ERCİYES Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi Organ Nakli Sorumlusu Prof. Dr. Zeki Yılmaz, ''Organ nakli için, organ bağışı gerekiyor. Organ bağışı oranımız ise çok düşük. Ancak başımıza gelince konunun önemini anlıyoruz. Empati eksikliğimiz var'' dedi.
Kayseri İl Sağlık Müdürlüğü ve Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Organ Nakli Merkezi tarafından Dünya Organ Nakli Haftası nedeniyle farkındalık etkinliği düzenlendi. Kentteki bir alışveriş merkezinin girişinde düzenlenen etkinliğe İl Sağlık Müdürü Dr. İsmail Kılıç, ERÜ Tıp Fakültesi Organ Nakli Sorumlusu Prof. Dr. Zeki Yılmaz, organ nakli uzmanları ile organ nakli bekleyen hastalar katıldı. Etkinlikte konuşan Prof. Dr. Zeki Yılmaz, Türkiye'de organ nakli bekleyen hastaların en büyük sıkıntısının, organ bağışı yapılmaması olduğunu belirtti. Prof. Dr. Yılmaz, ''Vatandaşlarımızla görüştüğümüzde herkes organ naklinin iyi uygulama olduğunu söylüyor. Organ nakli için bağış gerektiğini belirtip, organlarını bağışlamasını isteğimiz zaman ise çoğu kişi bundan kaçınıyor'' dedi. Prof. Dr. Zeki Yılmaz, ''Birçok insan, dini sakıncası bulunduğunu düşündüğü için organ bağışında bulunmadığını ifade ediyor. Halbuki biz, din adamlarımızla görüşüyoruz ve onlar, organ bağışının dini yönden hiçbir sakıncasının bulunmadığını söylüyorlar'' diye konuştu.
Türkiye'de çok sayıda organ nakli merkezi ve çok iyi yetişmiş organ nakli elemanı bulunduğunu kaydeden Prof. Dr. Yılmaz, şöyle devam etti:
''Ülke olarak organ nakli konusunda her türlü olanağımız var. Sağlık Bakanlığı da organ nakli konusunda her türlü desteği sağlıyor. Ancak yeterli organ temin edilemediği için, az organ bağışı yapıldığı için, organ nakli yapılan hasta sayısı da giderek azalıyor. Son verilere göre, her 5 beyin ölümlü hastadan birinin organları bağışlanmaktadır. Diğer organlar ise toprak olmaktadır. 2015 yılının ilk 10 ayında ise 1619 beyin ölümlü hasta görüldü ve sadece 376'sının organları bağışlandı. Kayseri'de ise 1 beyin ölümlü hastanın organları bağışlandı. Kayseri, organ bağışı konusunda Türkiye ortalamasını bile yakalayamıyor. Kayseri'ye yakın illerden Mersin ve Adana'da bağışlanan organlar buraya getirildi ve nakil bekleyen hastalara nakledildi. Kişi olarak ancak başımıza gelince olayın önemini anlıyoruz. Empati eksikliğimiz var. Organ bağışının önemini yeterince anlatamıyoruz.''
İl Sağlık Müdürü Dr. İsmail Kılıç da, tedavisi sadece organ ve doku nakli ile mümkün olan hastalıkların, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli sağlık sorunlarından biri olduğunu bildirdi. Organ ve doku nakli bekleyen hastaların sayısının her geçen gün arttığını kaydeden Dr. Kılıç, ''Kalp ve karaciğer nakli bekleyen hastalar, uygun organ bulunamadığı takdirde yaşamlarını kısa bir süre içinde kaybetmektedir. Bugün ülkemizde kronik böbrek yetmezliği hastaları diyaliz cihazlarına bağlı olarak bir gün böbrek nakli olabilmek umuduyla yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır. Nakil bekleyen hastaların bazıları ise tedavi olabilmek umuduyla yurt dışında çareler aramaktadır'' diye konuştu.
Organ bağışında bulunan kişinin organlarının hangi durumda ve nasıl alınacağının 2238 sayılı 'Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkında Kanun'da açıkça belirtildiğini vurgulayan Kılıç, ''2238 sayılı yasaya göre 18 yaşından büyük, akli dengesi yerinde olan herkes organlarının tamamını veya bir bölümünü bağışlayabilir. Böbrek, deri, karaciğer, kalp, akciğer, pankreas, incebağırsak, kemik, kemik iliği, kornea, kalp kapağı, kıkırdak, tendon, kas dokusu, ekstremite, üst solunum yolu, üst sindirim yolu, kadınlarda Uterus gibi organlar nakil edilebilir. Organ bağışı yapılsa bile her ölümden sonra organ nakli mümkün değildir. Örneğin evde ya da yolda vefat eden bir kimse bağış kartı ve ailesinin rızası olsa bile organları alınamaz. Yalnızca hastane yoğun bakım ortamında beyin ölümü gerçekleşen insanlardan organ nakli yapılabilir. Yani sıkça duyduğumuz deprem ve felaketlerden sonra cesetlerin organlarının alınması gibi bir durum söz konusu değildir'' ifadelerini kullandı.

FOTOĞRAFLI