Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı Mehmet Karabay, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde son 15 yıldaki hükümetleri döneminde özellikle sosyal devlet olma noktasında sessiz bir devrim gerçekleştirdiğini belirterek, "2002 yılında sosyal yardımlara ayrılan mali kaynak 1.4 milyar TL civarındaydı, 2016 yılına baktığımızda bu rakamın 32 milyar lira olduğunu görürsünüz. Aynı zamanda sosyal yardımlarda sadece dört kalemde 2002 yılında destek verilirken toplumumuza, ihtiyaç sahibi dezavantajlı kesimlere bugün itibariyle sosyal yardımların sayısı ve türü 34’e yükselmiştir" dedi.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının “Sosyal İçerme Politikaları Alanında Kurumsal Kapasitesinin Geliştirilmesi Projesi Sosyal Politika Zirvesi ve Kapanış Toplantısı” JW Marriott Otel’de gerçekleştirildi. Toplantıda yaptığı konuşmada büyük ülkelerin tek bakılan kavramının büyük ekonomi olup olmadıkları olduğunu belirten Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı Mehmet Karabay, "Büyük ülkelerin genel çerçevesine ekonomik parametrelerle bakmaya gayret ederiz. Oysa sadece ekonomik parametrelerinin çok yetkin olmuş olması, çok parlak olması bir ülkenin aynı zamanda büyük bir ülke olduğu anlamına gelmez. Bir ülke aynı zamanda kadim geçmişi ve insanlığa katkısıyla ortaya çıkar. Aynı zamanda bu ülkenin devletinin de sosyal devlet olma yeteneğiyle de çok yakından ilgilidir. Siz ekonomide çok iyi rakamlara ulaşabilirsiniz ama sosyal göstergelerde yeterli değilseniz, sosyal devlet olma gereğini yerine getirememişsiniz. Bu konuda zaten tam bir çelişki başlar” değerlendirmesinde bulundu.

2002 yılında sosyal yardımlara 1.4 milyar TL ayrılırken, 2016 yılında bu rakam 32 milyar lira

“Türkiye, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde son 15 yıldaki hükümetleri döneminde sessiz bir devrim gerçekleştirmiştir, özellikle sosyal devlet olma noktasında” diyen Karabay, şunları kaydetti:

“Bu noktada bu projenin temel hedeflerinden olan kurumsal kapasiteyi geliştirme noktasında Türkiye kendi bakanlığımızın arka planı açısından söylüyorum, çok ciddi anlamda kurumsal kapasitesini geliştirmiştir. Aynı zamanda hizmet çeşitliliğini sağlamıştır. Aynı zamanda fiziksel anlamda ciddi yatırımlar yapmıştır. Sadece sosyal yardımlar alanında tek bir rakam söyleyeceğim, bu bile Türkiye’nin hükümetlerimiz döneminde son 15 yılda sosyal devlet olma noktasında hangi aşamadan hangi aşamaya geldiğini çok net bir şekilde ortaya koyacaktır. 2002 yılında sosyal yardımlara ayrılan mali kaynak 1.4 milyar TL civarındaydı, 2016 yılına baktığımızda bu rakamın 32 milyar lira olduğunu görürsünüz. Aynı zamanda sosyal yardımlarda sadece dört kalemde 2002 yılında destek verilirken toplumumuza, ihtiyaç sahibi dezavantajlı kesimlere bugün itibariyle sosyal yardımların sayısı ve türü 34’e yükselmiştir. Artık Türkiye sosyal politikalar ve sosyal yardımlarda yeni bir döneme geçiyor önümüzdeki dönemde. Özellikle 2019’dan sonraki Türkiye’nin önce 2023, ardından 2053 ve 2071 vizyonu çok ciddi bir vizyondur. Bunlar öylesine söylenmiş cümleler değildir. Bundan sonra sosyal yardımlarda artık sosyal yardımlar arttı dediğimiz bir döneme geçiyoruz. Sosyal yardımlar istihdam ilişkisi noktasında önümüzdeki dönemlerde bakanlığımızın çok önemli çalışmalar yaptığını göreceksiniz. Sosyal yardım alanları, istihdama yönlendirilmesi noktasında dezavantajlı kesimlerimizin belli mesleki beceri kazandırılması ve istihdama kanalize edilmeleri noktasında önümüzdeki dönem önemli çalışmalar yapacağımızı düşünüyorum.”

Karabay, bu projelerin bir sonuç olmadığına dikkat çekerek, “Bu projeler yeni sorular sorma projeleridir. Bu projeyle iş bitmedi. Asıl bu projeyle ve bu projenin öğleden sonra yapılacak değerlendirmeleriyle iş başlayacak. O nedenle rehavete kapılmayıp, bundan sonraki süreçte bu projenin kapsamında asıl ne yapmamız gerektiğini bir değerlendirmekte fayda var diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

“Bin 25 hanede yaşayan 5 bin 238 kişiyle görüşmeler gerçekleştirildi”

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanı Nuray Hatırnaz ise, iki yıl boyunca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile uyumlu bir süreç yaşadıklarını belirterek, “Kurumsal kapasitesinin geliştirilmesinin vazgeçilmez bir unsuru olarak bakanlığımızın merkez ve taşra teşkilatında görev yapan personeline ilgili kamu kurum ve kuruluşlarıyla STK temsilcilerine başta olmak üzere farklı konu başlıklarında toplamda 300’den fazla kişiye uzmanlar tarafından eğitimler verildi. Proje çerçevesinde bakanlığımızın çalışma alanlarıyla ilgili saha araştırmaları yapılarak, bin 25 hanede yaşayan 5 bin 238 kişiyle görüşmeler gerçekleştirildi ve alan araştırmalarından elde edilen veriler raporlandı. 2015-2040 yılı dönemini kapsayan refah, gelir, demografik eğilim ve değişimlere yönelik projeksiyonlar yapıldı. Bizim için ek bir öneme sahip olan bu faaliyet kapsamında demografik veriler, işgücü pazarı trendleri, mali uygulamalar gibi 150’den fazla değişken göz önüne alınarak projeksiyon gerçekleştirilerek çeşitli konularda da küçük simülasyonlar yapıldı. Bu kapsamda analizlerin yapıldığı alternatif politikalar için düzenlediğimiz geniş katılımlı çalıştayların yanı sıra Merkez Bankası ve Kalkınma Bakanlığından uzmanlarla teknik toplantılar gerçekleştirildi. Gerçekleştirilen 6 çalıştaya katılan toplam 520 kişiyle çalıştaylar süresince zengin bir görüş alışverişinde bulunuldu” diye konuştu.

Proje kapsamında bakanlığın online kütüphanesinin çeşitli veri tabanlarının da eklenmesiyle 2 yıl süreyle desteklendiğini kaydeden Hatırnaz, “Kadın, engelli ve çocuk refahı alanında kamu kurumlarının STK’ların ve akademisyenlerin geniş katılımıyla yuvarlak masa toplantıları düzenlendi. İstişareler sonucunda öne çıkan önerilerin projeleştirilmesine ilişkin adımlar atıldı. Bu kapsamda 9 yeni proje önerisi teklif edilmeye hazır hale getirildi. Bakanlık merkez teşkilatını ve 10 pilot ili kapsamak üzere bir bakanlık norm kadro çalışması yürütüldü. Bakanlığımız kuruluşlarında sunulan sosyal hizmete yönelik 5 yeni meslek standardı geliştirilerek bu mesleklerin hangi standartlara sahip olması gerektiği ve nitelikleri üzerine bir rehber hazırlandı. Hazırlanan 5 meslek standardının bakanlığımızın ilgili genel müdürlüklerimizle müzakere edildikten sonra mesleki yeterlilik kurumuna sunulması ve ulusal meslek standartları envanterine girmesi planlanmaktadır. İlk defa projemiz kapsamında hayata geçirilen ve IPA projeleri konusunda yenilikçi bir uygulama olan ‘tam zamanlı danışmanlık faaliyeti’ kapsamında bakanlığımızın birimlerine yabancı ya da ulusal uzman desteği sağlanarak birimlerimizin çalışmalarına katkıda bulunuldu” ifadelerini kullandı.

“10 yılık süreçte eğitim, istihdam, sosyal politika ve hayat boyu öğrenme alanlarında çeşitli destekler sağladık”

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı AB ve Mali Yardımlar Dairesi Başkan Vekili Burak Çağatay Doğan, projelerin programlanması, seçilmesi, uygulanması ve denetlenmesinden sorumlu makam olarak çalıştıklarını ifade ederek, “Aralık itibariyle 10 yıllık süreci kapatıyor olacağız. Bu 10 yılık süreçte eğitim, istihdam, sosyal politika ve hayat boyu öğrenme alanlarında çeşitli destekler sağladık. AB’nin eş finansmanıyla beraber yaklaşık 500 milyonun üzerinde bir rakamı bu sektördeki muhtelif operasyonlara ve projelere tahsis ettik. İrili ufaklı 900 tane projeyi büyük projelerden tutun bölgelerde yürüttüğümüz küçük hibe programlarına kadar çeşitli faaliyetlerimiz oldu. 22’nin üzerinde kamu kurum kuruluşuyla 7’ye yakın bakanlığımızla doğrudan çalışma fırsatı bulduk. IPA’nın ikinci döneminde de bize tahsis edilmiş olan 500 milyon euronun üzerindeki fonları da en önemli bileşenlerimizden biri, dezavantajları gruplarımızı hedef alan sosyal içerme alanında da desteklerimize devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

Toplantıya Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı Mehmet Karabay’ın yanı sıra AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Gabriel Munuera Vinals, İtalya’nin Ankara Büyükelçisi Luigi Mattiolo, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı AB ve Mali Yardımlar Dairesi Başkan Vekili Burak Çağatay Doğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanı Nuray Hatırnaz ve PwC İtalya Temsilcisi Giorgia Aresu katıldı. Proje ile dezavantajlı grupların iş piyasasına katılımını teşvik etme hedefleniyor. 9 Kasım 2015 tarihinde faaliyetlerine başlayan ‘Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Sosyal İçerme Politikaları Alanında Kurumsal Kapasitesinin Geliştirilmesi Projesi’nin bütçesi 4 milyon 645 bin 214 euro. Projenin genel amacı ise iş piyasasındaki her tür ayrımcılıkla mücadele ederek, dezavantajlıların işgücüne katılımını sağlamak ve dezavantajlılar için kapsayıcı bir iş piyasasını teşvik etmek. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının sosyal politika üretme, uygulama ve izleme kapasitesinin geliştirilmesini amaçlayan proje, istihdam, eğitim ve sosyal içerme politikaları arasındaki ilişkiyi güçlendirerek dezavantajlı grupların iş piyasasına katılımını teşvik etmeyi hedefliyor.