Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak, yeraltı zenginlikleri yeryüzüne çıkarılırken toplumun yaşam standartlarının da yükselmesi gerektiğine dikkat çekerek, bölgeler arası gelişmişlik farkının derin olduğu Türkiye’de yeraltı zenginliklerinin yerel ve bölgesel kalkınma içerisinde nasıl rol alacağının tartışılması gerektiğini söyledi.
Diyarbakır Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DİSİAD), valilik, Büyükşehir Belediyesi ve Karacadağ Kalkınma Ajansı’nın katkılarıyla, ’Türkiye’de Madencilik ve Diyarbakır’ın Madencilik Sektöründeki Yeri’ adlı panel düzenlendi. Panele; Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy, Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak, DİSİAD Başkanı Burç Baysal, akademisyenler ve iş insanları katıldı.
"MADENCİLİK YÜZ AKIMIZ OLMAYA DEVAM EDECEK"
Panelin açılış konuşmasını yapan Baysal, maden sektörünün herkesin bildiği gibi siyasi malzeme olmaya müsait olduğu için tartışması bol olan bir sektör olduğunu belirterek, paneli Mayıs 2014’te yapmayı planladıklarını ancak Soma faciası nedeniyle ötelemek durumunda kaldıklarını ifade etti. Maden sektörünün bölgede daha çok doğal taş üzerinde yoğunlaştığını vurgulayan Baysal, "Diyarbakır’ın taşlarının çok özel projelerde yer aldığını görmek bizlere haz veriyor. 1990’larda hızlı bir şekilde başlayan doğal taş madenciliği bölgenin ihracatı konusunda da yüzümüzün akı olmaya devam edecektir" dedi.
"BÖLGESEL KALKINMADAKİ ROLÜ TARTIŞILMALI"
Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak ise, bütün ülkelerin kalkınmasında ve refah düzeyinin yükselmesinde madenciliğin ve buna bağlı sanayileşmenin ne kadar önemli bir yer tuttuğunu bildiklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Bu nedenle biz de arzu ediyoruz ki, bu yeraltı zenginlikleri yeryüzüne çıkarılırken, işlenirken, ekonomik döngünün çarkı içerisinde yer alırken, toplumumuzun yaşam standartları ve ekonomik düzeyi de yükselsin. Halkımız daha refah içerisinde yaşayan bir toplum haline gelsin. Madencilik sektörünün ve bu sektörde yaşayan insanların yaşadıkları sıkıntılar, bürokratik çarkın engelleyici düzeyde zorlayıcı olması ya da başka nedenlerden kaynaklanan sıkıntılar tabi ki önemli. Bugün burada konuşulacak. Ancak biz arzu ediyoruz ki şunu da konuşalım. Yer altı zenginlikleri ve madenlerimiz, yerel ve bölgesel kalkınma içerisinde nasıl bir rol oynayabileceğini de konuşmaya ihtiyacımız var."
Türkiye’de bölgeler arası ekonomik gelişim açısından son derece kötü bir noktada olduğunu da anlatan Kışanak, “Türkiye bölgeler arası gelişmişlik farkının en derin olduğunu ülke durumundadır. Ülkedeki genel büyümeden ekonomik refahtan payımıza düşeni alamadık. Bu nedenle madencilik sektörünün bu alanın sorunlarını tabi ki konuşmalıyız ama yaratılan bu refahtan yerel bölgesel olarak nasıl payımızı alabileceğimizi de tartışmaya ihtiyacımız var" diye konuştu.
"DOĞANIN KORUNMASINA ÖZEN GÖSTERİLMELİ"
Yerin altındakileri çıkarmak için yer üstündeki zenginliklerin tahrip edildiğine de dikkat çeken Kışanak, "Bu konu çok önemli bir konudur. Türkiye’nin en önemli sorunlarından biridir. Türkiye orman varlığı açısından çok zengin bir ülke değil. Oysa önümüzdeki yüzyılların en büyük sorunu küresel iklim değişikleri ve ekolojik dengenin bozulmasıdır. Bunun içerisinde orman arazilerinin azalması da çok önemli bir yol oynamaktadır. Bu nedenle madencilik sektörünü geliştirirken tarım ve orman arazilerinin korunmasına özen gösterilmesi gerekmektedir" diye konuştu.
"TÜRKİYE’DE MADENCİLİK ÖNEMLİ BİR AŞAMADA"
Kışanak’ın ardından konuşan Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy ise, Türkiye’de madenciliğin önemli bir aşama kaydettiğini belirterek, "Daha iyi bir noktaya taşınması, sürdürülebilir bir kalkınma anlayışı içerisinde madencilik sektörünün geliştirilmesi büyük önem taşıyor. Bu panelimizin bu anlamıyla sektörün gelişmesine katkı sunacağını düşünüyorum" şeklinde konuştu.
Son yıllarda özellikle başta GAP projesi olmak üzere birçok bakanlığın ortaya koyduğu yatırımlar ve çözüm sürecinin de son yıllarda getirdiği sinerji ile bölgenin ekonomik ve sosyal açıdan önemli bir gelişim süreci içerisine girdiğini aktaran Aksoy, şunları söyledi:
"İstihdam verilerine baktığımızda Diyarbakır ekonomisi 2008 ve 2012 yılları arasındaki 5 yıllık oranda büyüdüğünü görüyoruz. Türkiye’nin ihracatı 2002-2014 yılları arasında yıllık ortalama yüzde 13 artmışken, Diyarbakır’ın aynı dönemdeki ihracatı yaklaşık yüzde 42 oranında artmıştır."