Antalya Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği, Antalya merkez ve 19 ilçesinde üyelerinin sorunlarını ve çözüm önerilerini belirlemek, eğitim ve görüş alışverişini sağlamak için düzenlediği toplantılarına Manavgat’ta devam etti.
Manavgat İbrahim Sözen Gençlik Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıya Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Zeliha Öztürk, Birlik Müdürü Yılmaz Gökçay, Ziraat Mühendisi Özgür Savun, Antalya Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Manavgat Temsilcisi Tuğrul Nergis, Gıda Tarım Hayvancılık İlçe Müdürü Yeşim Tıravoğlu Demirtaş ile keçi ve koyun yetiştiricileri katıldı.
Birlik olarak Antalya ve ilçelerinde rutin toplantılar düzenleyerek yetiştiricilerin sorunlarını dinlediklerini ve çözüm önerileri getirmeye çalıştıklarını belirten Antalya Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birlik Başkanı Zeliha Öztürk, "Manavgat Antalya’nın üye potansiyeli bakımından birinci, sürü büyüklüğü olarak da ikinci ilçesi konumunda. 944 üyemiz Manavgat’ta Bakanlık desteklemelerinden yararlanmak üzere aktif olarak yetiştiricilik yapmakta. Bununla birlikte 125 Bin hayvan da Bakanlığımızın anaç koyun keçi desteklemelerinden bu yıl itibarı ile yararlandırılacaktır. Bu sadece anaç sayıları itibarı iledir. Dolayısıyla bunları erkek ve besi materyalleri ile değerlendirdiğiniz zaman yaklaşık 160 Bin civarında hayvanımız mevcut" dedi.
Koyun ve keçi gibi küçükbaş hayvan yetiştiricilerinin aynı zamanda üretici olduğunun altını çizen Öztürk, "Ancak yasalarımızda koyun ve keçi etini kırmızı et sınıfına sokabilmiş değiliz. Dolayısıyla çobanın henüz adı var. Bu konuda Bakanlığımızın Sürü Yöneticisi elemanı kurslarını özellikle destekliyoruz. Bunların yaygınlaşması ile ilgili çalışmalar yürütüyoruz. Bugün çobanlık mesleğinin sürdürülebilirliği ne yazık ki sıkıntıya düşmüştür. Otlak alanların azlığı, mera alanların tahribatı orman içi otlatma bölgelerinin ne yazık ki tellerle çevrilerek bu sahalara koyun ve keçi yetiştiricisinin girmesinin engellenmesi, et ve süt üretimimizi ciddi anlamda engellemiştir. Özellikle koyun ve keçi yetiştiren insanlar doğal et ve süt üreticilerinin ta kendileridirler. Dolayısıyla tüketiciyi korumak adına da bizim bu yetiştiricilere sahip çıkmamız lazım" diye konuştu.
Manavgat’ın bölge olarak büyükbaş hayvancılık yerine küçükbaş hayvancılık yapmaya daha uygun olduğunu belirten Zeliha Öztürk, "Bizim bölgemiz maki. Torosların özellikle dağlık bölgelerindeki keçi veya koyun yetiştiriciliğinin uygunluğu zaten bu coğrafyanın gereksinimi olduğu içindir. O bölgede daha farklı bir işlem yapamazlar. Takdir edilir ki bir maden ocağı ancak maden olan yerde kurulabilir. Bu bölgede de çalı ve maki bitki örtüsünü yiyerek süte dönüştüren yegane fabrika keçi ve koyundur. Sonuçta bereketli topraklar çalı ve maki bitkisinin var olduğu topraklardır. Bu nedenle koyun keçi yetiştiricilerini kırmadan, bu hayvancılığı yapmaya teşvik etmek açıkçası devletin görevidir diye düşünüyoruz. Bu anlamda biz üyelerimiz ile devlet arasında köprü kurarak sorunların giderilmesine uğraşıyoruz" ifadelerini kullandı.