Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ile ortak basın toplantısı düzenledi. Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 12 Ocak'ta Libya'da ateşkesin sağlanması için çağrıda bulundular.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov'la bir araya geldi. İki bakan daha sonra kameraların karşısına geçti.

ATEŞKES ÇAĞRISI
Çavuşoğlu, Erdoğan-Putin görüşmesinde İdlip'te ateşkes, Suriye, ABD-İran gerilimi, Irak ve Libya ile ilgili görüş alışverişinde bulunulduğunu belirtti.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rus lider Putin, Libya'da 12 Ocak'ta ateşkesin sağlanması için çağrıda bulunuyorlar" dedi. Çavuşoğlu ayrıca, "Bu görüşmede ikili ilişkilerimizin yanı sıra bölgesel konularımızı da ele almışlardır" ifadelerini kullandı.

"BARIŞÇIL YOLLA ÇÖZÜLMESİ İÇİN MUTABAKAT SAĞLANDI"
Rusya Bakanı Lavrov ise şunları söyledi:

"Her iki devlet başkanımız tamamen barışçıl yolda bu sorunların çözülmesi için mutabakat sağlamışlardır. BM kararları doğrultusunda da Libya konusunda bir yol haritası çizilmiş oldu. Özellikle vurgulamak istediğim husus hem Putin, hem Erdoğan, Libya'daki tüm taraflara çağrıda bulunarak koşulsuz ateşkes çağrısı yapmıştır. Türkiye ve Rusya liderleri Basra Körfezi'nde tırmanan gerilimin barışçıl yollarla çözümünde mutabakata vardı."

ERDOĞAN VE PUTİN'DEN ORTAK YAZILI AÇIKLAMA
İki Bakan'ın açıklaması ardından Erdoğan ve Putin, ortak bir yazılı açıklama da yaptı. Açıklamadan satır başları şöyle:

ABD ve İran arasındaki gerilimin artmasından ve Irak'taki olumsuz yansımalarından derin endişe duyuyoruz.

Suriye'nin egemenliği, bağımsızlığı, siyasi birliği ve toprak bütünlüğünün muhafazasına olan bağlılığımızı teyit ediyoruz.

(ABD-İran) Tüm taraflara itidalli ve sağduyulu hareket etme ve diplomasiye öncelik verme çağrısında bulunuyoruz.

(İdlib) Sükunetin, İdlip'le ilgili bütün anlaşmaların tüm unsurlarıyla hayata geçirilmesiyle sağlanması gerekliliğini vurguluyoruz.

Libya'nın egemenliğine, bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne ve ulusal birliğine olan güçlü bağlılığımızı yineliyoruz.

İki ismin yaptığı ortak açıklamanın tamamı şöyle:

Biz, Türkiye ve Rusya Cumhurbaşkanları olarak, karşılıklı saygı temelinde, geniş bir yelpazede, yapıcı ikili ilişkiler geliştirmekteyiz. Bugün İstanbul'da açılışını gerçekleştirmekte olduğumuz TürkAkım Doğalgaz Boru Hattı da karşılıklı fayda sağlayan bu ilişkinin somut bir örneğidir. İşbirliğimizin halklarımızın ortak menfaatlerine hizmet etmesinin yanısıra, bölgesel meselelerin çözümüne de katkı sağladığını görmekten memnuniyet duyuyoruz.

İRAN
ABD ve İran arasındaki gerilimin artmasından ve Irak'taki olumsuz yansımalarından derin endişe duyuyoruz. İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Güçleri Komutanı Kasım Süleymani'yi ve beraberindekileri 3 Ocak 2020 tarihinde Bağdat'ta hedef alan ABD hava operasyonunun, bölgedeki güvenlik ve istikrarı olumsuz etkilediğini değerlendiriyoruz.

İran'ın Irak'taki koalisyon askeri üslerine 8 Ocak 2020 tarihinde gerçekleştirdiği balistik füze saldırıları ışığında, hangi tarafça yapılırsa yapılsın, karşılıklı saldırılar ve güç kullanımı, Orta Doğu'daki karmaşık sorunlara çözüm bulunmasına katkı sunmayacak, aksine, yeni bir istikrarsızlık döngüsüne yol açacak ve nihayetinde herkesin çıkarlarına zarar verecektir. Dış müdahalelere, tek taraflı askeri eylemlere ve mezhepsel çatışmalara her zaman karşı olduk. Bu doğrultuda, bölgedeki mevcut gerilimin düşürülmesine dair bağlılığımızı ifade ediyor, tüm taraflara itidalli ve sağduyulu hareket etme ve diplomasiye öncelik verme çağrısında bulunuyoruz.

SURİYE
Suriye'nin egemenliği, bağımsızlığı, siyasi birliği ve toprak bütünlüğünün muhafazasına olan bağlılığımızı teyit ediyoruz.

Terörizmin tüm şekil ve tezahürleriyle mücadele etme ve Suriye'deki ayrılıkçı gündemleri boşa çıkarma yönündeki kararlılığımızı vurguluyor ve bu çerçevede, 17 Eylül 2018 ve 22 Ekim 2019 tarihli Muhtıraların tüm unsurlarıyla hayata geçirilmesinin önemini teyit ediyoruz.

İdlip Gerginliği Azaltma Bölgesi'nde sükunetin, İdlip'le ilgili bütün anlaşmaların tüm unsurlarıyla hayata geçirilmesiyle sağlanması gerekliliğini vurguluyoruz.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararıyla uyumlu kalıcı siyasi çözüm bulunmasına yönelik olarak Astana Mekanizması çerçevesinde çalışmaya ve Anayasa Komitesi'ni destekleme taahhüdüne bağlıyız.

Tüm Suriyelilere insani yardımı ayrım yapmaksızın, siyasileştirmeden ve ön koşul ileri sürmeksizin artırma ihtiyacını vurguluyoruz.

LİBYA
Başta Trablus çevresinde artan çatışmalar olmak üzere, uzun süredir savaştan muzdarip olan Libya'daki gelişmeleri büyük bir endişeyle izliyoruz. Libya'da kötüleşen durum, geniş mücavir bölgenin, tüm Akdeniz bölgesinin ve Afrika kıtasının güvenliğini ve istikrarını sarsmakta, düzensiz göçü, silahların daha fazla yayılmasını, terörizmi ve yasadışı kaçakçılık dahil diğer suç faaliyetlerini tetiklemektedir.

Libya'nın egemenliğine, bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne ve ulusal birliğine olan güçlü bağlılığımızı yineliyoruz. Ülkede kalıcı barış ve istikrar, ancak Libyalılar arasında samimi ve kapsayıcı diyaloga dayanan, Libyalıların öncülüğünde ve Libyalıların sahiplendiği bir siyasi süreçle sağlanabilir. Libya'da süregiden çatışmalara askeri bir çözüm aramak sadece daha fazla acılara sebep olmakta ve Libyalılar arasındaki bölünmüşlüğü daha da derinleştirmektedir. 2015 tarihli Libya Siyasi Anlaşması'na, 2259 sayılı BMGK Kararına ve diğer ilgili BMGK Kararlarına dayanarak, Libyalılar arasında BM himayesinde kapsamlı bir siyasi süreci başlatmak için en önemli önceliği, ateşkesin derhal sağlanması teşkil etmektedir.

BM kolaylaştırıcılığında yürütülen siyasi süreci canlandırmak için elverişli bir ortam yaratmayı amaçlayan Berlin Süreci'ne desteğimizi teyit eder ve sürecin ancak Libyalıların ve komşu ülkelerin katılımı ve bağlılığıyla somut sonuçlar verebileceğini hatırlatırız.

Mevcut kritik şartlar altında ve ilgili BMGK Kararlarının ortaya koyduğu amaçlar ışığında inisiyatif almaya karar verdik. Bu çerçevede, arabulucular olarak, Libya'daki tüm taraflara çatışmaları 12 Ocak günü saat 00.00 itibarıyla durdurmak, sahada istikrarın sağlanması ve Trablus ile diğer şehirlerde günlük hayatın normalleştirilmesi için gereken önlemlerle desteklenen sürdürülebilir bir ateşkes ilan etmek, Libya halkının acılarına son vermek ve ülkeye barış ve refahı yeniden getirmek için derhal bir müzakere masasının etrafında bir araya gelme çağrısında bulunuyoruz. Libyalıların, istisnasız bütün vatandaşlarının çıkarlarını hesaba katan ulusal çapta bir diyalog çerçevesinde, vatanlarının geleceğine bağımsız bir şekilde karar verebileceklerine dair inancımız tamdır.

LİBYA'DAKİ DURUM NE?
Libya'nın Trablus gibi batısındaki şehirleri BM tarafından desteklenen ve uluslararası alanda tanınan Ulusal Mutabakat Hükümeti; doğu kesimlerini ise Tobruk merkezli General Hafter'e bağlı gruplar kontrol ediyor. Libya'nın büyük oranda çöl olan güney kesimlerinin kontrolü de yerel aşiretlerin elinde.