Antik çağdaki adı Selymbria veya Selybria olduğu bilinen şehir, doğal bir limana sahip olması ve ticaret yollarının üzerinde bulunması nedeniyle önemli bir deniz şehri. Antik kentin nekropol (mezarlık) alanı da bugünkü İstanbul’un Silivri ilçesinin neredeyse merkezinde yer alıyor. Bu sebeple bölge 3’üncü derece arkeolojik sit alanı kapsamına alınmıştı. Selymbria Antik Kenti nekropol alanında daha önce de çok sayıda mezar bulunmuştu. 3’üncü derece arkeolojik sit alanlarında hafriyat yapabilmek için müzeye haber verilmesi gerekiyor. Alandaki inşaattın temel hafriyatı sırasında iki ay önce Roma dönemine ait lahit bulundu. Haber verilen İstanbul Arkeoloji Müzesi uzmanları zeminin bir metre altından çıkan lahitten sonra parselin diğer bölümlerinde de arama çalışması yaptı.Fakat başka bir lahit ya da buluntuya rastlanmadı. Uzmanlar yan parsellerde de arama yapılmasını istiyor ama bunun için koruma kurulu kararı gerekiyor.

Müze uzmanları lahdi kapağı açık şekilde toprak altından çıkarıldığını, içinde ölü hediyesi, insan kemikleri gibi buluntulara rastlanmadığını ifade ediyor. Bu durum lahdin daha önce defineciler tarafından yağmalandığını gösteriyor. Üstelik lahit kapağının üstü de kırık halde bulundu. Lahitte işleme, bezeme olmaması sade birinin mezarı olduğu izlenimi veriyor. Daha detaylı inceleme için eserin müzeye taşınması gerekiyor.

‘ÇALINACAK DİYE UYKUMUZ KAÇIYOR’

Silivri Belediyesi lahitin yerinden kaldırılıp İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne taşınması için İstanbul 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü’ne yazı yazdı. Ancak aradan geçen 2 aylık süreye rağmen lahit kapağı açık şekilde hafriyat alanında bekliyor. Silivri Belediyesi yetkililerinin de “Geceleri korumasız ve bizim de çalınacak diye uykularımız kaçıyor” serzenişinde bulunduğu görüldü.