Felat BOZARSLAN/DİYARBAKIR, () - DİYARBAKIR'da 2007 yılında kuzeni 20 yaşındaki H.K., ile 13 yaşında evlendirilen A.K.'nin imam nikahlı eşi, anne ve babaları hakkında açılan davada mahkeme ceza verilmesine yer olmadığına karar verdi.
Diyarbakır'ın bir köyünde yaşayan A.K. adlı kız ile 20 yaşındaki kuzeni H.K. aile kararı ile 2007 yılında imam nikahı ile evlendirildi. 2011 yılına kadar iki çocuğu olan A.K, daha sonra eşi ile geçici işçi olarak İskenderun'a gitti. İskenderun'da karın ağrısı şikayeti ile hastaneye götürülen A.K.'nin 3'üncü çocuğuna hamile olduğu ortaya çıktı. A.K.'nin yaşının küçük olması nedeniyle hastane yetkilileri durumu polise bildirdi. Olayı inceleyen İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatarak dosyayı Diyarbakır'a gönderdi.
13 YAŞINDAKİ ÇOCUĞUN RIZASI HUKUKA AYKIRILIĞI ORTADAN KALDIRAMAZ
Soruşturmayı sürdüren Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, 13 yaşında evlendirilen A.K.'nin babası R.K., annesi Z.K., kocası H.K., kayınpederi H.K. ve kayınvalidesi Ş.K. hakkında 'Çocuğun nitelikli cinsel istismarı' ve 'Evlenme olmaksızın dinsel törenle evlenme' suçlarından iddianame hazırladı. Savcı şüphelilerin 15 yaşından küçük çocuğu imam nikahı ile evlendirerek iştirak halinde üzerlerine atılı suçu işlediklerini belirtti. Mağdur A.K.'nin ifadesinde kendi rızası ile evlendiğini söylediğini belirten savcı, buna rağmen 15 yaşından küçük bir çocuğun rızasının hukuka aykırılık unsurunu ortadan kaldıramayacağını vurguladı. Savcı, A.K. ile evlenen H.K.'nın imam nikahı kıydırıp 13 yaşındaki çocukla cinsel ilişkiye girdiğini bu nedenle diğer şüphelilerle birlikte 'Çocuğun nitelikli cinsel istismarı' suçundan Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanması gerektiğini belirtti. İddianamede şüphelilerin 6 aydan 15 yıla kadar değişik oranlarda hapisle cezalandırılması talep edildi.
"SUÇ OLDUĞUNU BİLMİYORDUM"
İddianamenin kabulünün ardından sanıkların yargılanması Diyarbakır 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Duruşmada ifadesi alınan A.K., eşi ile 2007 yılında imam nikahı ile evlendiklerini, ailelerinin bu duruma rıza gösterdiğini ve eşinden şikayetçi olmadığını söyledi. İfadesi alınan tutuksuz sanık H.K. ise evlendiği zaman eşinin 15-16 yaşında olduğunu düşündüğünü ifade ederek, "Kendi aramızda imam nikahı kıydık. Kendi rızasıyla benimle ilişkiye girdi. Suç olduğunu bilmiyordum. Yaşınını küçük olduğunu evlendikten sonra öğrendim" dedi.
AİLESİ YAŞI BÜYÜK DEDİ, SAĞLIK KURULU YALANLADI
Duruşmada A.K.'nin annesi Z.K. ve babası R.K. ise kızlarının nüfusa 4 yıl küçük kaydedildiğini, evlendiği zaman 13 yaşında olmadığını söyledi. Damat H.K.'nın babası H.K. ve annesi Ş.K.'nın da aynı iddiada bulunması üzerine mahkeme A.K.'yi yaş tespiti için hastaneye sevk etti. Muğla Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden alınan sağlık kurulu raporunda A.K.'nin 2012 yılında 18 yaş ile uyumlu olduğu ve ailesinin ifadelerinin aksine nüfustaki yaşının doğru olduğu kaydedildi.
MAHKEME: KAÇINILMAZ BİR HATA
Davanın son celsesinde görüşünü açıklayan savcı, sanıkların suçun kanuni unsurlarında hataya düştüklerini belirterek, hata halinde kişinin kastının ortadan kalkacağını belirtti. Sanıkların mağdurun yaşı konusunda hataya düşmeleri nedeniyle kasıtlarının söz konusu olmadığını vurgulayan savcı, hatanın kusurluluğu kaldıran bir sebep olmasından dolayı davanın düşürülmesini talep etti.
Duruşmada kararını açıklayan mahkeme 13 yaşında evlendirilen A.K.'nin babası R.K., annesi Z.K., kocası H.K., kayınpederi H.K. ve kayınvalidesi Ş.K. hakkında 'İştirak halinde çocuğun nitelikli cinsel istismarı' suçundan ceza verilmesine yer olmadığına karar verdi. Mahkeme sanıklar hakkında açılan 'Medeni evlenme olmaksızın dinsel törenle evlenme' davasının da düşürülmesine hükmetti. Kararda sanıkların ceza sorumluluğunu kaldıran nedenlere ait koşulların gerçekleştiği hususunda kaçınılmaz bir hataya düştükleri ve bu hatalarından yararlanmaları gerektiği ifade edildi.