Bilecik Genç Memur-Sen üyeleri tarafından düzenlenen "Sesini Değil Fikrini Yükselt. Kitabını Kap Gel" etkinliği Bilecik Şeyh Edebali Üniversite öğrenci otağında yapıldı.
Bilecik Genç Memur-Sen üyeleri tarafından, Türkiye’nin 81 ilde eş zamanlı olmak üzere sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla düzenlenen etkinlikle ilgili bilgi veren Bilecik Genç Memur-Sen Komisyon Başkanı Resul Hacıislamoğlu, söz söylemek yerine gürültü çıkarmayı tercih etmek yerine kitap okumayı tercih etiklerini belirtti. Hacıislamoğlu, “İlmin birleştiriciliğini ve irfanın aydınlık iklimini idrak edemeyenlere, şiddeti bir yöntem, kavgayı çıkar yol zannedenlere karşı; üniversitelerimizin ilim ve irfan yuvalarıdır. Farklılıklarımızın zenginlik ve ülkemiz için manevi bir sermaye olduğunu hatırlatmak ve onları dünyanın en anlamlı, en birleştirici eylemine davet etmek için toplandık. Üniversiteli gençliği suni ayrımlarla kamplaştırmak, aralarına siyasi fay hatları döşeyerek bilim ortamını ifsat etmek, gençleri şiddet ve terör dalgasının dinamik gücü olarak kullanmak için kolları sıvayan karanlık şer odaklarına karşı ortak bir ses vermek, konuya gereken toplumsal duyarlılığı sağlamak için bugün harekete geçmiş bulunuyoruz. Eski Türkiye’nin ideolojik saplantılı ellerinin karanlık planlarını bozmak için buradayız. Ülkeyi kaos eylemleriyle istikrarsızlaştırarak kardeşlik iklimini bozarak kavgadan siyasi çıkar sağlamak isteyenlere tepkimizi göstermek için buradayız” dedi.
“ÜNİVERSİTELER BEYİN GÜCÜ YETİŞTİREN AYDINLARIMIZIN ÖNDERLİĞİMİZİN YETİŞTİĞİ BİLİM YUVALARIDIR”
Bu şiddet sarmalından uzaklaşmak için gençliği kitap okumaya, karanlığa karşı bir mum yakmaya davet ettiklerini belirterek,. ”Üniversite gençliğinin şiddet sarmalı ile terör dalgasına maruz bırakılması, ülkenin geleceğine yerleştirilmiş olan bir nükleer bombadır. Bilim yuvalarında yetişen gençliğimize kast eden karanlık eller, ülkenin geleceğini sabote etmenin çabası içerisindedir. Geleceğimiz dinamitlenirken sessiz mi kalmalıyız. Şiddetin ve terörün panzehri olması gereken ilim ve irfan yuvaları, bu şiddet ve kirli provokasyonlara teslim mi olmalı? Buna hayır diyoruz, bütün gücümüzle, bütün benliğimizle, bütün vatanseverliğimizle. Zira dinamitlenen yol büyük Türkiye’ye giden yoldur. Tüm gelişmiş ülkelerde üniversiteler, gelişimin lokomotifi, toplumsal ilerlemenin ana eksenini belirleyen kuruluşlar oldular. Türkiye’de de üniversiteler, üniversal, evrensel bilgi üretmenin ve insanlık için değer yaratmanın başat aktörleri olmaları gerekirken, bu ilim ve irfan yuvalarının terör dalgası ile iğdiş edilmelerine müsaade edilebilir mi? Üniversitelerde şiddet ve terör dalgasının yayıldığı bu dönemde, sessiz kalmanın bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülük olduğunu düşünüyoruz. Buradan tüm üniversite gençliğine, sivil toplum kuruluşlarımıza, öğrenci kulüp ve konseylerimize ‘Sesini değil, fikrini yükselt’ diyerek tüm gençlerimize birlik olma çağrısında bulunuyoruz! Bu çağrı, büyük Türkiye yolunda emin adımlarla yoluna devam eden ülkemin, üniversite gençliğini, olaylar karşısında serinkanlı hareket etme, aklın yörüngesinde sağduyulu davranma zaman omuz omuza verme zamanıdır diyoruz. Bu çağrı, küresel ve ulusal piyonların, üniversite gençliğini kendi kirli emellerine alet etmek isteyen karanlık mahfillere karşı, bir sağduyu çağrısıdır. Bu çağrı, üniversiteleri terör dalgası ile üniversite gençliğini provokasyonlarla birbirine düşürmek isteyenlerin heveslerini kursakta bırakmak için birlik çağrısıdır, beraberlik çağrısıdır" dedi.
Konuşmaların ardından üniversite öğrencileri ve katılımcıların kitap okuması ile etkinlik sona erdi.