Düzce Halk Eğitim Merkezi, Deniz Atı Derneği ve Düzce Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Sosyal Hizmet Bölümü tarafından ortak düzenlenen “Kadına yönelik şiddet hakkında dayanışma ve farkındalık arttırma” proje çalışmasında ilginç sonuçlar ortaya çıktı. Yapılan araştırmalarda, kadınların yüzde 41’i koca şiddetini normal görürken; "Yemeğin niye tuzu az, çocuğa niye bakmıyorsun" gibi bahanelerin dayak sebebi olabileceği de ortaya çıktı.
Düzce Halk Eğitim Merkezi’nde düzenlenen ve dinleyicilerin tamamının kadın olduğu; “Kadına yönelik şiddet hakkında dayanışma ve farkındalık arttırma” projesi ile şiddet karşısında kadınların nasıl örgütleneceği, neler yapacağı konularında bilgiler verildi. Proje kapsamında düzenlenen panelde bir konuşma yapan Sosyal Hizmet Uzmanı Dr. Çetin Yılmaz çarpıcı sonuçlar ortaya çıkartan araştırma sonuçlarını da aktardı. Çetin Yılmaz, “Kadınların yüzde 41’i erkeğin bazı durumlarda şiddet uygulamaya hakkı olduğuna inanıyor” dedi.
Düzce Denizatı Derneği, Düzce Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Sosyal Hizmet Bölümü ve Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü Avrupa Birliği Projesi olan ve uygulanmaya başlayan kadına yönelik şiddet hakkında dayanışma ve farkındalık arttırma projesi ile bayanlara yönelik olarak paneller düzenliyorlar. Proje kapsamında düzenlenen panellerden biri de Halk Eğitim Merkezi’nde kurs gören bayanlara yönelik yapıldı. Panele Halk Eğitim Merkezi Müdürü İlhan Çetin, Denizatı Dayanışma Derneği Başkanı Vahide Aksan, kursiyerler ve konuşmacı olarak da Düzce Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Sosyal Hizmet Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Çetin Yılmaz katıldı.
Panelin açılış konuşmasını yapan Halk Eğitim Merkezi Müdürü İlhan Çetin, “Bu farkındalık projesi kapsamında kadına yönelik şiddet ile ilgili farkındalık oluşturmak istiyoruz. Neleri bilmek gerekiyor, neleri konuşmamız gerekiyor, nasıl örgütlenme gerekiyor anlatılacak” dedi.
“KOCANIN DÖVME HAKKI OLDUĞUNA İNANILIYOR”
Panele konuşmacı olarak katılan Sosyal Hizmet Uzmanı Dr. Çetin Yılmaz ise konuşmasında birçok çarpıcı konuya değindi. Kadınların yüzde 41’inin erkeğin şiddet uygulamaya hakkı olduğuna inandığını ifade eden Dr. Yılmaz, “Amacımız farkındalık oluşturmak. Bunu elde etmek için birkaç toplantı yaptık ancak yetmiyor. Proje kapsamında birçok yere gittik. Fabrikalar, yurtlar, iş yerlerini gezdik. Erkekler bize şiddet uygulanıyor derken kadınlarımız ise bu konuları erkeklere anlatın diyorlar. Bazen duyduklarımız karşısında sözün bittiği yerdeyiz diyoruz. Ancak bizim kadınlara ulaşmamız gerekiyor. Neden kadınlara ulaşmamız gerekiyor? İşte bunu anlatmak istiyorum. Şiddetin öznesi erkekler. Bizim üzerimize düşeni yapmamız gerekiyor. Burada bir erkek olarak konuşma hakkını kendimde nasıl buluyorum bunu da sorgulama gerekiyor. Kadınların bilinçlenmesi lazım mı? Gerçekten lazım. Yapılan araştırmalarda kadınların yüzde 41’i eşlerinin kendilerini hak ettiklerinde dövebileceğini düşünüyorlar. Hem de yemeğin tuzunu az koymak, çocuklara yeterince bakmamak gibi sudan sebeplerde erkeğin şiddet uygulamasında herhangi bir sorun olmadığını düşünüyorlar. Yani kadınlarımızın yüzde 41’i erkeğin karısını dövme hakkı vardır diyor. Yüzde 41 oranda bu çok fazla. Şiddet görünen mor gözler ya da kırık kollar değil” diye konuştu.
"CEZALAR SUÇU ÖNLEMEZ"
Dr. Çetin Yılmaz, cezaların arttırılması isteğinin, cezaların önüne geçmeyeceğini ifade ederek “Mersin’de Özgecan Aslan öldürüldüğünde toplandık, haykırdık ve öfkelendik. Özgecan olayından sonra zanlılar korkunç boyutlarda bir şiddetin olduğunu itiraf ettiler. İdamı tartıştık. Benim durduğum nokta suç ve ceza dengeli olmak zorundadır. Suçun cezasını ne kadar arttırırsanız arttırın toplumsal bakış açısının değişmesi gerekiyor. Burada beklenti şudur ki en azından kadına yönelik şiddete cezaları arttırmak yerine var olanları uygulamaktır. Mesela adam hakimin karşısına takım elbise ile çıkıp, sesini çıkarmayınca iyi halden indirim almasın. Örneğin ABD’de suç cezaları ağır ancak en çok suç işleme oranı orada. Burada ceza boyutu etkili olmuyor” şeklinde konuştu.
Dr. Yılmaz son olarak 2008 yılında yapılan kapsamlı şiddet araştırması ile ilgili bazı detaylardan bahsederek, “2008’de en geniş araştırma yapıldı. Kadınların yüzde 50’si hayatının herhangi bir döneminde fiziksel şiddete uğramış. 10 kadından biri hamileliği döneminde fiziksel şiddete maruz kalıyor. Erkek şiddet gösterebilir diye makul kılıyoruz. Bu bizim doğasında varsa çeşitli ülkelerde bu oranlar neden düşük. Erkeklerimizin sığındığı yer ise o ülkelerin ekonomileri de gelişmiş ekonomiler diyorlar. Bizim ekonomimiz gelişirse şiddet bitecek mi? Artık benimsenmiş bir durum var ve kadınlarımızın buna karşı örgütlü olması neyi nasıl yapacağını bilmesi lazım” dedi.