Çorum Belediyesi, kentin ulaşım ve trafik sorununa köklü bir çözüm üretmek amacıyla düğmeye bastı.
Çorum Belediyesi ve Yalova Üniversitesiyle protokol imzalandı. İmza törenine Çorum Belediye Başkanı Muzaffer Külcü, Yalova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Niyazi Eruslu ve Ulaşım Mühendisliği Dekanı Prof. Dr. Abdurrahman Özdemir hazır bulundu.
Belediye ve üniversite işbirliği kapsamında ulaşım ve trafik sorunu üç aşamalı şekilde çözüme kavuşturularak trafik sorununa neşter vurulacak. Büyükşehirler haricinde il belediyeleri için zorunlu olmamasına ulaşım ve trafik sorununun çözümü noktasında Ulaşım Master Planı’nın hazırlayacak olan Çorum Belediyesi, bu alanda Türkiye’de bir ilke imza atacak.
Şehir içi ulaşım ve trafik düzenlemesine ilişkin yeni bir adım attıklarını dile getiren Çorum Belediye Başkanı Muzaffer Külcü, şehir içi ulaşım konusunun hemen hemen her şehrin, her belediyenin hatta her hükümetin üzerinde en çok çalıştığı ve en çok bütçe ayırdığı ama bütün bunlara rağmen ‘çözdük, hallettik’ diyemediği bir konu olduğunu söyledi.
Trafik meselesinin nihai bir noktası olmadığına dikkat çeken Başkan Külcü, hayatın çok dinamik bir yapı arz ettiğini, ihtiyaçların, yöneticilerden beklentilerin, her geçen gün arttığını, ayrıca bireylerin gelirleri arttıkça bunun ulaşım üzerindeki etkilerinin de daha belirgin şekilde kendini gösterdiğine vurgu yaptı.
Çorum Belediyesi olarak, bu alana sürekli yatırım yaptıklarını açıklayan Külcü, “İşe Ulaşım Müdürlüğümüzü kurarak başladık. 6 yıl boyunca trafik açısından hayatı kolaylaştıracak her türlü tedbiri aldık. Güvenli ulaşım için arayışlarımızı ve yatırımlarımızı yaptık, bundan sonra da yatırım yapmaya devam edeceğiz. Nitelikli bir ulaşım için yapılması gereken yegâne işin, daha standardı yüksek, daha geniş yollar yapmak olmadığını biliyoruz. Yine de yol konusunu çok önemsedik. Sorunsuz yada az sorunlu bir ulaşım ağı oluşturmakta bu durumun çok etkili olduğuna inandık. Yolların standardının hem yapım kalitesi anlamında hem genişlik anlamında bir zaruret olduğunu bilerek çok sayıda yol çalışması gerçekleştirdik. Çorum gibi tek merkezli kentlerde herkes aynı noktaya ulaşmaya çalışıyor. Bunun önüne geçmek için de kent için yeni bir merkez oluşturmaya çalışıyor ve şehri batı istikametinde büyütmeye çalışıyoruz. Bu sorun aslında bir eski yerleşim yeri olmanın da bir sonucudur. Belediye olarak bir hazırlık yapıyorsunuz. Bir yere müdahale etmek gerekiyor. Gerekli noktaya neşter vurmak için hazırlanıyorsunuz bir bakıyorsunuz, bazen kanun müsaade etmiyor, bazen de bütçe imkânları yetersiz kalabiliyor. Ayrıca yapılaşmanın olduğu mevcut doku üzerinde yapılan planlar çoğu zaman uygulamaya geçirilememekte ve sorun varlığını devam ettirmektedir. Çorum da büyük oranda bu sıkıntıyı yaşayan kentlerden birisidir. Bunun en somut örneği Gazi Caddesi ile 23 Nisan Kavşağı arasındaki kamulaştırma çalışmasıdır, 6 yıldır bitmedi. Aynı şekilde Kale Bölgesi ve Yeniyol Mahallesindeki bazı noktalar” dedi.
Son yıllarda milli gelirin artışıyla birlikte araç sayısındaki artışında dikkate alınması gerektiğinin altını çizen Külcü, “Çorum’da 2003 yılında 80 bin civarında araç varken 12 yıl sonra bu sayının 150 bine çıkması da yine sorunun ana unsurlarından birisidir. Şüphesiz bu araçların en az yarısı merkezdedir. Yine bugün itibariyle Çorum il nüfusunun yüzde 50’si merkezde yaşamaktadır. İl nüfusu genel olarak stabil veya negatif bir nitelik arz ederken, merkezin nüfusu her yıl ortalama yüzde 3 civarında artmaktadır. Bu veride ayrıca şehiriçi ulaşımı zorlaştırmakta ve yeni tedbirler alma ihtiyacı ortaya çıkarmaktadır. Belediye bünyesindeki mühendis arkadaşlarımız zaman zaman dışarıdan danışmanlık desteği de alarak, şehiriçi ulaşım konusunda 6 yıldır akıllı kavşak uygulaması da dahil olmak üzere farklı çalışmalar yapıyorlar. İl belediyeleri içinde akıllı kavşak çalışmasını ilk biz yaptık. Şu anda da 6 akıllı kavşak uygulamamıza ilave olarak 3 kavşakta daha demo uygulaması devam etmektedir. Bu çalışmalar yapılıyor ve bunlar devam edecek. Ancak konuyu bir bilimsel bakış açısıyla ve daha üst bir ölçekle değerlendirmek ve yönetmek mecburiyeti vardır. Sürdürülebilir bir ulaşım stratejisi için bunu yapmak zorundayız. 2014 yılında bu amaçla bir adım attık. Çorum ulaşım master planını hazırlatmak için 2 kez ihaleye çıktık ancak uygun teklif alınamadı biz de işin doğasına da uygun bir yaklaşım olarak 3 aşamalı bir modeli tercih ettik. Bilimsel bir bakış açısından bahsediyorsak, bu işi yapabilecek en doğru adresler şüphesiz üniversitelerimizdir. Biz de kendimize Türkiye’de bu konudaki en tecrübeli üniversitelerden birisi olan Yalova Üniversitesi’ni çözüm ortağı olarak seçtik. Bu isteğe bağlı bir tercih olmaktan çok, tecrübenin bizi götürdüğü adres olarak ortaya çıkmıştır. Yalova Üniversitesi ile yapacağımız çalışmalar tamamlandığında, inşallah daha sağlıklı bir ulaşım stratejisine nasıl ulaşacağız, bunun yol haritasına kavuşmuş olacağız” ifadelerini kullandı.
Trafik yönetimi projesinin üç aşamadan oluştuğunu anlatan Başkan Külcü, “İlk önce bu şehrin trafik anlamında bir fotoğrafı çekilecek. Mevcut yollarımız. Uzunluklarıyla genişlikleriyle. Kavşaklarımız, sinyalizasyon sistemimiz, otobüs duraklarımız, taksi duraklarımız vb. trafiği etkileyen ne kadar faktör varsa bunların öncelikle fotoğraflamasını yapacaklar. Adeta röntgenini çekecekler. Bu veriler eşliğinde ortaya çıkacak yeni tespitler olacak. Yeni yaklaşımlar ortaya koyacaklar. Elinizdeki sistemle şunları yapmanız lazım. Bunları yaparsanız trafiği daha iyi yönetirsiniz. Daha doğru bir yaklaşım ortaya koymuş olursunuz diyecekler. Biz de onların ortaya koymuş oldukları öngörülere göre birinci projemizdeki son adımımızı atacağız. Uygulama aşamasına geçeceğiz. Nerelere müdahale etmemiz, nerelere neşter vurmamız gerekiyorsa onları gerçekleştireceğiz. Hatlarımızın uzunluğu kısalığı, toplu ulaşımda kullandığımız araçlarımızın niteliği, duraklama modelimiz, vs. maliyetlerimiz adeta analiz edilecek. Toplu ulaşımda Çorum Belediyesi’nin neler yapacağı belirlenecek. Yine orada da önce mevcut halimizin fotoğraflanması, sonrasında ona göre tespitler ve tabi sonrasında Çorum Belediyesi’nin atacağı adımlar gelecek. Son aşama olan 3. aşamada ise ulaşım master planını ortaya çıkarmamız söz konusu. Bu Çorum Belediyesi için şu an bir zorunluluk değil ama 2019 yılında Türkiye’deki bütün belediyelerin büyük şehir belediyesi modeline geçeceğini ön görüyor isek bir vizyon ve hedef olarak bunu önümüze koyuyoruz. Biz yapmak niyetiyle birinci, ikinci aşamayı geçip üçüncü aşamaya geleceğiz. Üçüncü aşamaya geldiğimizde bir buçuk yıllık bir zaman geçmiş olacak” şeklinde konuştu.
Bu çalışmalar tamamlandığında “zaman” ve enerji konusunda büyük kazanımlar olacağını anlatan Külcü, konuşmasında şunları kaydetti; “Zaman, şüphesiz insan için en kıymetli varlık. Enerji ise ülkemiz için çok kıymetli. Fosil kaynaklar konusunda yeterli kaynağa sahip olmayan bir ülkeyiz. Öyleyse bu kaynağın kullanımı hususunda tasarruflu olmalıyız. Ayrıca düşük hızla seyreden araçların daha yüksek egzoz gazı çıkardığını da unutmamak gerekir. Havaya salınan bu aşırı egzoz gazı bir yandan havayı kirletirken diğer yandan yaşam kalitesinin de düşmesine sebep olmaktadır. Tabi burada bir ulaşım konusu konuşurken bizi dinleyen birçok kişinin aklına hemen daha geniş yollar ve otoparklar gelecektir. Bunlar çözümün bir parçası, yapılacak yeni işlerin içinde bunlar da mutlaka olacak ama çözüm sadece bunlardan ibaret değil. Bir taraftan bunlar yapılırken öbür taraftan trafiğin diğer kentsel değerlere etkisi de gözlem altına alınacak. Mesela, trafiğin şehrin mevcut haline etkisi ile çözüm olarak getirilen yeni düzenlemenin şehre etkisi birlikte gözlemlenecek ve değerlendirilecek. Biz belediyecilerin en çok sorun yaşadığı hususlardandır, burası. Daha rahat bir ulaşım için tarihi varlıklar yok edilmemeli, buna dikkat edilecek. Daha rahat bir ulaşım için doğa güzellikler heba edilmemeli buna dikkat edilecek. Kent içinde özgün değerler, özel motifler varsa bunlar mutlaka korunarak gerekli çalışmalar yapılacak. Sadece geniş yol açmak her zaman en iyi çözüm olmayabilir ya da çözüm bile olmayabilir. Ölçü “önce insan”, “önce şehir” olmalıdır. Çünkü yönettiğimiz şehirler bize bir miras değil, hepimize bir emanettir.
Bu hassasiyeti göstermek zorundayız. Ulaşım meselesine böyle baktığımızda bazen kısıtlayıcı olmak ihtiyacı da doğabilir. Her yol, her noktaya ulaşmak zorunda değildir. Yada herkes her yere özel aracı ile gitmek zorunda değildir. Roma gibi çok önemli birçok şehirde, şehir merkezlerinin, özellikle antik kentlerin araç trafiğine kapalı olduğu bilinmektedir. Biz de Ulu Camii ve Arasta etrafında bir süre sonra bir yayalaştırma, yani araç trafiğine kapalı alan oluşturma çalışması yürütmekteyiz. Bu çalışmaların sonunda karşımıza böyle bir kısıtlayıcı tedbirler de çıkabilir. Oto parkla ilgili kısıtlamalar gelebilir. Otopark konusu, bir alışkanlık meseledir. Bizim ülke olarak yeteri kadar otopark yapabildiğimizi söylememiz mümkün değil. Ancak otopark kullanmayı seven bir millet olduğumuzu da söylemek mümkün değil. Biz daha çok aracımızı evimizin önünde, dükkânımızın önünde park etmeyi seviyoruz. Yani herkes aracını yanında seviyor. Belki bunlarla ilgili sınırlamalar, kısıtlamalar da gelecek. Hazırlanacak raporlarda bu ifade ettiğimiz hususların mutlaka hepsinin etkileri olacaktır. Bunlardan hoşlandığımız hususlar olabileceği gibi, şunlar olmasıydı iyi olurdu dediklerimiz de olacak. Şüphesiz bu düşüncelerin hepsi bizim için kıymetli, hepsini önemsiyoruz. Ama bizim için asıl önemli olan, tek tek memnuniyetler yerine toplumsal memnuniyettir. Şehir içi ulaşımın bir bütün halinde standardının yükseltilmesidir. Şehirde yüksek kaliteli, yüksek konforlu, sorunları minimize edilmiş bir ulaşım modelinin ortaya çıkarılmasıdır”