Diyarbakır’da, Ensar Vakfı’nın proje tanıtım toplantısında konuşan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Türkiye’de 28 Şubatların yaşandığını ve bunların etkisinin hala sürdüğünü belirterek, “Temizle temizle bitmiyor ancak hükümetimiz son 12 yılda büyük oranda o tortuları ortadan kaldırdı” dedi.
Ensar Vakfı Diyarbakır Şubesince, Diyarbakır Gençlik Evi projesi tanıtım toplantısı düzenlendi. Bir düğün ve konferans salonunda yapılan toplantıya, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, AK Parti Diyarbakır milletvekilleri Cuma İçten, Oya Eronat, AK Parti Diyarbakır milletvekili adayları Mehmet Salim Ensarioğlu, Alaattin Parlak, Necite Aslan, İl Valisi Hüseyin Aksoy, Dicle Üniversitesi (DÜ) Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç, İl Emniyet Müdürü Halis Böğürcü, vakıf yöneticileri, bazı kamu kurum kuruluşları müdürleri ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri, din adamları, alimler ve vatandaşlar katıldı.
“VERDİĞİMİZ BİZİMDİR BİRİKTİRDİĞİMİZ DEĞİL”
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Ensar Vakfı’nın iki kelimeden oluştuğunu belirterek, “Ensar yardımcı olanlar demek. Gariplere, göç etmişlere, yolda kalmışlara, ihtiyaç sahibine el uzatan demek. Mazlumun yanında olan, kendisinden feda eden demek. Bugünün toplumunda bireyselliğin çok arttığı bir ortamda herkes bir anlamda kendi derdine düşmüş vaziyette. Halbuki şunu çok iyi bilmemiz lazım. Başkası için yaptığımız gerçek anlamda kendimize yaptığımız iyiliktir. Verdiğimiz bizimdir, biriktirdiğimiz değil. İşte bu Ensar ruhu her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bir ruhtur” diye konuştu.
“DÜNYADA BÜYÜK ADALETSİZLİK VAR”
Dünyada yaşanan adaletsizliklerin herkesin malumu olduğunu anlatan Bakan Yılmaz, şunları söyledi: “Geçen günlerde Akdeniz’de Avrupa’ya göç etmeye çalışırken vefat edenleri hep birlikte gördük. Bir taraftan modern dünyanın ne kadar geliştiğini, ne kadar zenginleştiğini anlatıyoruz diğer taraftan da Akdeniz’de zengin bir coğrafyaya ulaşmak için hayatını ortaya koyan insanlar var. Bir diğer taraftan Suriye ve Irak’ta yaşananları hep birlikte görüyoruz. Oradan kaçan insanlara kucak açan Türkiye gibi ülkeleri görüyoruz. Büyük zenginlikleri olduğu halde bu insanlara el atmayan bir dünya da görüyoruz. Bunları hep birlikte düşünmek zorundayız. Ensar ruhunu bütün insanlığa daha iyi anlatmak durumundayız. Bütün dünyanın bu ruha ihtiyacı var. Bugün dünyada günlük olarak bir doların altında harcama ile yaşayan bir milyara yakın insan var. Bir tarafta büyük bir zenginlik, büyük bir israf diğer tarafta büyük bir yoksulluk. Dünyada maalesef adaletsizlik var. Ülkelerin içinde gelir dağılımı eşitsizliği var. Bundan daha yoğun bir şekilde ülkeler arasında adaletsizlik var.”
“TÜRKİYE’DE ENSAR RUHU VAR”
Afrika ve Uzak Doğu’daki birçok ülkenin durumunun ortada olduğunu, dünya nüfusunun yüzde 20’sinin dünya servetinin çok büyük bir kısmını kontrol ederken diğerlerinin maalesef kendi kaynakları bile değerlendiremeyecek durumda olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Bizim bu ruhu bütün dünyaya tekrar hatırlatmamız lazım. Akdeniz’de ölenlerin hesabını bu dünyadan, bu insanlıktan ve bu insanlığın vicdanından sormamız lazım. Biz büyük bir medeniyetin mirasçılarıyız. O çok övünen coğrafya ve medeniyetlerin gerçek durumunu bu olaylar bize çok açık bir şekilde gösteriyor. Biz kendi medeniyetimize yeniden dönmek durumundayız" dedi.
Türkiye’de iki milyona yakın muhacir olduğunu anlatan Yılmaz, şunları söyledi: "Türkiye topyekun bir ensar ruhunda. En gelişmiş, en zengin ülkelerde bu yaşansaydı bugün çok farklı şeylerden bahsediyor olurduk. İki milyon insana 5,6 milyar dolar para harcadı Türkiye Cumhuriyeti Devleti. STK’lerin yaptıkları ayrı. Bununla ne kadar iftihar etsek az. İşte biz böyle bir milletiz. Bütün gücümüzle devam edeceğiz. Ancak bu muhacirlere daha fazla yardımcı olmamız için Türkiye’nin de daha çok güçlenmesi lazım. Geçmişte bunları yapamıyorduk ne yazık. Geçmişte kendimiz IMF kapılarında başkalarının yardımlarına muhtaç durumdaydık. Allah bir daha bizi o günlere geri döndürmesin. Güçlü olalım, ekonomimiz, siyasetimiz güçlü olsun, birliğimiz ve birlikteliğimiz olsun hem kendi insanlarımızı mutlu edelim, refahımızı artıralım hem de bütün dünyadaki insanlara sahip çıkalım. Biz bunu yapabilecek bir ülkeyiz. Biz iddialı bir ülkeyiz.”
“HÜKÜMETİMİZ VAKIFLARA BÜYÜK DESTEK VERDİ”
Ensarın yanında bir de vakfın olduğunu dile getiren Bakan Yılmaz, “Bu da bizim medeniyetimizin özünü ifade eden bir kavram. İnsanlara üç yoldan hizmet sunabilirsiniz. Birincisi devlet. Buna kamu hizmetleri diyoruz. İkinci mecra piyasa. Özel şirketlerle insanlara hizmet sunabilirsiniz. Üçüncü bir yol var ki devletin ve piyasanın ötesinde gönüllü hizmet dediğimiz hadisedir. İşte bu vakıftır. Üçüncü sektör diyoruz biz buna. Bizim bunu çok güçlendirmemiz lazım. Her alanda güçlendirmemiz lazım. Vakıflar ekonomik anlamda da çok değerli varlıklar. Bizim tarihimizde de insanlara şifa dağıtmaktan tutun, kurdu, kuşu himaye etmeye varıncaya kadar vakıflarımızın ne kadar güzel hizmetler ettiklerini çok iyi biliyoruz. Bu üçüncü sektörü bizim daha da güçlendirmemiz lazım. Yine son 12 yılda hükümetler vakıflara büyük önem verdi. Kültür varlıklarımızı restore ettik. Sosyal projelere destek sağladık. Kamu ile vakıfları bir arada çalıştıran destekler oldu. Birçok kurumumuz kanalıyla bunlara destek olduk” dedi.
“HÜKÜMETLERİMİZ 28 ŞUBAT’IN TORTULARINI KALDIRDI”
Ensar vakfını anarken 28 Şubat’ın es geçilemeyeceğini vurgulayan Bakan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu ülkede 28 Şubatlar yaşandı. Bu ülkenin bu değerli varlıklarına, sivil gücüne darbe vurulmaya çalışıldı. Onların etkilerini hala görüyoruz. Temizle temizle bitmiyor. Hükümetlerimiz son 12 yılda büyük oranda o tortuları ortadan kaldırdı. Katsayı adaletsizliklerinden başörtüsü yasağına birçok hadisede ilerleme kaydetti. Vakıflarımızdan da şunu bekliyoruz. Lütfen insan yetiştirin. Fakat o insanlara hükmetmeye çalışmayın. İnsan yetiştirin, o insanlar topluma hizmet etsin. O vakfa değil, insanlığa ve milletimize hizmet etsinler.”