Mersin Üniversitesi (MEÜ) Kadın Sorunlarını Araştırma ve Uygulama Merkezi (MERKAM) tarafından kadınlar günü etkinlikleri kapsamında üçlü konferans düzenlendi.
Prof. Dr. Uğur Oral Kültür Merkezi’nde yapılan konferansa Psikolog Yrd. Doç. Dr. Hilal Eyüpoğlu, Gazeteci Banu Güven ve Candan Yıldız katıldı. Dinleyicileri arasında MERKAM Müdürü Prof. Dr. Bahar Taner, MERKAM çalışanları, üniversitemiz öğretim elemanları ve öğrencileri yer aldı. Fen-Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Zehra Gül Aşkın’ın moderatörlüğünde gerçekleşen konferansın ilk konuşmacısı Yrd. Doç. Dr. Eyüpoğlu’ydu. “Kadınların özgürleşmesi Bağlamında Feminist Psikolojiyi Esas Alarak Bir Aile Kurumu Eleştirisi” başlıklı bir konuşma yapan Eyüpoğlu, iyi anne, iyi eş olarak aile ilişkilerinin ve çevresinde bulunan kimselerin beklentilerini yerine getirmeye çalışan kadının içinde bulunduğu durum kendisinde bir stres hali yarattığını ve kadının kendilik algısının yok sayıldığını söyledi. Feminist psikolojide ele alınan ‘direnç’ olgusunun da bu noktada ortaya çıktığını belirten Eyüpoğlu, “Aslında sorunların kaynağı kadının içsel çatışmaları, direnci veya başka nedenler değil çevredir” dedi.
Sosyal roller, cinsiyet rollerinin sosyalizasyonu, kurumsallaşmış cinsiyet ve diğer baskı biçimlerinin tartışmalı konular olduğunu ifade eden Eyüpoğlu, kadınların erkeğe atfedilmiş gibi görünen öfke kızgınlık kırgınlık gibi duygularının aslında kadınlarda bir değişimin bir isyanın göstergesi olduğunu aktardı. Şiddetin nedeni olarak kendini gören kadının, bu bakış açısını terk ettiğinde üzüntü ve suçluluk duygusu yerine öfke duygusu yaşadığını dile getiren Eyüpoğlu, “Üzüntü ve suçluluk duygusu yaşayan kadın kendini suçladıkça şiddeti kontrol edebileceğini düşünüyor. Bu bir yalan ve gerçeklik içermiyor. Tüm bunlara rağmen şiddeti engelleyemeyen kadın, kendini suçlamayı bırakıp artık erkeği suçlamaya başladı. Burada çok kritik bir şey var. Kadın erkeği suçlamaya başladıkça kadına atfedilen üzüntü duygusu öfke duygusuna dönüşmeye başlıyor. Yani kadınlar üzgün olmaktansa öfkeli olmayı tercih ettiklerinde aslında ve erkeği suçlamanın getirdiği sonuçta şiddet üreten bir ilişkiyi bitirmek için aktif olumlu başarılı stratejilerine yöneliyor” diye konuştu.
Yrd. Doç. Dr. Eyüpoğlu’nun ardından söz alan Banu Güven’in konuşma başlığı ise “Medya ve Kadın”dı. Güven, kadına yönelik şiddet, ayrımcılık gibi konularda medyanın negatif bağlamda rolünü sorguladığı konuşmasına, kadın cinayetleri konusuyla başladı. Yaygınlaşan kadın cinayetlerine, “Özgecan’dan önce de günde en az bir kadın cinayeti haberi veriyorduk, en iyi günde teşebbüs haberi oluyordu. Bunlar ajanslara yan sıyanlar. Bir de yansımayanlar var’’ sözleriyle vurgu yapan Güven, Hacettepe Üniversitesi tarafından 2008-2014 yıllarının karşılaştırması şeklinde yapılan şiddet araştırmasındaki sonuçlardan bahsetti. Güven “Şiddet uygulayan erkeklerle yapılan görüşmelerden şiddetin artmış olduğu, erkeklerin verilen bunca tepkiye ve farklı farklı zihniyetlerden çıkan ve ‘şiddete hayır’ diyen kampanyalara rağmen şiddete kendilerini hak gördüğü ve şiddet uygulayan bu erkeklerin şiddete uğrayan kadınlara çok fazla sahip çıktığı için medyaya kızdığı sonucu çıkmıştır” ifadelerini kullandı.
Etkinliğin son konuşmacısı Candan Yıldız ise “Barış ve Kadın: Barış İçin Kadın Girişimi” başlıklı konuşmasına, barış için kadın girişimi aktivisti olduğunu açıklayarak başladı. Savaş halinin kadınların üzerindeki etkilerine vurgu yapan Yıldız, kadınların savaşa dair sözlerinin barışa dair sözleri kadar önemli olduğunu söyledi. Yıldız, ’’Nasıl ki erkeklerin savaştan büyük çıkarları varsa kadınların da barıştan büyük çıkarları var. Kocaları kaybolan kadınların hukuki statüleri yok mesela. Kocası ölü olsa bir şey olacak, aylık alacak örneğin. Ama burada öyle değil’’ sözleriyle şiddetin kadınların hayatına yansıyan negatif yönlerine göndermelerde bulundu. Yıldız, sözlerini savaşın militarizmi kışkırtacağını, militarizmin kışkırtılmasının şiddeti doğuracağını, şiddetinse kadına karşı şiddeti var edeceğini vurgulayarak sonlandırdı.
Konferansın ardından konuşmacılara Prof. Dr. Bahar Taner tarafından birer teşekkür belgesi ve çiçek takdim edildi.