Samsun'da son zamanlarda bu şirketler, her köşe başında adeta "pıtrak" gibi çoğalmıştı... Hatta öyle ki, aynı işi yapan şirketlerin işyerleri, yan yanaydı... Bu tablodan endişelerim vardı... Bu "faizsiz" ifadesi, bir zamanlar inançlı gurbetçilerin çarpılmasını çağrıştırır gibiydi... İçlerinde uzun yıllar bu işi yapan şirketler vardı ama son yıllarda çoğalması, kafaları karıştırıyordu... Nitekim, BDDK "faizsiz konut ve taşıt edindirme sistemi" olarak bilinen ‘tasarruf finansman’ tanımlamasında yer alan 35 şirketten 21'ini tasfiye etti. Bu şirketlerden 8'i kendileri tasfiye istedi. Kala kala sadece 6'sı kaldı... Şimdi söz konusu kararın ardından ev ve araç sahibi olma hayalleri yıkılan binlerce insan, bu olayın şokunu yaşıyor... Bir mağduriyet yaratmayacağı söylense de geri ödemelerin yapılması, zaman alacak gibi... BDDK, doğru bir karar vermiştir ama maalesef bunun için de geç kalınmıştır!.. Uzun süreden beri devam eden hatta bunu aleniyet içinde reklamlarla duyuran bu şirketlerle ilgili olarak, tasarruf sahiplerini korumaya yönelik yasal düzenlemeler yapılamaz mıydı?.. Binlerce insanı huzursuz ve mutsuz etmenin bir anlamı var mıydı?.. Kolay değil elbette!.. Birikimlerini bu sisteme yatırarak, bir ev ya da bir otomobil sahibi olma umudunu taşıyan insanların durumları, derhal açıklığa kavuşturulmalıdır!.. Anlayamıyorum... Bu sistem içinde sağlam yapısı olanlar vardır ama bu tür organizasyonları kişilerin iyi niyetine bırakmak, hiç de doğru değildir!.. Devlet gerekli yasal düzenlemeleri yaparak bu sistemi her yönüyle sorgulasaydı; banker faciası, Titan saadet zinciri, Jet Fadıl, Çiftlik Bank ve Bitcoin vurgunu gibi halkın aldatılmasına yönelik organizasyonlara geçit verilmezdi... Bu olayda da ihmali olan devlet, vatandaşın mağduriyetini derhal gidermelidir!.. Ve bundan böyle, bu tür yapılanmalara işin başında müdahale etmelidir!..