Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Saraybosna'dan dönerken uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, Mısır Cumhurbaşkanı Mursi'ye verilen idam cezasının kaldırılması için girişimlerin devam edeceğini belirtirken, "Bu benim kanıma dokunuyor. Bir demokrat olarak hazmedemiyorum" dedi.
Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'e Cumhurbaşkanlığı'ndan zırhlı bir Mercedes tahsis edeceğini açıkladı.

Cumhurbaşkanı'nın gündemdeki konulara ilişkin görüşleri şöyle:

"KAYNAK İÇİN BÜTÇEDE PARA ŞART DEĞİL"

"- Temenni ederim ki bu seyahat Bosna Hersek'te Türk iş gücünün çok farklı bir şekilde yer almasına vesile olur. Tabii burada bizim işadamlarımızın yatırımlar noktasında alt yapı ve üst yapıya yönelik güçleri hakikaten tartışılmaz. Yani Bosna Hersek'te ciddi yatırımlara girebilirler. Biliyorsunuz Bosna Hersek'in suyu bol ama baraja gelince baraj gibi durumları maalesef ki kısıtlı. Hâlbuki burada arkadaşlarımız BOT (Build-Operate-Transfer/Yap-İşlet-Devret) sistemiyle buna girebilirler, arkadaşlarımız bunları işletir sonra da Bosna Hersek'e devrederler. Bunlar şuan bizim uyguladığımız sistemdir. Yani kaynakların çeşitlendirilmesi olayı budur. İlla kaynak için milli bütçenizde para olması şart değil bunları kurduğunuz zaman buyurun kaynak. Bazı siyasiler kaynak deyince, olaya bu mantaliteyle yaklaşmıyorlar. İlla ki cebinde para olacak sanıyorlar. Bakıyorlar kasada para var. Bizim iktidar da Hazine bayağı iyi, Merkez Bankası baya iyi, hemen onu nasıl harcayacaklarını düşünüyorlar. Bir ülkede itimat edilir bir hükümet olmazsa, karşı tarafa güven vermiyorsanız kimse o ülkede yatırım yapmaz. Şu an biz bu tür yatırımları alabiliyorsak kredi limitimiz yüksek olduğu için bunları alabiliyoruz, yoksa bunları almak mümkün değil.

"BOŞ DURACAK DEĞİLİZ"

- Özellikle NATO konusunda şu an bir eylem planı var. Türkiye olarak en üst düzeyde destekliyoruz. NATO sürekli bir engel koyma gayreti içerisinde. Fakat ben şu anda dönem başkanına Sırbistan'ı sıkıştırmaları gerektiğini söyledim. AB'yle ilgili de NATO'yla ilgili de elimizden geleni yapmaya hazırız. Sırbistan'ın bölgede böyle bir şeyin içerisine gireceğini sanmıyorum. Kosoava ile çözüm istiyorlar burayla ile de istiyorlar. İnşallah bu işte boş duracak değiliz. Yeni hükümet ortaya çıktıktan sonra da bu konuyu takip edeceğiz. Mevcut durumu, çok çok endişe verici olarak görmüyorum. Dıştan bazı eller karıştırmak istiyor. Makedonya'da denediler mesela. Müslüman'la terörist kelimesini nasıl bir araya getirmiyorsak, Arnavut'la terörist kelimesini yan yana getirmek gibi tutumlar da yanlış olur. Mesela kendi memleketimiz de Kürtlerin topuna birden terörist denilebilir mi? Elbette denilemez. Herhangi bir dini ya da etnik unsuru terörist diye nitelemeye kimsenin hakkı yoktur. Balkanlar da ortalığı karıştırmaya çalışanlar olabilir ama ben bölgenin bu tür sıkıntıları atlatabileceklerine inanıyorum.

"OLAYI TERSİNE ÇEVİRDİLER"

- HDP'nin 'başkan yapmayacağız' sözü oldu. Çözüm süreciyle ilgili ne düşünüyorsunuz?

- Şunu görmemiz lazım. Çözüm süreci noktasında bu sözlerin sahibi olan şahsın çözüm sürecine bir desteği bir katkısı var. Muş'ta askerimizi kaçırdılar ve birçok yatırımlar noktasında yaşadığımız olayları biliyorsunuz. Utanmadan sıkılmadan Ağrı Diyadin olaylarının faturasını askeri kesmeye kalktılar. Ağrı Diyadin olayında teröristler askerimize ateş açıyorlar. Askerimiz bunlara cevap veriyor. Onlar bunun tam tersini söylüyor. Güya askerimiz önce ateş açmış sonra bunlar ateş etmiş. Olayı tam tersine çevirdiler.

"BATIDA BEYEFENDİ POZLARINDA"

- Bakın şimdi bunların terör örgütü HPG evlere tehdit mektupları gönderiliyor. "Verdiniz verdiniz, vermediniz bunun bedelini size ödeteceğiz" diyorlar. Siz hangi çözüm sürecinden bahsediyorsunuz? Biz şimdi Hakkâri Havaalanı'nı açmaya gideceğiz 26'sında, Sayın Başbakan'la birlikte. Bu havaalanını açılması 2,5 yıl gecikti. Tek sebebi bunlar. HDP ve terör örgütü. Bunlar terör örgütü destekli çalışıyorlar. Biz kime yapıyoruz ya. Hakkâri'ye yapıyoruz, bölgeye yapıyoruz. Niye kalkıp da normal zamanlarda dağa giden beyefendiler burada bu olaylar olduğunda niye gidip bunu onlarla konuşmadılar. Benim genel başkanlığım döneminde Hakkâri Yüksekova'da ilçe teşkilatı binasını bombaladılar. Kimse bize bina vermedi. Hakkâri'de aynı şekilde yine bombaladılar. Yine kimse bize bina vermedi. En sonunda biz satın almak zorunda kaldık. Ve il merkezini satın alarak kurduk. Satın almada da korkuyor vatandaş. Dolayısıyla sözünü ettiğiniz o beyefendi, bu noktada bize ders veremez. Bunlar bu ülkede terörden besleniyor. Batı'ya gelip beyefendi pozlarında adeta böyle oralarda farklı bir şekilde bir rol. Doğu, Güneydoğu'ya da gittiğinde de bakıyorsun oralarda da esiyorlar, gürlüyorlar. Bunları yaptığı bu. Bunlar sağlıklı bir seçimden yana değiller. Bunu kesinlikle istemiyorlar. Şunu biliyorlar. Baktılar iş terse gidiyor. Terse gider biz de barajın altında kalırsak. Bundan sonra biz bu işi nasıl tutturacağız. Bunun endişesi içerisindeler. Böyle bir yorum yapmak istemezdim. Böyle bir yorum yapmak durumundayım. Çünkü bu son askerimizin kaçırılması. Onunla kaçırılan kişi, biz Adana Mersin ile ilgili kalkıyoruz olayı kınıyoruz. Olayı kınamamıza rağmen kalkıp cumhurbaşkanına fatura kesmeye yöneliyor.

"YOKUŞLARI RAHAT ÇIKARIM"

- Demirtaş'ın "Mesajı aldık, seni başkan yaptırmayacağız" beyanatına ne diyorsunuz?

- Benim başkan olup olmamam senin elinde değil ki… Ona millet karar verir. Karşıma cumhurbaşkanı adayı olarak çıktın. Aldığın oy belli. Bu milletin bize verdiği oy da belli. Sadece sen değil. Diğerleri de 14 parti oldular. 14 parti olarak karşıma çıktılar. Medyaları da dahil hep beraber üzerimize geldiler. Ama halkımız hamdolsun iradesini ortaya koydu ve yüzde 52 ile bizi Çankaya'ya gönderdi. Bir tanesi de ne diyordu. Ortaklardan biri, 'Çankaya yokuşunu çıkamayacak' diyordu. Ben de sigara alışkanlığı da yok. Yokuşları gayet rahat çıkarım ben.

"MURSİ'NİN İDAM KARARI KANIMA DOKUNUYOR"

- Mursi'yle ilgili Suudi Arabistan başta olmak üzere körfez ülkeleri konusunda girişimler olacak mı?

- Bu konuda belli bir yol haritamız olacak. Başta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez ülkeleriyle istişarelerimiz, Dışişleri Bakanımızın Avrupa'daki çalışmaları sürüyor. MİT müsteşarımız ABD'de, İbrahim Bey de ABD'de, onlara görüşeceğiniz etkili kişilere bu konuyu da gündeme getirmelerini söyledim. ABD'den ve AB üyesi ülkelerden olumlu mesajlar da yok değil. Mesela Almanya Meclis Başkanı Almanya'yı ziyareti sırasında kendisi ile görüşmeyeceğini açıkladı. Bizler elbette takipçisi olacağız, uluslararası camiayla temaslarımızı sürdüreceğiz. Açık ve net söylüyorum, bu benim kanıma dokunuyor. Demokrasiye inanmış bir insan olarak, bir demokrat olarak böyle bir şeyi hazmedemiyorum. Bunun üzerine düşünüyorum. Bunun tezekkürü ve tefekkürü içerisindeyim. Çünkü AB'nin şunu görmesi lazım. İdamı yasaklamış olan AB'nin, Mısır'da onca insanın idam cezasına mahkûm olmasına sessiz kalmamalı. Ne suçu var bu insanların? Düşünün 27 yaşındaki master öğrencisi bir genç kız idama mahkum oluyor. Adeta Menderes'in olayını hatırlatıyor. Bizi buraya getirenler bu kararı istediği için verdik diyorlar. Böyle bir şeye inanmış değil aslında. Öyle emir gelmiş, o nedenle öyle karar alıyorlar. Burada da benzer bir durum var. Dolayısıyla biz dünya efkarı umumisinde sonuna kadar takipçisi olacağız. Diplomasi olarak ayrıca ne yapabiliriz bunları da düşüneceğiz.

"UZANMADIĞI YER YOK"

- HDP binalarına saldırılarda üst akıl buraya da uzanıyor mu?

- Uzanmadığı yer yok ki. Burada bağlantıları var. Her şey olabilir. Değerli arkadaşlar diyebilir misiniz DHKPC ile PKK hiçbir zaman işbirliği yapamaz. Mümkün müdür? Olay bu kadar basit. El KAİDE, DAİŞ işbirliği yapmadı diyebilir misiniz? Hepsinde aynı şey var.

"YARGI GEREKENİ YAPAR"

- Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın işlemleri nedeniyle cemaate yakın medyaya el koyma iddialarına ne diyorsunuz?

- Bu bir yargı sürecidir. Ancak medya ile alakalı olarak her şeyden önce mevcut kurumların atabileceği adımlar var. Bunların başında RTÜK geliyor. Yargı sürecinde, iş, sizin dediğiniz türden bir el koymaya kadar uzanır mı, o yargının bilebileceği bir konu. Yargının hukuk çerçevesinde gereken neyse yapacağına inanıyorum. Çünkü burada bizim Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ne giren; "Ulusal güvenliğimizi tehdit eden legal görünüm altındaki illegal yapılanmalar" çok önemli. Buralardan hareketle bir sürü adımlar atılacağına inanıyoruz. Çünkü yargının içerisinde de geçmişten bugüne çok çok mutazarrır olanlar var. HSYK'nın aldığı kararlar, son Adana, Hatay kararı sıradan kararlar değil. Başbakanlığımda Hakan Bey'le ilgili olarak olay cereyan ettiğimde ne dediğimi biliyorsunuz. O zaman o malum takım, "Sıra sana da gelecek" diye sohbetlerini yapmışlardı. Tabii hesapların üstünde bir hesap ve kader var.

562 KİŞİLİK MEHTERANLA GÖSTERİ

- Seçimin sonucuna dair bir kanaatiniz var mı?

Bunları değerlendirmek benim için zor. Nasip olursa ayın 30'unda İstanbul'daki Fetih Şöleni'nde çok ciddi bir protokol davet ediliyor. Belediye Başkanı, Vali, Başbakan burada olacak. Ordu mehterimiz sürpriz yapacak. 562 kişiyle gösterisini yapacak. Çünkü 562'nci yılında olduğu için. İnanıyorum ki Yenikapı yeri itibariyle de surlarla içli dışlı olması hasebiyle çok çok anlamlı olacak. Bir de Türk kuşu, bütün Türk yıldızları, uçaklarımızın da gösterisi olacak. Bunlarla fetih şenliklerine ayrı bir hava katmayı düşünüyoruz.

"MİLLETİN TARAFINDAYIM"

- Cumhurbaşkanı'nın tarafsızlığını yitirdiğine dair eleştiriler ne diyeceksiniz?

- Oradaki tarafsızlık siyasi partilere yönelik bir konu. Benim bundan önceki cumhurbaşkanlarından farklı bir yanım var, milletin oyuyla seçildim. Ben bir siyasi partinin genel başkanlığını yapmış ve Başbakanlık'tan gelmiş biriyim. 12 yıl başbakanlık dönemim içerisinde yaptığımız birçok yatırımlar var, bunları meydanlarda anlatıyorum. Şahsıma bir hakaret varsa cevaplıyorum. Yaptığım bu. Bu arada ne tarafta olduğumu daf söylüyorum. Nedir bu taraf? Milletin tarafı. 'Ben milletin cumhurbaşkanıyım' demiştim. Şu anda da milletin tarafında olduğumu yine meydanlarda açıkça söylüyorum. Tarafım bu." (Kaynak: Milliyet)