Sahiplenen çalışan; kendi rolü için oluşturulmuş görev, hedef ve davranışların tamamından sorumludur. Beklenen ve amaçlanan sonuçlara ulaşmak için elinden gelenin en iyisini yapar, nasıl davranması gerektiğini çok iyi bilir ve çabasıyla bildiklerini eyleme dökmeye çalışır. 
İdealde, bir kurum çalışanı bir şirkette çalışmayı kabul ettiğinde, o şirketi ulaşmak istediği yere götürmek için bireysel olarak kendi katkısını ortaya koyacağına söz veriyor; sonuç olarak anlaşma çift taraflıdır. İşe alım sürecinde bu beklentilerin net olarak çalışana aktarıldığını varsayarak söylüyorum ki aksi takdirde çalışandan taahhüt beklemek çok gerçekçi olmamaktır. 
Eğer yaptığınız işe bir anlam katarsanız, yaptığınız şey size zor gelmez, şikayet etmezsiniz, negatif yorumlarla kendinizi aşağı çekmezsiniz; arkadaşlığınızı sahiplendiğinizi, o ortama olan aidiyetinizi göstermiş olursunuz. Bu sebeple, kurumların da çalışanlardaki sahiplenme becerisini artırmak için, yaptıkları işin anlamını buldurtması, kişinin kurum için anlamının ne olduğunu açıklaması gerekmektedir.