SAMSUN (AA) - MUSTAFA ÇAVUŞ - YAŞAR KARAMAN - Fındık hasadının başladığı Karadeniz Bölgesi'ne, Güneydoğu Anadolu'dan gelen binlerce mevsimlik tarım işçisi, çadırlarda zorlu şartlarda yaşamak zorunda kalıyor.

Ağustos ayından itibaren fındık hasadının başladığı bölgeye ekmek parasının peşine düşen binlerce mevsimlik tarım işçisi aileleriyle geldi.

Uygun buldukları yerlere çadırlarını kuran mevsimlik tarım işçileri, suyun, elektriğin olmadığı, tuvalet ve banyo bulunmayan alanda aileleriyle kalarak, güç şartlara rağmen fındık sezonu boyunca ekmek paralarını çıkarmak için uğraşıyor

İşçiler günün ilk saatlerinde fındık bahçelerinin yolunu tutarken kadınlar taşıdıkları sularla çadırların kenarında çamaşır yıkamaya, yemek yapmaya çalışıyor. Çocuklar ise sağlıksız şartlara aldırmadan oyun oynuyor.

Çarşamba ilçesine fındık toplamak için gelen mevsimlik tarım işçileri, ilçenin çeşitli alanlarında kurdukları çadırlarda zorlu bir yaşam sürüyor. Günlüğü 60 liradan fındık bahçelerinde çalışan mevsimlik tarım işçileri, yaşadıkları çadır kentlerde elektrik ve su sıkıntısı çektiklerini belirterek, yetkililerden yardım istedi.

Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesinden gelen işçilerden 16 yaşındaki Halil Müjde, Karadeniz Bölgesi'ne her yıl fındık toplamaya geldiklerini söyledi.

- "Yazın çalışıyorum kışın da okula gidiyorum"

Türkiye'nin dört bir yanında mevsimlik tarım işçiliği yaptıklarını söyleyen Müjde, "Biz sezona Afyon'da kiraz toplamayla başlıyoruz. Daha sonra Akşehir'de haşhaş sonra da buraya fındık için geliyoruz. Buradan patates için Niğde'ye gideceğiz. Yazın çalışıyorum kışın da okula gidiyorum. İnşallah ileride polis olamayı istiyorum." diye konuştu.

Konakladıkları alanlardaki koşulların oldukça yetersiz olduğunu belirten 23 yaşındaki Cumali Tozmaz ise "Ne elektriğimiz ne de suyumuz var. Her yıl aynı bölgeye geldiğimiz halde yetkililer bizler için hiçbir şey yapmıyor. Bu alanlara seyyar tuvaletler ve elektrik istiyoruz. Sabah 7'den akşam 6'ya kadar çalışıp, 60 lira yevmiye alıyoruz." dedi.

Hem fındık bahçesinde zorlu mesaide çalışan hem de çadırda ailelerinin ihtiyaçlarını karşılayan kadınlar ise işlerinin zor ve yorucu olduğunu dile getirdi.

Çamaşırları su taşıyarak yıkadıklarını, yemeği su taşıyarak yaptıklarını anlatan kadınlar, yaşadıkları göçebe hayatın ağır olduğunu ifade etti.