15 Temmuz’u anma programları çerçevesinde o gece yaşananlara düzenlenen ‘Bir İhanetin Anatomisi’ isimli panelle geniş bir çerçeveden bakıldı.

‘Bir İhanetin Anatomisi’ isimli panel Kırıkkale Müftülüğü Konferans Salonunda yapıldı. Düzenlenen panele konuşmacı olarak eski Karadağ Büyükelçisi Niyazi Tanılır, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Kudret Bülbül ve Prof. Dr. Muhittin Ataman katıldı. Panelin koordinatörlüğünü Kırıkkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ekrem Yıldız yaptı.

Fetullahçı Terör Örgütü yapılanmasının yaklaşık yarım asırlık bir geçmişe sahip olduğunu dile getiren Kırıkkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ekrem Yıldız, “Bu yapı kurumlara, nüfus sirayeti ile onları ele geçiren ve din kisvesi altında bunu yapan, güçlendikten sonra dini ölçüleri bir yana bırakalım, insani her türlü ölçüyü bir kenara bırakan bir sapkın yapı, emniyet ve yüksek yargı gibi alanlarda güçlendikten sonra devleti ele geçirmeye kalkıştılar. İşte 15 Temmuz bunu sirayetle başaramayacaklarını sezdikten sonra kalkışmayla yapabiliriz diye düşündüklerinden ortaya koydukları bir eylem. Dolayısıyla bu hain darbe girişimi çok boyutlu bir hadisedir” dedi.

“15 Temmuz bütün darbe girişimlerinden farklıdır”

Türkiye’nin yakın tarihinde yaşadığı darbeler ve darbe girişimleri arasında 15 Temmuz’un farklı bir yeri olduğuna değinen eski Karadağ Büyükelçisi Niyazi Tanılır, “Önceki teşebbüsler ordu içindeki cuntalar tarafından hazırlanıp organize edilip icra edilirken bu darbe teşebbüsü dini bir cemaat yapısı içine gömülmüş illegal gizli bir örgüt tarafından sivil ve askeri unsurlarca birlikte organize edilmiş ve uygulamaya geçirilmiştir. Darbe gecesi askeri kışla ve karargahlarda yakalanan veya kamera kaydına geçen sivil şahıslar bunu kanıtlamaktadır. Diğer darbe girişimlerinden farklı olarak bu kez darbeciler, sivil halka ateş ederek kendi vatandaşlarını katletme, parlamentosunu, emniyet teşkilatını ve polisini bombalama, halkın seçtiği Cumhurbaşkanı’nı öldürmeye teşebbüs gibi insanın kanını donduran ve hepimizi dehşete düşüren eylemlere imza atmışlardır” şeklinde konuştu.

“FETÖ bir cemaat değildir”

Fetullahçı Terör Örgütü’nün dışarıdan göründüğü gibi bir cemaat yapılanması olmadığını dile getiren Prof. Dr. Kudret Bülbül, “Bu yapılanma milletin içine sokulmuş, büyütülmüş, beslenmiş bir ihanet şebekesidir. FETÖ’nün bir cemaat olduğu, diğer cemaatlerden de endişe duyulması gerektiği tezi bence bir FETÖ propagandasıdır. Türkiye’de sivil, liberal, sosyalist, seküler, dini cemaatler birer sivil toplum örgütleridir. Yasal çerçevede yanlışları varsa eleştirilebilir ama asla FETÖ ile kıyaslanarak değerlendirilmemelidir. Dolayısıyla bu örgütler, demokratik toplumun, sivil toplumun vazgeçilmez unsurlarıdır” ifadelerini kullandı.

“Türk halkı kendi kaderini tayin etmiştir”

15 Temmuz’u Türk halkının kendi kaderini tayin hakkını gösterdiği bir direniş olarak tanımlayan Prof. Dr. Muhittin Ataman, “Üslup olarak 100 yıl önceki Kuvayi Milliye hareketine bayağı benzerlik gösteriyor. O zamanda kendiliğinden sokaklara düşen bir halk kitlesi vardı. Biliyorsunuz, Anadolu’nun farklı yörelerinde insanlar direniş örgütleri kurmuşlardı ve işgale karşı çıkmışlardı sonra Mustafa Kemal, bunları Anadolu ve Rumeli Müdafaayı Hukuk Cemiyeti adı altında bir araya getirip düzenli orduya dönüştürmüş ve Kurtuluş Savaşı yapılmıştı. Burada da öyle bir durum söz konusu yani Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısı öncesi veya sonrası Edirne’den Hakkari’ye, Kars’tan Muğla’ya kadar bütün şehirlerde ve aşağı yukarı bütün kesimlerde insanların sokaklara döküldüğünü görüyoruz. Bu direnişi gösteren siyasi kadro var, bunu takdir etmemiz gerekir. Özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısı çok etkili olmuştur” şeklinde belirtti.