AK Parti'de
büyükşehir ve ilçe belediye başkan aday
adaylarının
belirlenme süreci,
CHP Kurultayı'ndan
sonra
hız kazanacak gibi
görünüyor...
Çünkü, CHP'de
mevcut kadro ile
"değişimciler"
arasında
seçim stratejisi bakımından
farklı yaklaşımlar 
olacağı biliniyor...
Mesela, "değişimciler" kazanırsa,
İYİ Parti
ile ittifak
olabileceği 
öne sürülüyor...
Bu durumda;
iki partinin
ittifak yapabileceği
illerde AK Parti'nin,
daha güçlü bir adayla
seçime girmek için
ince eleyip, sık dokuması da
normal olacak...
Yani, AK Parti'de de 
CHP Kurultayı'ndan sonra
hareket başlayacak...
Samsun'da, büyükşehir ve ilçe belediye
başkanlıklarında
aday adayı
olarak adı geçenlerin önümüzdeki süreç içinde daha da artacağı görülüyor...
Özellikle AK Parti'de; İlkadım ve Atakum için adı geçen
bir hayli aday adayı söz konusu...
Elbette, yasalar ve parti tüzüklerinde
belirtilen
şartları taşıyan herkesin
böyle bir hakkı 
var...
Ancak, 
mesele "Hak" değil,
haddi bilmektir...
Mahallesinin
bile
sorunlarıyla
ilgilenmeyen,
komşusu aç mı tok mu bilmeyen,
bu şehirde daha çok iş ve aş için
hiçbir düşünce
üretmeyen,
sosyal sorumluluk
projelerine manevi katkı vermekten 
kaçınan,
iktidarın gücü
ve paranın
kudretiyle
kendine bir yer edinerek
insanlara tepeden bakan,
kumpas, tezgah, yalan ve riyakarlıkla
bu şehrin iç dinamiklerini
birbirine düşürmeye çalışan
birtakım "vizyonsuz"
tiplerin;
yasa ve parti
tüzüğü
kriterlerine
uygun pozisyonları
bulunsa dahi
önemli makamlara
talip olmaları,
toplumda
hoşgörü ile karşılanmıyor...
Ne yazık ki
"Haddini bilmeyenler" de
toplumun bu duyarlılığını dikkate almıyor...
Her seçim öncesinde,
zaman zaman birtakım ilginç insanlar
ortaya çıkıp,
aday adayı olduklarında
yerel ve yaygın
medya, bunu haber yapar...
Aday ya da aday adaylığını
ilan eden
kişinin haberindeki
iddialı ifadelere
bakıldığında,
karşımıza "dünyayı kurtaracak adam"
profili çıkar...
Gülersiniz tabii ki...
Uzatmayalım!..
Samsun'un
"Büyükşehir"
statüsünde
olduğuna bakmayın siz;
burası hemşehri, akraba, hısım
gibi sosyal ilişki
ağının
sıkılığıyla
herkesin herkesi bildiği ya da tanıdığı
bir küçük şehirdir, aslında...
Bu durumun,
"Saathane'de söylenen söz
15 dakika sonra
Belediye Evleri'nde duyulur"

ifadesiyle
ironik bir anlatıma
dönüşmesi de bu yüzdendir...
Ne demiştik?..
Aday adaylarının durumu
hemen hemen her parti için
CHP Kurultayı'ndan sonra netleşecek...
Partiler kendi
bünyelerinde
epeydir bir çalışma yapıyor...
Adaylar;
anket ve temayül yoklamaları başta olmak
üzere çeşitli yöntemlerle
tespit edilip,
genel başkanların
onayına sunulacak...
Partilerin adaylarını
likayatli,
ehliyetli
ve sadakatli 
insanlar arasından
tercih etmelerini
umut ediyorum...
Çünkü, böylesine donanımlı insanların
adaylıkları sırasında
ortaya koyacakları
projelerin
başkanlığı kazanacak
kişinin de
vizyonuna katkı sağlayabileceğine inanıyorum...
Neyse son sözü 
Hz.Mevlana'ya
bırakalım...
Hz. Mevlana'ya
sorarlar:
"Çok okur, çok yazarsın; ne bilirsin?"
Hz. Mevlana, o soruya şöyle cevap verir:
"Haddimi bilirim"...
Eğer,
toplumda
utanıp sıkılması olmayan
sonradan görmelerin
yılışık,
şımarık
ve yüzsüzlükle
değerler sınırını
zorlayan
hadsizlikleri karşısında
tepkisiz kalırsak,
kaybeden bu şehir olacaktır...
Bu nedenle;
Samsun için
birazcık vefa duygusu olan
herkes,
hangi partiden olursa
olsun;
tercihlerin doğru yapılmasına
katkı veren
eylem ve söylemlerde
bulunmak zorundadır...