7 Haziran 2015 tarihinde yapılan milletvekilliği seçimleri için aday adayllığı müracaatını yapan iş adamı Mahmut Grup Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Küçükdoğan hizmet için üyesi de olduğum Ak Parti’den aday olduğunu söyledi.
İstanbul 3. Bölgeden AK Parti’den müracaatını yaparak aday adaylığını açıklayan ünlü iş adamı ve spor adamı Mahmut Küçükdoğan, milletvekili seçilmesi halinde Beylikdüzünü spor un merkezi yapacağını ifade etti.
İstanbul Eski İl Spor Komisyonu Başkanı Mahmut Küçükdoğan, Türkiye’nin ilk spor akademisi mezunlarından birisi olduğunu hatırlatarak, “Siyasete girdiğim yıllarda il genel meclis üyeliği yaptığımda İstanbul İl Spor Komisyonu Başkanlığı yaptım. Beylikdüzü’nde spor kulübü başkanlığı yaptım. Sporun içerisinden hiç kopmadım. Hayatımın en önemli noktalarından biri sporun olmasıdır. Aşağı yukarı 70’li yıllardan bu tarafa hayatımda mutlaka spor vardır. Onun için sağlıklı olduğumu görüyorum. Spor hayatımda çok yakın olduğu için sağlıkla ilgili bir problemim olmadı. Siyasette sporla ilgilenmek ve halkımıza sporu anlatıp bir kültür oluşturmak, 80 milyonun hayatına sporu yerleştirmek benim en büyük idealim. Ben bir sanayiciyim. Sanayicilikte yaptığım işlerde başarılı işler yaptık. Fakat spor benim için her şeyden çok farklı bir yerde. Benim siyasete girmemin asıl gayelerinden birisi de buydu. Amacım sporla ilgilenmek ve insanları bilinçlendirmek, uluslararası müsabakalarda bayrağımızı her branşta göndere çekmek, her zaman birincilik kürsüsüne çıkartmaktı. Maalesef bu altyapılar, bu koordinasyonlar olmadığı için bu başarıları elde edemiyoruz. Son 12 yıldan bu tarafa Ak Parti iktidarlığında çok tesis yapıldı. Fakat buraya getirebildiğimiz sporcu sayısı komik denecek derecede az. Burada bir koordinasyon eksikliği görüyorum. Burada insanlara yaklaşım biçiminde bir noksanlık görüyorum. Tabi ustası lazım bunu yapması için. Şeker var. Un var. Yağ var. Tava var. Ocak var. Ama bunları karıştırıp yufka yapacak usta lazım. Ben kendimi bu konuda usta olarak görüyorum. İddialıyım. Çok iddialı olarak bu konuda fazla mütevazi olmak istemiyorum. Benim derdim insanlara hizmet etmek. İnşalara hizmet etmenin en önemli ayaklarından birisi de burası. Geçenlerde Sağlık Bakanlığı sağlıkla ilgili yürüyüşler yaptırıyor. Bunu aslında Spor Bakanlığının yaptırması lazım… Gençlikle ilgili çok aktivite yapılması lazım. Gençlik ve Spor Bakanlığı, Türkiye’nin parlayan yıldızı olması lazım” ifadelerini kullandı.
“LİSANSLI SPORCU SAYISININ EN UYGUN OLACAK ÜLKELERDEN BİRİSİYİZ”
Trabzonspor camiasının önemli isimlerinden Faruk Özak’ın yıllarca bordo-mavili takımda futbol oynadığını belirterek, “Trabzonspor’a geldiği yıllarda bir miktar futbolla ilgilendi, sporla ilgilenmedi. Ben sporla ilgilenmesini istedim. Türk insanının kabiliyetlerinin uygun olduğu 25 branş vardır. Bu 25 branş Türkiye’de zemine yayılmalı. Bu branşları yapan milyonlarca insan olmalı. Şu anda dünyanın lisanslı sporcu sayısında en aşağılardaki olan ülkelerden bir tanesiyiz. Lisanslı sporcu sayısının en uygun olacak ülkelerden birisiyiz. Almanya’nın yaş ortalaması belki 40’ların üzerinde bilmiyorum ama bizim yaş ortalamamız 28. Almanya’nın nüfusu 80 milyon. Lisanslı sporcu sayısı 35 milyon. Bizdeki lisanslı sporcu sayısı 2 milyon civarında. Bize 80 milyonun 50 milyonu lisanslı sporcu olması gerekiyor. Biz de spor bilinci yok. Spor, bağırıp çağırmak ve küfür etmek değil ki. Yapılan müsabakayı mutlaka birileri seyredecek. Onlarda şartlarına göre seyredecekler. İnsanların yaşam biçiminin içerisinde mutlaka spor olmalı. O zaman çok sağlıklı bir nesil oluruz. O zaman bu anarşi, bu kavgalar olmaz. Sporun o kadar çok faydası vardır ki devletin şu anda polisiye tedbirlerle bir takım ilaçla ve hastaneyle hallettiği meseleleri sen sporla halledebilirsin. Spor kötü alışkanlıklardan insanı alıkoyar. Sporcu çalışkan olur, zeki olur. Sporcuda liderlik ruhu vardır. Spor ibadet gibi bir insanın hayatında olmalıdır. Genç bir nüfusuz. Ekonomimiz de yerinde. Zamanımızda var. Bu zamanımızı mutlaka spora yönlendirecek organizasyonları artık yapmamızın zamanı geldi ve geçiyor. Olimpiyatlarda geliyor. Acaba bu olimpiyatlarda Türk insanı hangi başarıları elde edecek. Bayrağı kürsüde kaç kere çektirebilecek. Olimpiyatlar geldiği zaman hep içim cız ediyor. Biz en alt sıralarda 3 yada 4 madalya ile döneceğiz. Bu 3-4 madalyada bakıyorsunuz spor diye bildiğimiz ana branşlardan da değil. Türk milletinin DNA’sında güreş vardır. Türk milletinin DNA’sında boks vardır. Türk milletinin DNA’sında futbol vardır, voleybol vardır. Bizim gençlik zamanlarımızda bu çok yaygındı. Şu anda voleybol neredeyse bitiyor gibi. Sayamayacağım kadar çok branşta biz çok başarılı olabiliriz. İlk başta insanların hayatına sporu koymamız lazım. Sporu koyunca insan kendisindeki kabiliyeti görünce mutlaka o branşı yapar ve o branşta başarılı olur. Adam hiç kendini tespit edememiş. Kendisinde hangi kabiliyetin olduğunu bilmemiş insan ne yapabilir ki. Bu da bugünkü yönetimlere düşüyor. 12 yıllık dönemde en az başarının yakalandığı yerdeyiz. Diğer tüm branşta çok başarılar yakalanmıştı. Spor mütenasip olarak o başarıyı diğer hükümetin yapmış olduğu yerlerde, o başarıyı yakalayamamıştır. Gönlümüz bunu istiyor. Çünkü malzeme var. Ortada un var, yağ var, şeker var, tava var, kaşık var ve yakacak ocak var. Ama bunları iyi bir ustanın yapması lazım… İyi bir usta olsa çok çabuk ortaya neticeler döküleceğini ben gözlerimle görüyorum” sözlerini sarf etti.