle bir kitabı yazdığı için teşekkür ediyorum. Ellerine ve yüreğine sağlık. Kitabı okumaya başladığım andan itibaren, Bir solukta bitirmişim. Okuduktan sonra böyle bir etki yaptı ki bende son finalinde gözlerim doldu. İlk başta da gözlerim dolmuştu. Harika bir eser çıkartmış ortaya. Bizim amacımız romanı senaryolaştırıp bir dizi filmi haline getirmektir. Eğer bu dileğimizi gerçekleştirirsek bu dizi filmini de Kozan’da çekmek istiyoruz. Ayça hanımda bunu istiyor. Ayça hanım bu romanında iyi insanlar ile kötü insanları çok iyi anlatmış. Şuan kitap halinde bunu herkesin okumasını istiyorum ama film olarak çekersek bu kitabı herkesin mutlaka izlemesini istiyoruz. Güzel bir film olacağına inanıyorum. Olaylar başından sonuna kadar bu bölgede yaşanıyor. Bu bölgede yaşanmış bir hikâye. Gerek Ayça Hanımın gözlemleri ve gerek ise hikâyeleri ile çok güzel bir eser olmuş. Dili ile Çukurova’nın şivesi ile çok güzel ve akıcı bir anlatımı var.” dedi.

Kabakçıoğlu, “Kozan’da güzel yerler var. Bu ilçeden kaliteli filmler çıkar. İnşallah bundan sonra yönetmen ve yapımcılarımız buraları keşfederler. Bu bölgeden çok sayıda sanatçı çıkmıştır. Tıpkı Türk sinemasını dünyaya tanıtan Yılmaz Güney’ler gibi. Bizden sonraki nesil de çok güzel sinema filmleri çıkaracaktır.” diye konuştu.

HİKAYENİN İÇİNDE AŞK, ZULÜM VE ENTRİKA VAR

Kabakcıoğlu, “Romanı okuyan herkes anlayacaktır ki bu roman sanki bir roman gibi değil senaryo gibi yazılmış. İçinde aşk, zulüm ve entrika var. Çok kötü bir ağamız ve melek gibi insanlarımız var. Romana dair içinde her şey var. Belki ustalarımızın eline su dökemeyiz belki onun çırağı bile olmayız ama Sevgili Ayça Öztorun O’na yakın bir eser ortaya çıkarmış. Roman kalitesi bazında eserin orijinalliği bozmasın diye dizi filmi halinde düşünüyoruz. Fakat burada her okuduğunuz sayfayı hayalinizde o kadar genişletebilirsiniz. Güzelde bir dizi çıkar.” ifadelerini kullandı.

Dizide Ayça Öztorun ile birlikte çalışacaklarını kaydeden Kabakcıoğlu, “Eseri herkesten çok Ayça hanım tanıyor. Orada ki hikâyeyi herkesten çok kendisi biliyor. Bu konuda bize yardımcı olursa çok mutlu oluruz.” diye sözlerini sonlandırdı.