Mersin’in merkez ilçe Toroslar Belediyesi’nin, Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu işbirliğiyle sürdürdüğü, kadına yönelik şiddetle mücadele programı kapsamında hazırlanan ’Değişim Atölyesi’ projesi sona erdi. Projeye katılan 30 kadına, düzenlenen etkinlikle sertifikaları verildi.
Merkezi Finans ve İhale Birimi tarafından kabul edilen, Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu tarafından, ‘Değişim Senin De Elinde’ sloganı ile yürütülen Mersin Toroslar Belediyesi, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ile Kocaeli Barosu’nun ortaklığında Mersin ve Denizli Barolarının da aralarında bulunduğu iştirakçi kurumların desteklediği ‘Değişim Atölyesi’ projesinin kapanış toplantısı Yunus Emre Kültür Merkezi’nde yapıldı. Avrupa Birliği’nden alınan hibe desteği ile gerçekleştirilen projenin kapanış toplantısına, Toroslar Belediyesi Başkan Yardımcısı Jale Tepe, Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu Başkanı Avukat İlke Erol, Toroslar Belediyesi AB Proje Koordinatörü Ahmet Ata, Proje Koordinatörü Şebnem Dal Üzülmez ile Değişim Atölyesi’ne katılan kadınlar katıldı.
Toplantının açış konuşmasını yapan Toroslar Belediyesi AB Proje Koordinatörü Ata, ‘Değişim Atölyesi’ projesinin, Toroslar Belediyesi tarafından Mersin’de başarılı bir şekilde yürütüldüğünü söyledi. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve Kocaeli Barosu ile birlikte projenin 3 ortağından biri olduğunu belirten Ata, projenin, hedefine başarıyla ulaşacağına inandıklarını vurguladı. Toroslar Belediye Başkanı Hamit Tuna’nın, sosyal sorumluluk adına ürettiği sosyal projelerle kamuoyunda her zaman enleri ve ilkleri gerçekleştiren bir anlayışa sahip olduğunun altını çizen Ata, “Soroptimist Federasyonu’nun teklifiyle kabul ettiğimiz bu proje ile Toroslar bölgesinde yapılan alan taraması ile şiddete maruz kalmış kadınlarımızın Değişim Atölyesi’nde tekrar hayata entegrasyonları hedeflendi. Projemizi, ‘Eğitilmiş Bir Kadın Bir Nesil Demektir’ sloganı ile yürüttük ve projenin Türkiye’nin son günlerde geldiği noktada, kadınlara karşı uygulanan şiddetin bu kadar had safhaya çıktığı bir ortamda Toroslar’da uygulanıyor olması bizler için çok onurlu ve gururlu bir mücadele vermemizi sağladı” dedi.
“NE YAZIK Kİ, ŞİDDETİN MANTIĞI YOK”
Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu Başkanı İlke Erol da projenin şiddetle başa çıkmada çatışmanın şiddete dönüşmesi noktasında kadının bilinçlendirilmesini sağlamayı, kadının kaybettiği özgüvenini, hayatının kontrolü duygusunu ve kendini güvende hissetme durumunu ve kendi kimliği ile toplumsal rollerine bakışını yeniden kazandırmayı özel amaç olarak belirlediğini kaydetti. Projede yöntem olarak yaratıcı drama eğitimini seçtiklerini aktaran Erol, “Burada aslında kadına kadınlık algısını göstermeyi amaçladık. Hepimizin zaman zaman toplumda kadın olmamızdan dolayı bir takım davranışlara maruz kaldığımızı görüyoruz. Ne yazık ki, şiddetin mantığı yok. Biz bu proje ile ‘biz yalnız değiliz, bu sadece bizim başımıza gelmiyor ve biz eğer kadınsak güçlüyüz, biz el ele verirsek güçlüyüz’ü vermek istedik. O yüzden de projemizin sloganı ‘Değişim Senin De Elinde’. Değişim, kadının kendisinin güçlü olma algısıyla başlıyor” diye konuştu.
“KADIN OLMAK ZATEN BAŞLI BAŞINA ŞİDDETLE YÜZ YÜZE OLMAKTIR”
Proje Koordinatörü Şebnem Dal Üzülmez ise Değişim Atölyesi projesinin Şubat 2014’te başlayan, Temmuz 2015’te bitecek 18 aylık bir proje olduğunu bildirdi. Toroslar Belediyesi ile çalışmaktan çok büyük keyif aldıklarını ve projenin Toroslar’da başarıyla uygulandığını dile getiren Üzülmez, “Proje AB tarafından Aile ve sosyal Politikalar Bakanlığı’nın yararlanıcısı olduğu bir hibe programının parçası. Kadına yönelik şiddetle mücadelede yerel ve ulusal sivil toplum örgütlerinin kapasitesinin geliştirilmesine dönük bir program. Bizim seçtiğimiz alan kadının toplumsal hayattaki rolünün, kimliğinin, kendi kadın olma durumuna bakışının güçlendirilmesidir” ifadelerini kullandı.
Projenin hedefine ulaştığını belirten Üzülmez, “Kadına yönelik mücadelenin içinde yer alan her türlü kurum ve kuruluşun kendi içinde kapasitesini geliştirmesi gerekiyor. Kadına yönelik şiddet sadece kadının aile içinde dövülmesi, sövülmesi, kocasından kötü muamele görmesi değildir. Kadın olmak zaten başlı başına şiddetle yüz yüze olmaktır. Birçoğumuz sadece kadın olduğumuz için toplumda bir sürü şeyi yapmakta zorluk çekiyoruz. Biz, kadın olmanın güzel bir şey olduğunu göstermek adına kadını güçlendirmek istedik. Bu proje bir rehabilitasyon projesi değil. Şiddete uğrayan kadının iyileşmesinden bahsetmiyoruz. Kadının şiddete uğramamayı tercih etmesinden, şiddeti durdurmayı öğrenmesinden, kadın olmaktan mutlu olmasından, toplumda kadınlık algısını geliştirmesinden bahsediyoruz. Kadın olmak algısında değişiklik yapılması gerektiğinden yola çıkarak yaratıcı drama tekniklerini bu anlamda kullandık. Kadın olmak toplumda başka bir cinsle eşit haklara sahip olmak ve uygulamada da o hakları talep etmek demektir. Hiçbir gerekçe şiddetin haklı çıkmasına yol açamaz diye düşündük ve bu konuda da bir bilinçlendirme, farkındalık oluşturmak istedik. O yüzden de bu projeyi yaptık” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından projeye katılan 30 kadına sertifikaları verildi.