Vali Doç. Dr. Zülkif Dağlı'nın "ambalaj" uyarısından sonra tartı meselesine de girmiştik... Dün, "Bu kantar doğru mu tartar?" başlıklı yazımda, terazi kontrolüne dikkat çekerek, bir okuyucumun yaşadıklarını anlatmıştım... Bugün de sizlere ambalaj darası konusunda bizzat tanık olduğum olayı aktaracağım... Dün, tanıdık bir kuru yemişçiden alışveriş yaparken, işyeri sahibi, "Kutu ambalaj vermeyeceğim" diyerek, yazıma atıfta bulundu... "Haklısınız" dedi ve dükkanda kilosu 250 lira olan yaban mersinini örnek göstererek, "Bu yemişi karton kutu ambalajda verdiğimi düşün" dedikten sonra bir kiloluk kutuyu elektronik terazide tarttı... Kutu, tam 70 gram geldi. "Bu kutunun maliyeti kaç para?" diye sordum. Yanıtı, "2 lira 80 kuruş" oldu... Yani, 250 liralık yaban mersinini 70 gramlık kutuda vermiş olsa, 2 lira 80 kuruşluk ambalajı, 17 lira 50 kuruştan satacaktı... İşyeri sahibi arkadaşımdı. "Sen de mi" deyince; "Allah'tan korkarım, bu çalmaktır. Kutunun gramajı belli olduğu için o oranda 70 gram fazla tartıyorum" yanıtını verdi... Aldığım yemişleri, ince kese kağıdına koydu. "Bak senin yazdıklarına uyuyorum" dedi. Gülüştük, dükkandan ayrıldım... Dünkü yazımda da bir okuyucumun, kilosu 40 lira olan yarım kilo tahin helvasının mahalle bakkalının elektronik terazisinde 27 lira olarak tartı ekranına yansıdığını anlatmıştım... Vurguna bakar mısınız?.. Ne Allah'tan korkmak var ne de kuldan utanmak!.. Yasal yaptırımlar bir kenara Rahman Suresi'nde ayeti var: “Tartıyı adaletle tutup doğrultun ve tartıyı noksan yapmayın.” Müslüman bir kimse, eksik tartar, kul hakkı yer mi?.. Ne günlere kaldık?.. Gerçekten de utanç verici bir durum var ortada... Devletin, milletin cebindeki paraya göz dikenlere fırsat vermeyeceğine inanıyorum... Yazıktır, günahtır!..