Bursa’nın İnegöl ilçesinin tanınmış simalarından Yavuz Turhan, “Dünya Kanser Günü”nde, yakalandığı bu amansız hastalığı nasıl yendiğini anlattı.
Genç yaşta yakalandığı lenf kanserinden kurtulan Yavuz Turhan, kanserle mücadelesini İHA’ya anlattı. 2010 yılı Temmuz ayında yakalandığı hastalığı bir yıl içerisinde yendiğini belirten Turhan, en büyük destekçisinin ailesi olduğunu söyledi.
Turhan, "Tedavi biraz geç başladı. Adale yırtığı teşhisiyle tedavi görürken, 2010 yılı Temmuz ayında göğüste başlayan aşırı şişlik ve canı yakan şiddetli ağrılarla birlikte İhtisas Hastanesi’nde yapılan patoloji ile lenf kanseri olduğum anlaşıldı. Evvela doktora teşekkür ettim. ‘Hemen ne yapmamız gerekiyorsa başlayalım’ dedim. Çünkü 6 aydır adale yırtığı denip oyalanmıştım. Önümdeki maça en iyi şekilde hazırlanıp, galip gelmeyi o an kafama koydum. Sonra Tıp Fakültesi Hematoloji Ana Bilim Dalında yeniden muayene, kan, MR ve pet/ct çekimleri yapıldı. İlk kemoterapi alacağım gün doğum günüme denk geldi. Doktoruma bir gün ertelemeyi teklif ettim ve ertesi gün büyük bir rahatça ilk kemoterapime girdim. Yaklaşık 15 saat... Büyük bir rahatlık diyorum, çünkü rakibimi tanıyorum. Neyle mücadele edeceğimi biliyorum. Benim için baş edilmesi gereken en zor şey bilinmezlik. Bursa Yüksek İhtisas Hastanesi Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Serhat Yalçınkaya ve Uludağ Üniversitesi Hematoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Rıdvan Ali’ye çok teşekkür ederim. Hastalığın tedavi sürecine gelince, her ailede olan panikleme ve üzüntü sürecini moralle yenmeyi başardık. Hiç kimsenin üzülmesine ve beni üzmesine, acımasına izin vermeden hep birlikte başardık" dedi.
"HİÇ KORKMADIM"
"Hastalığı ilk öğrendiğimde hiç korkmadım. Çünkü 6 aydır devam eden bir sıkıntıdan sonra doktorumun bana bunu direk söylemesi sevindirdi" diyen Yavuz Turhan, "Ameliyatı doktorum tercih etmedi. Kanserli kitle yaklaşık bir tuğla büyüklüğündeydi. Ameliyatın uzun saatler süreceğini belirterek, ‘Buna ne ben ne sen dayanabiliriz’ dedi. Bir de kanserli hücrelerin yüzde 90’ı bıçak değdikten sonra hızlı bir gelişme gösteriyor. Bende öyle oldu. Patoloji için parça alımlarında sık rastlanan bir durum olduğunu biliyorum. Bana en çok morali önce aklım verdi. Ve ailem, sizler de dahil tüm dostlarım. Çünkü kanserle mücadele edeceksen, birinci şart moral; psikolojin sağlam ve dirençli olacak. Doktorum ‘Sen hazırsan biz de hazırız’ dedi. Kemoterapiyi tercih ettim. İkinci önemli unsur doktorla iletişiminiz. Sıkılmadan, çekinmeden kendinizi ifade etmelisiniz. Her şeyi paylaşmalısınız, ki yaşayacağınız süreçte o da sizin takım arkadaşınız. Her ne kadar kabullenmek istemeseler de onlara da en büyük desteği verecek olan sizsiniz. Sizin bu hastalıkla yapacağınız savaşta ’kale’ aile. Bana hiçbir zaman bir hasta muamelesi yapmadılar. Çünkü ben de onlara bu fırsatı vermedim. Takım arkadaşlığı önemli" diye konuştu.
Hastalara tavsiyelerde bulunan Turhan şunları söyledi:
"Hastalığı öğrendiklerinde psikolojik olarak rahat olmalarını tavsiye ediyorum. Eş-dost-akraba-aile olarak aynı savaşın içinde olduklarını ve mücadelenin birlikte kazanılacağını bilmeleri önemli. Doktorun tavsiyeleri dışında kimseye danışmamalı. Tıpta bu hastalığın çaresi azami seviyede var. Dışarıdaki yaşantınız her ne kadar eskisi gibi hareketli olmasa da devam etmeli. Kimsenin sizden vebalı gibi kaçmasına imkan vermemeli. Böyle durumlarda hastanın moral-motivasyonu önemli. Evinize kapanıp ziyaretçi kabul edeceğinize, siz gidin görün. Onların da sizi bu şeklide görmesi moral değerlerinizi yükseltir. Bir diğer husus da beslenme. Zaten doktor bununla ilgili gerekli uyarıyı yapıyor. Dışarıda yemek yememeye mümkün olduğunca özen göstermeli. Evde sizin hastalığa karşı direnci arttıracak gıdalar tüketmeli. Gerçi aldığınız ilaçlar sizi çok acıktırıyor, benim gibi 145 kiloyu görebilirsiniz tedavi sonunda. Bu mücadelenin birlikte aşılacağını, her ne olursa olsun insanların nasıl olsa bir gün öleceklerini anlatmaya çalıştım. Yani benim kadar onlar da ölüme yakınlar. Ve tek gerçek var; eninde sonunda öleceğiz. Fakat hastalıkla mücadele ederken de yaşama azmini elimizden, yüreğimizden, aklımızda hiç bir zaman söküp atmamalıyız. Ülkemizde bütün kanser tedavileri ücretsiz yapılmakta ve modern tıptaki standart bütün tedavilere ulaşılabilmektedir. Kanser önlenebilir bir hastalıktır. Doğru stratejiler ile her üç kanserden birisi önlenebilmektedir. Tetikleyici olan da sigara, alkol, kirli hava, sağlıksız beslenme, psikolojik problemler ve benzeri şeyler olsa da, bu hastalıkta sigara kullanmayan birinin de akciğer veya diğer türlerde kanser olduğu görülmüştür" dedi.