İSTANBUL (İHA) – İstanbul Aydın Üniversitesi’nde düzenlenen Tarihi Belgeler Işığında Ermeni Olayları Uluslararası Sempozyumu’na katılan Eski Büyükelçi Ömer Engin Lütem, Avrupa’nın Ermeni Olayları söz konusu olduğunda ikiyüzlü bir tavır takındığını ve soykırım iddialarının Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliğini önlemek için kullanıldığını söyledi.
1915 Olayları’nın 100. yıl dönümünde ‘Tarihi Belgeler Işığında Ermeni Olayları Uluslararası Sempozyumu’, Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli ülkelerinden akademisyen ve diplomatların katılımıyla İstanbul Aydın Üniversitesi’nde gerçekleşti. 23 Nisan gecesinde yaşananların tartışmaya açıldığı sempozyumda, birlikte yaşamaya dair ortak paydaları etkileme biçimleri ele alındı. Sempozyuma katılan Eski Büyükelçi Ömer Engin Lütem, soykırım iddialarının, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliğini önlemek için bazı ülkeler tarafından kullanılan bir unsur olduğunu söyledi.
“SÜRGÜN STRATEJİK BİR KARARDI”
Tehcirin 100. yılı sebebiyle Erivan başta olmak üzere dünya genelinde gerçekleştirilen etkinliklerin, 1915 yılındaki tehcirin aslında bir soykırım olduğunu kanıtlayarak Türklere karşı bir tür suçlama yöneltmek için yapıldığını belirten Lütem, sürgün kararının stratejik bir düşünceyle verildiğini söyledi. Doğu Anadolu’da karışıklar çıkmaması için o bölgedeki Ermenilerin tehcir edildiğini belirten Lütem, “Milliyetçiliğin dünyanın her yerinde yükseldiği ve Osmanlı İmparatorluğu’nu oluşturan Hıristiyan unsurların teker teker ayrıldığı bir dönemdi. Bu çerçevede Ermeniler de Rusya ve İngiltere’nin teşvikiyle bağımsızlık talep ettiler. Fakat bunu ele geçirebilmek için Osmanlı ile anlaşmak yerine isyan çıkardılar. Osmanlı da karşı durunca işler büyüdü ve bu hale geldi. Doğu Anadolu, Ermenilerden temizlendiği takdirde Ermeniler, Rusların aleti olmayacak ve bölgede karışıklıklar çıkmayacaktı. Bu mantıken doğru bir şeydi ama o günün koşullarında bu insanların gönderilmesi çok güçtü. Çünkü ulaşım araçları yoktu ve beslenme güçlükleri vardı. Bunu başarabileceklerini zannettiler ve kağıt üzerinde birtakım önlemler aldılar. Ama savaş koşullarında ekonomik bakımdan çok güç durumda olan Osmanlı’nın bunu becerebilmesi mümkün değildi ve pek de iyi sonuçlanmadı” dedi.
1915’te Osmanlı İmparatorluğu’nun müttefiki olarak Anadolu’da görev yapan Alman subay ve diplomatların Ermenilerin tehcirin önemli bir rol oynadıkları yönündeki iddialarını da değerlendiren Ömer Engin Lütem, “Bu eskiden beri ileri sürülen bir iddia. Birinci Dünya Savaşı’nda Almanya ile Osmanlı İmparatorluğu müttefikti ve Almanya, Osmanlı ordusuna yardım etti. Fakat Almanların tehcirde etkili oldukları iddiasının ne derece doğru olduğu bilinmiyor çünkü bu iddialar belgeye dayanmıyor. Sürgünü Almanlar telkin etse bile son kararı Osmanlı veriyor” dedi.
“KANLI GÖMLEKLERİNİ TEMİZLEMEYE ÇALIŞIYORLAR”
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Mustafa Aydın, “Bugün siyasilerimiz, askeri arşivler dahil tüm arşivleri açmaya hazır olduğumuzu söylüyor. Dünya tarihi, dedikodu ve söylem değil, ancak arşivler üzerine yazılabilir. Arşivlerin açılmasına gerek görmeden bir kısım mihraklar kendi kanlı gömleklerini, bu iki kardeş toplumun birbirilerine düşman olmaları üzerinden temizlemeye çalışıyorlar” dedi.