Kahramanlar deprem bölgesinde adeta destan yazıyor. Enkaz altında kalanları sağ çıkarmak için canı pahasına saatler ve günlerce emek harcayan kurtarma ekiplerine minnet duyuyoruz.
Yabancı ülkelerden gelen kurtarma ekipleriyle birlikte yüzlerce insanı yaşama döndüren madenciler, itfaiye ve belediye emekçileri, asker, jandarma, polis, AFAD, AHBAP, gönüllüler, sağlık emekçileri, iş makinesi operatörleri, Türkiye’yi 24 saat bilgilendiren basın emekçileri ve can dostlar kara gündeki çabanızı, bir can kurtarmak için akıttığınız alın terini ve tükenmeyen enerjinizi Türkiye hiçbir zaman unutmayacak.
Tüm kurtarma ekiplerine saygı duyarken, kuşkusuz madencileri ayrı bir yere koymak gerekiyor. Yıllarca yerin yüzlerce metre altında gün yüzü görmeden kazma sallayan maden emekçileri, göçük ve deprem enkazı konusunda hayli deneyimli... 
Grizu patlamasından ötürü maden ocaklarındaki göçük altında kalan arkadaşlarını kalın odunlardan oluşturdukları ve tavanın çökmesini engelleyen “domuz damı” yöntemiyle hayata döndürdüler. Çilekeş madenciler gittikleri deprem bölgesinde de aynı yöntemle çok sayıda insanı mucize şekilde yeniden yaşama kavuşturdular. Depremin üzerinden saatler ve günler geçse dahi kurtarma uğraşını sürdürecekler...
Soma, Ermenek, Amasra, Zonguldak, Yeni Çeltek ve diğer maden ocaklarında çok sayıda arkadaşını iş cinayetlerine kurban veren madenciler, gittikleri her bölgede umut oldu...   
Sadece kafa lambası ve kazma ile enkaza girip elleriyle kazarak insanları sağ çıkardılar. Çünkü onlar çok alışkındı bu tür facialara ve göçük altından canlı çıkarmaya.
Saf, iyi niyetli, gönlü zengin, Orhan Veli ‘nin “ Yüz karası değil kömür karası, böyle kazanılır ekmek parası” diye tanımladığı maden emekçilerini gören depremzedelerin “ Koşun yardım edin” çığlıkları onlara duyulan güvenin kanıtıydı. Yaptıkları zor ve kutsal görev kadar yüce gönüllüydü o madenciler.
Soma’da göçükten sağ çıkarılan işçilerden birinin “çizmem çamurlu ambulans kirlenir binmeyeyim” sözleri, hala belleklerdeki yerini koruyor. Böylesine alçak gönüllüdürler.
Dünyanın en zor mesleğini yapan, ölüm tehlikesiyle burun buruna olan gariban maden emekçilerinin hakkı para ve pulla ödenemez. Onlar işlerini severek yapıyor.   
Türkiye Cumhuriyeti’nin en ağır depreminde yitirilenler karşısında ne denli canımız yanıyorsa, kurtarılan her yaşam için sevince boğuluyoruz. Daha çok canın göçük altından çıkarılmasını umutla bekliyoruz...