Hayatta hepimiz inişler ve çıkışlarla karşılaşıyoruz. Bazen işler istediğimiz gibi gitmez, planlarımız bozulur, umutlarımız kırılır. Böyle anlarda bizi yeniden harekete geçiren şeyin adı motivasyondur. Motivasyon, dışarıdan gelen bir alkış ya da övgü değildir sadece; çoğu zaman içimizdeki sessiz bir güçtür.
Peki, bu gücü nasıl canlı tutabiliriz?
Her şeyden önce şunu bilmek gerekir: Motivasyon bir sonuç değil, bir süreçtir. Bugün çok isteklisinizdir, yarın aynı enerjiyi hissetmeyebilirsiniz. Önemli olan, motivasyonun dalgalanmasına rağmen hedefinize yürümeyi sürdürebilmektir. Başarı, günlük küçük adımların toplamıdır.
Bir diğer önemli nokta ise hedefin netliğidir. Ne istediğini bilmeyen bir insan için motivasyon uzun süre ayakta kalamaz. Çünkü zihnimiz belirsizlikte yorulur, kalbimiz sebep bulamaz. Ama net bir hedefiniz varsa, motivasyon zaman zaman azalsa da yönünüzü kaybetmezsiniz.
Elbette, motivasyon sadece bireysel bir mesele değildir. Çevremizdeki insanların desteği, ilham veren hikâyeler, okuduğumuz bir kitap ya da izlediğimiz bir film bile bize yeniden güç verebilir. Bazen de motivasyon, başkasının umudu olmaktan geçer. Birine yardım etmek, yol göstermek, küçük bir tebessüm sunmak bile kendimize dönük motivasyonumuzu artırır.
Son olarak, motivasyonu diri tutmanın en sağlam yolu kendimize inanmaktır. Her düşüşün ardından yeniden kalkabileceğimizi bilmek, yolumuzdaki en büyük ışık olur. Çünkü motivasyon, aslında en zor zamanlarda “Devam edebilirim” diyebilmektir.