Türkiye’nin önde gelen ekonomi-politika yazar ve yorumcularından Zülfikar Doğan, CHP’den Milletvekili Aday Adaylığını açıkladı.
Zülfikar Doğan, kurucuları arasında yer aldığı ve bir dönem genel başkanlığını üstlendiği Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, CHP Kontenjan adaylığı başvurusunu açıklarken, Türkiye’nin siyasi ve sosyal sorunlarının demokrasi içinde çözümü ve ekonominin düzlüğe çıkmasının tek yolunun CHP iktidarı olduğunu söyledi. Çok sayıda partilinin yanı sıra gazetecilerin, işadamlarının izlediği basın toplantısına, TOBB Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da kutlama mektubu gönderdi. Hisarcıklıoğlu mektubunda, “Sizin gibi uzun yıllardan bu yana, ülke sorunlarına vakıf, ekonomide ve gazetecilikte, örnek bir insanın, TBMM çatısı altında olması, ülke siyasetinin ve ekonomisinin geleceği adına umut verici, sevindirici bir adımdır. Desteğimi ve tebriklerimi iletirim” dedi.
Pet Holding Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Güntekin Köksal, EMD Genel Başkanı Turgay Türker, İşadamları Hikmet Tezel, Bülent Nalcı, Ümit Biriken ve çok sayıda katılımcının yer aldığı basın toplantısında konuşan Zülfikar Doğan, 7 Haziran 2015’in Türkiye için bir milat, bir kavşak noktası olduğunu dile getirdi.
Doğan, CHP çatısı altında ve CHP iktidarında gündeme getireceği bazı öncelikleri şöyle sıraladı:
“Bankalardaki toplam mevduatın yarısının birkaç bin kişiye ait olduğu, sanayinin durduğu, ihracatın gerileme sürecine girdiği, enflasyon ve işsizliğin tırmandığı, dolar milyarderlerinin sayısı artarken, yeşil kartlı, yoksul, güvencesiz, geleceksiz insanlarımızın, 20 milyona ulaştığı, bir Türkiye tablosu var önümüzde. Dünyanın en sefil 15 ekonomisi içinde, 9’uncu sırada yer alan, yolsuzluk ve rüşvet sıralamasında, en üste yerleşen, basın özgürlüğünde 149’uncu sırada sürünen, üretimden, tarımdan, büyümeden vazgeçmiş, kendi insanları ve kurumlarıyla kavgalı, onları hakir ve düşman gören, bir yönetimin elinde, Türkiye hızla tükeniyor. Onun içindir ki; CHP iktidarında; Emeklilerimiz, öncelikle insanca bir maaşa kavuşacak, Kurban ve Ramazan bayramlarında, birer maaş ikramiye yanında, her türlü kesinti ve katkı payından muaf olacak,
Asgari ücret, 4 kişilik bir işçi ailesi için her türlü insani gereksinimi karşılayacak tutara yükseltilecek ve gelir vergisinden muaf olacak,
Çiftçilerin, besicilerin banka borçları ve faizleri silinecek. Yeni destek ve teşviklerle, Türkiye tarımı ayağa kaldırılarak, Köylü yeniden milletin efendisi olacak, Milyonlarca dar gelirli, son çare olarak sarıldığı tüketici kredileri ve kredi kartı bataklığından, borçlarından kurtulacak. Kanuni takibe girmiş, Bireysel kredi ve kredi kartı borçlarının faizleri silinecek, borçlara kısmi af ve uzun vadeye yayılan, yeni yapılandırmaya gidilecek,
Hepimizin vergileriyle gerçekleştirilen, ancak iktidar tarafından, insanlarımıza bir Himmet gibi sunulan sosyal yardımlar, insan onuruna yaraşır düzeye yükseltilecek. Neredeyse unutulan sosyal devlet, her daim dardaki yurttaşlarının yanında, onların güvencesi olacak."
Sanayici, girişimci, yatırımcı, ayrım olmaksızın, teşvik ve destek görecek, ülkesinin insanlarına iş ve aş sağlayan bu saygın insanların önündeki engel kaldırılacak, yatırım yolları ardına kadar açılacak, Sosyal piyasa ekonomisi doğrultusunda, devlet-özel sektör ortaklığı ve işbirliğiyle, büyük çaplı endüstriyel yatırımlar, yüksek teknolojili, rekabetçi üretimler devreye sokularak, devletin ekonomik gücü, özel sektörün girişimciliği bir araya getirilecek" dedi.
Doğan, sosyal piyasa ekonomisi doğrultusunda, özellikle, Doğu ve Güneydoğu Anadolu, Doğu Karadeniz, İç Anadolu gibi geri bölgelerde, devletin ekonomik öncülüğünde, sanayi ve tarımsal yatırımlara, geniş çaplı istihdam sağlayacak, üretim ve yatırım alanlarına öncelik verilerek, bölgesel kalkınmışlık, gelir ve refah farkının süratle yok edileceğini söyledi.
Sosyal Piyasa Ekonomisi doğrultusunda, kamu yatırımları için, beş yıllık, bölgesel ve sektörel yatırım ve toplumsal kalkınma planları hazırlanarak, ödünsüz uygulanacağını anlatan Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye ekonomisi, kendi dinamizmiyle, yeniden yüksek büyüme hızını, üretim, istihdam, ihracat artışını, küresel rekabet gücünü yakalayacak, Ekonomik demokrasi, çalışma barışı, sendikal örgütlenme özgürlüğü desteklenerek, güçlü ve demokratik sendikacılığın, sendikalı çalışan sayısının artırılması önündeki engel, yasak ve kısıtlamalar, bazı iş kollarındaki grev yasakları kaldırılacak, Batılı ülkelerde olduğu gibi, medya, madencilik, inşaat da dahil, bazı iş kollarında istihdam için, sendika üyeliği ön koşul olacak. Kamu çalışanlarının sendikal hakları, toplu sözleşme düzeni, grev hakkıyla da desteklenerek, toplu pazarlık ve ekonomik-sosyal-demokratik haklarının, daha ileriye taşınmasının yolları sonuna kadar açılacak."
Küçük esnaf, sanatkâr, Mikroişletmeler ve KOBİ’lerin öncelikle mevcut kredi, borç ve faiz yükünden kurtarılarak rahatlatılacağını anlatan
Doğan, sözlerine şöyle devam etti: "Ardından uzun vadeli, faizsiz, finansman kaynaklarına kavuşturularak, desteklenecek, Ziraat ve Halk Bankası başta olmak üzere, Türkiye Kalkınma Bankası, Türkiye İhracat Kredi Bankası gibi kamu bankaları ve finans kuruluşları, asli görevlerine döndürülerek, kaynakları öncelikle tarıma, KOBİ’lere, esnaf ve sanatkara, sanayi yatırımları ve ihracatın finansmanına kullandırılacak. Toplu Konut İdaresi ve Emlak Konut, Sosyal Piyasa Ekonomisi ve Sosyal Devlet ilkesi doğrultusunda, asli fonksiyonlarını icra eder konuma gelecek. Bu kuruluşların önceliği, AVM, Rezidans, lüks konut yapımı, kamu arazilerinin kâr ortaklığı, gelir paylaşımı gibi adlar altında, yandaş müteahhitlere tahsis edilmesi değil, emekli, dar gelirli, memur, işçi, köylü, evsiz, işsiz insanlarımızı, kamu kaynakları ve ekonomik güçleriyle orantılı ödeme planlarıyla, konut sahibi yapmak olacak. Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu (TRT) ve Anadolu Ajansı, özerk bir yapıya kavuşturularak, yönetimi ve yapılanmasında, çalışanların, sendikanın, mesleki kuruluşların temsil edildiği, özgür, yansız habercilik ve yayıncılık yapan, kurumlar haline gelecek.”
Zülfikar Doğan, bu çözüm ve önerilerinin yaşama geçirilmesi için Türkiye’nin yeterli kaynağı ve varlığı olduğunu ifade ederek, asıl olanın doğru, düzgün, hakkaniyetli ve tüm toplumu gözeten politikaların uygulanması olduğunu sözlerine ekledi.