Türkiye’nin ilk nükleer santrali olacak Akkuyu Nükleer Santral Projesi kapsamındaki Akkuyu Nükleer Deniz Yapıları’nın temeli bugün Mersin’in Gülnar ilçesinde atıldı.
Akkuyu Nükleer Santral sahasında yapılan temel atma törenine, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Rosatom Başkanı Sergey Kirienko, Mersin Valisi Özdemir Çakacak, Akkuyu Nükleer A.Ş. Genel Müdürü Fuad Akhundov ile çok sayıda Türk ve Rus yetkili katıldı.
Törende konuşan Akkuyu Nükleer A.Ş. Genel Müdürü Fuad Akhundov, bugünü çok zor beklediklerini ifade ederek, "Hiçbir ülkede böyle büyük bir anlaşma yapıldıktan sonra hemen inşaat başlamıyor. Özellikle nükleer güç santrali olduğu zaman. Biz uzun yola birkaç senedir birçok Türk şirketi ile çalıştık. Ayrıca bilim insanları ile çalıştık. Rosatom’un tüm akademisyen gücünü kullanarak bu proje üzerinde çalıştık. Dün genel müdürümüz dedi ki, ’Biz gerçekten yazı yazmada rekor kırdık.’ Bunların hepsi izinler için gerekliydi. Rusya’da da çok yoğun bir çalışma yapıldı, proje kararları alınması ve onaylanması için. Akkuyu NGS A.Ş. yüzde 100 Rus sermayesi ile kurulan bir Türk şirketidir ve Türkiye’de ilk ve tektir. Enerji Bakanlığı’na teşekkür ediyorum bizi projede farklı bir şekilde desteklediler, büyük bir yardımlaşma hissettik tüm süreçlerde. Bugünkü etkinlik aktif olarak projenin gerçekleştirilmesinde çok önemli bir adımdır. Bizler hem Rus hem Türk geleneklerine saygılıyız ve enerjide, nükleer enerji de özellikle. Türkiye’de ilk NGS’yi yapıyoruz. İlkeleri üzerine iş yapıyoruz. Direk yabancı yatırımdır ve Türkiye’de ilk kez nükleer mühendisler uzmanlar yetiştiriyoruz. Teorik bilgilerin yanı sıra pratik bilgiler edinmelerini sağlıyoruz" diye konuştu.
Rus Devlet Nükleer Şirketi Rosatom Genel Müdürü Sergey Kirienko ise bu projenin Rusya ile Türkiye arasında çok stratejik bir proje olduğunu kaydederek, "İki devletin de Cumhurbaşkanları bu konuda çok istikrarlı bir şekilde karar verdiler. Biz Sayın Bakan ile sahayı gezdim. Gerçekten Rusya ve Türkiye’de, dünyada böyle büyük bir 4 kilometrelik bir saha bulmak çok zor. Burada çok büyük yatırımlar yapılacak ve bu sürdürülebilir enerji güvenliği açısından çok önemli bir adım olacaktır. Vergi geliri açısından da önemli bir ekonomiye katkı olacaktır. Bu sahada 10 binden fazla çalışan olacak. Bunlar hem Akkuyu’ya hem de taşeron firmalara çalışacaklar. Bizler ilk ihalemizi yaptık ve deniz saha işleri için. Sadece Türk firmaları bu ihaleye katılabildiler. Bunu bilinçli yaptık çünkü bir ülkenin ekonomisi için yeni iş yerlerinin açılması ve tecrübeler edinilmesi, yetkinlik kazanılması için önemli. Bundan sonraki aşamalarda inşaat sürecinde de bu uzman firmalar burada çalışacaklar. Şu anda 30 tane nükleer güç santrali yapım için beklemektedir. Bu çok büyük bir iş alanıdır ve 3. ülkelerde de çalışabileceğimiz bu firmalar çok önemli. Biz önceliği Türk vatandaşlarına ve Mersin’in yerel halkına vereceğiz. Bu çok önemli ve insanlar gelir kaynağı edinebilecekler ve istikrarlı bir çalışma imkanı bulacaklar. BU uzun vadeli bir projedir çünkü NGS’yi büyük bir sahada, kuracağız" şeklinde konuştu.
"BU ÇAĞDAŞ TEKNOLOJİ, BUNDAN ÇAĞDAŞI YOK"
Bu teknolojinin çağdaş bir teknoloji olduğunu, bundan daha çağdaşının olmadığını savunan Kirienko, "Ayrıca Fukuşima’daki sorunlar göz önüne alınarak teknoloji üretilmiştir Saha çok güzel ve sismik açıdan da çok uygun. Biz burada öyle bir santral kuracağız ki, Fukuşima’da böyle bir santral olsaydı ve öyle bir deprem yaşasaydı bu santrale hiçbir şey olmazdı ve yüzde 100 güvenli bir şekilde çalışmaya devam ederdi. Türkiye’de yeni bir proje, test projesi yapmıyoruz. Tüm kullanacağımız teknolojileri Rusya’da ve diğer ülkelerde testlerden geçmiş ve güvenlik açısından onaylanmıştır. Hem Enerji Bakanlığı tarafından teftiş ediliyoruz ve diğer kamu kuruluşları tarafından denetleniyoruz. 80 yılın üzerinde bir ömrü var bu santralin ve dolayısıyla bu iş birliği için çok önemli bir adımdır, stratejiktir. Bu santralde Türkiye’den, Rusya’da eğitim gören uzmanlar çalışacaklar. Rusya’nın en iyi okullarında eğitim alıyor 80 kişi ve bir bu kadar daha kişi eğitim olacak. 6 bin 100 kişi dilekçe verdi ve başvuru yaptı. Düşünün ne kadar ilgisi var Türk gençlerinin nükleer santrallere ve nükleer mühendisliğe. Biz de sorumluluğumuzun farkındayız. Cumhurbaşkanı hükümeti bize bu desteği veriyor, bizde bunun farkındayız ve doyasıyla iki kat artıyor. Amacımız sadece NGS yapmak değil, böyle bir sektörün oluşturulmasında ön ayak oluşturulmasında kendimize görev edindik" ifadelerini kulandı.
BAKAN YILDIZ: "FUKUŞİMA’DAN TÜM KESİMLER DERSLERİNİ ALMIŞTIR"
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız da bugün uzun bir sürecin başladığını kaydederek, "Uzun zamandır çalışılan ve Bakanlık tarihi açısından da 1956’lı yıllara dayanan bir serüvenden bahsediyoruz. Hiçbir zaman bu kadar somut ve net bir noktaya gelinememişti. Dünyanın şu anda yüzde 11 elektrik tüketimini nükleer santrallerden karşılıyor. OCD ülkelerinde yüzde 18’i karşılanıyor. Halen ABD’de de 100 santral var ve 5’i inşa halindi. Rusya’da 34 santral var, 9 inşa halinde. Çin’de 24 var ve 24 daha inşa halinde. Fransa’da 58, Almanya’da 17 var. Almanya’da 8’i devreden çıkacak olsa da 9’u devrede kalacak. Akkuyu ve Sinop’ta kurulacak nükleer santrallerden daha fazla bir güçte devam edecek bu santraller. Fukuşima, Çernoboil dünya nükleer teknolojisini etkileyen önemli dönüm noktasından biridir. Fukuşima’dan tüm kesimler derslerini almıştır. Akkuyu da bundan dersini almıştır. Güvenlik sistemleri ile alakalı gelinen nokta, diğer tüm yapılardan daha ön plana geçmiştir. Japonya, NGS çalıştırmadığından geçen yıl sıvılaştırılmış doğal gaza 40 milyon dolar daha fazla para ödedi. Almanya’nın NGS’leri kapattığını söyleyip, 9 santrallerle devam etmesini Japonya’da NGS’lerin kapatılıp, sonra açılmaya başlanmasını ve ABD’de de 5 tane daha yapılacak olması, İngiltere’de 2, Fransa’da da bir NGS’nin inşaatının devam ediyor olmasını gözdem kaçırmamalıyız" dedi.
"2100 YILINA KADAR ÇALIŞABİLECEK BİR NGS’DEN BAHSEDİYORUZ"
1956 yılından beri hükümetlerin bunu yapmaya çalıştığının altını çizen Yıldız, "Cumhuriyet kurulduktan sonra 62 hükümet geldi geçti ve bunların ortalama ömrü 1,5 yıl. Yalnızca müzakeresi 18 ay. Müzakere tekrar başlıyor ama yine hükümet değişiyor. Bir ülkenin siyasi istikrarı, o ülkenin uluslararası arenadan arındırılamayacak kadar büyük olan projelerini kapsıyor. O yüzden son 12 yıldaki Türkiye’deki irade, NGS’ler gibi birçok büyük işi yapmayı başarmıştır ve bundan sonra da yapacaktır. NGS’lerin 10 yıllık müzakere, projelendirme süreci önümüzdeki yılın sonunda inşallah tamamlayacağız, temelini atacağız sonra 4 yıl içinde tamamlayacağız. İşletme süresi, alım garanti süresi ve devam eden 60 yıllık işletme sürelerini dahil ettiğimizde 2100 yılından bahsediyoruz. 2100 yılına kadar serbest piyasada çalışabilecek bir NGS’den bahsediyoruz. İnşallah bizden sonraki nesiller tüm çevre şartlarına uygun, tüm ekolojik dengeleri baz alan bir santral yanında balık tutup, burada denize girecekler" şeklinde konuştu.
"AKKUYU DEVREDE OLSAYDI ŞİMDİ TÜRKİYE’NİN YÜZDE 18 ELEKTRİĞİNİ KARŞILAYABİLECEKTİK"
Türkiye’nin nükleer enerjiye neden ihtiyaç duyduğundan da bahseden Yıldız, "Gelişen Türkiye’nin, ilerleyen Türkiye’nin gelişmemiş bir nükleer enerji sektörü olamaz. Nükleer enerjisiz bir gelişmiş ülke olmaz. 442 tane NGS’nin yarısı ABD, Japonya ve Fransa’da. 500 milyar dolarlık ihracat ve 25 bin dolarlık kişi başı gelir hedefliyorsak, NGS’ler bunun ayrılmaz bir parçasıdır. Türkiye büyümede Avrupa’da ikinci sırada bir ülkedir. Yerli ve yenilenebilir yeni enerji kaynaklarını da yapacağız. Birini tercih etmek, diğerini bir kenara bırakmak anlamına gelmiyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarını su, güneş, termal olmak üzere tüm hepsini de yapmak zorundayız. Çok enteresandır, bugün itibariyle eğer Akkuyu NGS devrede olmuş olsaydı, 15 milyon nüfuslu İstanbul’un tüm elektriğini karşılayabilecek ve Türkiye’nin enerjisinin yüzde 18’i karşılayabilecektik. 10 yıl önce yapılsaydı şu ana kadar 14 milyar dolarlık daha az doğal gaz ithal etmiş olacaktık. Yerli kaynaklar mı ithal kaynakları mı diyenlere bu sözüm. Öncelikle NGS devreye girdiğinde su kaynaklarını devre dışı bırakmayacağız. Burada çevre ile alakalı birçok çalışma yapıldı. Türkiye’nin 8 bin 484 kilometrelik bir kıyı şeridi var. Burada 3 kilometrelik bir alanda 22 milyar dolarlık bir yatırım yapılacak. Turizmle ilgili 19 temel başlığımız var. Ama nükleer santral yapacak yerlerimiz de var. Turist kaçar diyorlar. Avrupa’nın en büyük turistini çeken 3 yer var. Fransa Paris, İngiltere Londra, İspanya Madrid. Bunların ortasında pergel koyun 7 tane nükleer santral var. Onlarda turist kaçmıyor da bizde mi kaçacak. Deprem konusunda da gerekli tüm çalışmayı yaptık. 9 büyüklüğünde bir depreme dayanabilecek bir seviyede santral yapılacak" diye konuştu.
"10 BİNE YAKIN İNSANIMIZ ÇALIŞACAK"
ÇED Raporuyla ilgili de Yıldız, "Bugüne kadar hazırlanmış en kapsamlı ÇED Raporundan bahsediyoruz. Tam 5 bin sayfalık bir ÇED Raporu hazırlandı. Yani buranın her şeyi incelendi. Burada bölgenin insanı çalışacak. Köyden, kasabadan, ilimizden gelen 10 bine yakın insanımız çalışacak. Türk mühendisleri çalışacak. O yüzden eğitimler devam ediyor. Şu anda 140 öğrencimiz Moskova’da okuyor. O yüzden bizler santralin güvenliğini ön planda tutarak tüm işlemleri yapacağız. Bu projede emeği geçen herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Biz burada 100 yılın projesi değil, 2100 yılına kadar burada çalışacak, işletilecek ve kazasız, belasız çevre duyarlı bir şekilde işletilecek bir tesisin temelini atmış olacağız" ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından temel atma töreni gerçekleştirildi. Ardından Bakan Yıldız ve Müdür Kirienko, bir kayanın içinde kapsül yerleştirdi.