Uzman Psikiyatr Dr. Sıtkı Karaca, Eskişehir’de bir apartmanın 7. katından düşerken temizlik işçisi tarafından havada yakalanarak kurtarılan 4 yaşındaki Ecrin Esen’in, iki engelli yakını ile aynı evde yaşaması konusundaki endişeleri değerlendirdi. Karaca, anne Yaşar Esen’in engelli kardeşleri ve kızı arasında tercih yapmaya zorlanması durumunu psikolojik açıdan değerlendirdi.
İHA muhabirine konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Uzm. Psikiyatr Dr. Sıtkı Karaca, son 100 yılda çocukların olumsuz durumlarda hemen uzaklaştırıldığını ve hayatın zorluklarını görmelerinin engellendiğini söyledi. Bu durumun sakıncalarından bahseden Uzm. Dr. Karaca, “Son 100 yıla girdiğimizden itibaren dünyada, engelli olanlar ya da ölüm olaylarına, ailenin çocukları veya küçükleri tarafından şahit olunmaması gereken bir anlayış var. Bu anlayış kendi içinde çok sakat bir düşünce. Steril bir hayat yaşayamazsınız, her şey mükemmel gitmez. Mutlaka evin içinde engelliler, yaşlılar, hastalar ve ölmek üzere olan insanların olacağı bir toplum vardır. Her şeyi güllük gülistanlık hale getirerek sunamayız. Mutlaka hayatın içindeki her acıyı, ızdırabı, sevinci, beraberliği, güzelliği görürken diğerlerini de görmesi gerekir ki yaşamın anlamını keşfedebilsin. Biz küçük bir olay olduğu zaman çocukları oradan koruma duygusuyla hareket ediyoruz. Bu ise doğal ve yaşanması gereken seyrin yaşanmamasına yol açmaktadır. Küçük Ecrin için de böyle bir şey var. Zaten anne dışarıda çalışıyor, çocuğa kim bakacak? Engelli teyzeler varsa, onlar bakıyorsa demek ki başka işleri de yapabiliyor. Aileye ‘Ya onlar, ya bunlar’ gibi bir tercihte bulunamazsınız. Beraber yaşanabilir bir hale getirmek için devlete, sosyal hizmetlere düşen nedir? Buna bakmak lazım” dedi.
Ailenin desteklenmesi ve çocuğa olduğu yerde bakılması gerektiğini ifade eden Uzm. Dr. Karaca, “Aileler desteklenmeli, olduğu yerde bakılmalı. Türk toplumunun şu mantığı kaldırması gerekiyor; yetim insana sadece kurumlar ya da devlet el atmamalı, yakın akrabaları mutlaka kol kanat gererek kendi içine almalı. Toplum içinde büyütmeli, toplum içinde onu terbiye etmeli, toplum içinde model olarak onu daha iyi, daha güzele götürmeli diye düşünüyorum” diye konuştu.
“ÇOCUK DÜŞTÜ, SAĞ KALDI DİYE ELİNDEN Mİ ALACAĞIZ?”
4 yaşındaki Ecrin’in bugüne kadar engelli teyzeleri ile birlikte yaşamasının bir sorun teşkil etmediğini ve olumsuzluk yaşanması nedeniyle aileden alınmasının doğru olmadığını kaydeden Uzm. Dr. Karaca, “4 yaşında bir çocuktan bahsediyoruz. 4 yaşına kadar bir sorun çıkmamış. Benzer sorunlar teyze olmayan evlerde de olabiliyor. İki gün önce, 3 gün önce başka çocuk düşebiliyor. O zaman biz çocuk düştü, sağ kaldı diye her ailenin elinden mi alacağız?” ifadelerini kullandı.
“AİLEYE DESTEK SAĞLANMALI”
Aileye devlet tarafından destek sağlanması gerektiğine değinen Uzm. Dr. Sıtkı Karaca, “Sosyal hizmet imkanları sağlanabilir, zaten sağlanmış. Odunpazarı Belediyesi tarafından kreş imkanı verilerek aileye destek imkanı açılmış. Zihinsel engelli olduğu söylenen teyzelerle ilgili destek olabilir, haftada bir mutlaka belediye, Sosyal Hizmetler Müdürlüğü ya da Sağlık Bakanlığı tarafından evde bakım gibi aileye destek verilebilir. Mali sorunlarda aileye destek verilebilir. Anne yarın sabaha çıkacak bir yemeğimiz yok ya da akşam yiyecek yemeğimiz yok diyorsa, bu konularda daha titiz olunabilir” şeklinde konuştu.