TEMA Muğla İl Temsilciliği, TEMA Vakfı Marmaris üyelerinin de katılımı ile Dünya Su Günü nedeni ile Akyaka’da etkinlik düzenledi.
Azmakbaşı’nda toplanan vakıf üyeleri ve "Su Yoksa Hayat da Yok" pankartı ve çeşitli dövizler taşıyarak azmak kenarından plaj bölgesine kadar yürüdüler. Burada MABOLLA Tiyatro Atölyesinin düzenlediği "Doğama Dokunma" isimli kısa gösteriyi izleyen grup üyeleri azmak kenarında yaptıkları çevre temizliğinin ardından teknelere binerek, azmak boyunca incelemelerde bulundu.
Grup üyeleri kahvaltı yaptıkları restoranın yanında inşaatı devam eden bir otelin temel sularının azmağa boşaltılmasına tepki göstererek, Ula Belediyesi’ni aradılar. Bölgeye gelen zabıta görevlisinden bilgi alan topluluk üyeleri tutanak tutulmasını istedi. Zabıta görevlisi ise burada yapılan işleme belediye olarak daha önce tutanak tuttuklarını ancak bölgenin Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetki sınırları içerisinde bulunmasından dolayı durumu İl Müdürlüğü’ne yazı ile bildirmek dışında bir yaptırımlarının mümkün olmadığını söyledi.
Otel inşaatının önünde toplanan grup üyeleri adına TEMA Vakfı Muğla İl Temsilcisi Yrd. Doç. Dr. Sergender Sezer bir basın açıklaması yaptı. Akyaka’nın önemli bir sulak alan olması nedeni ile Dünya Su Günü etkinliği bu bölgede yapmayı tercih ettiklerini söyleyen Sezer, Akyaka’nın ormanları, denizi, doğası, mimarisi ile önemli bir bölge olduğunun altını çizdi.
Bulundukları alanda vahşice bir kirletmenin söz konusu olduğunu söyleyen Sergende Sezer sözlerini şöyle sürdürdü;
"Biraz önce hepiniz gördünüz azmak resmen kahverengi akıyor. Bu çok hassas bir eko sistem, hiç bir şekilde kirletilmemesi gerekiyor. Vahşice diyoruz çünkü, inşaatlar vahşice yapılıyor, dökülen beton ve kimyasallar sürekli olarak yer altı sularını kirletiyor."
Dünya Su Günü etkinliğinin bir hafta boyunca Arnavutluk, Sırbistan, Kosova, Makedonya ve İtalya ile eş zamanlı olarak yapıldığını ve çeşitli etkinliklerle kutlandığını belirten Sezer, "Gelecek 50 yılda en önemli konu su olacak ve insanlar susuzluktan dolayı insanlar kitlesel olarak göç edecek ve belki de su, çok büyük savaşlara sebep olacaktır. O yüzden suyu ve sulak alanları korumamız gerekiyor. Şu anda bulunduğumuz alan katledilen bir alan, maalesef hükümetimiz aldığı kararlarla koruma işlevini yerel yönetimlerden aldı. Bu yüzden belediye burada tutanak tutmanın dışında hiç bir şey yapamıyor. Daha fazla rant olduğu için bu kıyılar MUÇEV’e devredildi, onlar da istedikleri gibi satıyorlar. ÖÇK burada hiç bir şekilde diğer canlıları düşünmeden, izinler veriyor ve hiç bir şekilde de takip etmiyor, korumuyor" dedi.