Dostluk Eğitim Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (Dost-Der), ’Uluslararası Kürdistan sanat buluşması’ etkinliğinde çarşafa hakaret edilmesini kınadı.
Mardin’de faaliyet yürüten Dost-Der Genel Başkanı Fesih Memiş, çarşafa yönelik hakareti kınayarak, HDP’yi çarşaflı kadınlara köle muamelesi ve İslam’ın simgesi olan örtüye hakaretten dolayı Müslüman halkımızdan özür dilemeye davet etti. Geçen günlerde ABD’nin doğusundaki Kuzey Carolina’da bir apartman dairesinde genç bir Müslümanın eşi ve baldızıyla beraber yaşadığı evde öldürüldüğünü hatırlatan Memiş, "Katil zanlısının ’ateist’ olduğu özellikle vurgulandı. Katledilen aile bireylerinin belirgin özelliği Suriyeli sığınmacılara hizmet sunmaları ve özellikle İslamofobi olarak tanımlanan İslam ve Müslüman düşmanlarına karşı sosyal medyada aydınlatıcı açıklama paylaşmalarıdır. Chapel Hill cinayetlerinin medyada yer almaması; Maalesef, Müslümanların, ancak tetiği çektiklerinde haberlere çıktıklarını, vurulduklarında ise Batı ve kukla medyası açısından bir haber değeri taşımıyor. Bu olay batıda İslam düşmanlığı ve İslamofobinin nasıl işlendiğini göstermesi açısından ibret vericidir" dedi.
Memiş, Müslümanlara karşı çığırtkanlıkta bulunan Amerika ve Avrupa devletlerinin bu katliama karşı suskun kalmayı tercih ettiklerini ve hatta bu katliamın üstünü örtme yoluna gittiklerini ifade etti. Memiş sözlerine şöyle devam etti:
"İslam’ın yüce peygamberine hakaret eden alçakların öldürülmesi üzerine dünyayı harekete geçiren şeytanın yardımcıları, uluslararası fitne şebekeleri, medya bozuntuları büyük şeytan Amerika’da üç Müslümanın katledilmesine karşı ölüm uykusuna yattı. Bu durum batının ve onun yerel işbirlikçilerinin özgürlüklere ve insan hayatına verdiği önemi göstermektedir. Charlie Hebdo’ya karşı gerçekleşen eylemi pişirip pişirip servis eden kiralık kalemler ve basın bu katliamı basit bir kavga gibi gösterme gayreti içerisine girdi. Biz, hunharca katledilen masum Müslümanlara karşı sessiz kalan ve bu katliamları görmemezlikten gelen, adaletten ve insan haklarından uzak, ikiyüzlü, barbar Amerika ve Avrupa devletlerini ve onların kuklalarını bu çirkef davranışları nedeniyle şiddetle kınıyoruz. Zalimce katledilen bu mazlumlar için Allah’tan rahmet diliyor, şehadetlerinin Müslümanların uyanışına vesile olmasını temenni ediyoruz."
Diyarbakır’da sergi adı altında tesettüre ve Müslüman kadının en sağlam kalesi mesabesinde olan çarşafa hakaret edildiğine değinen Memiş, çarşaflı kadınların zincire vurularak esirmiş gibi lanse edildiğini söyledi.
Marksist- Leninist bir anlayışa sahip olan HDP/DBP’nin çarşafa olan bu düşmanlığıyla İslam, aile ve namus kavramlarına savaş açtığını belirten Memiş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ailenin tahrip edilmesi için kadına ve namus kavramlarına kendi izahatlarını getirmiş, dindar ve mütedeyyin bir halkın dejenere olması için ellerinden geleni yapmışlardır. Bu güruh İslam ve İslami mukaddesatlara saldırıyı kendine ideoloji belirlemiş ve her fırsatta İslam’a saldırmıştır. Bunlar hiçbir kutsala değer vermeyen mukaddesatları hiçe sayan bir yapıya sahiptir. Çarşaflı insanların kanlarıyla kazanılan topraklarda çarşaflılara ve atalarına savaş açan bir güruh peyda olmuştur. Yeryüzünün başka bir coğrafyasında atalarının kutsallarına ve değerlerine savaş açan başka bir grup yoktur. Biz çarşafa ve tesettüre yapılan bu çirkin hakareti kınıyoruz. HDP’yi de çarşaflı kadınlara köle muamelesi ve İslam’ın simgesi olan örtüye hakaretten dolayı Müslüman halkımızdan özür dilemeye davet ediyoruz."