Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı, proje tabanlı düşünme, konulara proje tabanlı bir gözle bakarak çözümler üretme yaklaşımının, gençlerin üretken bireyler olarak ülkeye her alanda katkılar sunmasına yardımcı olacağını belirterek "Milli Eğitim Bakanlığı olarak proje çalışmalarını çok önemsiyoruz, destekliyoruz" dedi.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Kongre ve Kültür Merkezi'nde, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) 45. Ortaöğretim Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması Eskişehir Bölge Finali Sergisi'nin kapanışı ve ödül törenine katılan Bakan Avcı, TÜBİTAK’ın 1968 yılından beri çok önemli bir görev ifa ettiğinden söz etti. TÜBİTAK'ın düzenlediği proje yarışmalarıyla gençlerin fikirlerine değer verdiğini ortaya koyduğunu belirten Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı, "Gençlerimizi düşünmeye, üretmeye ve soru sormaya teşvik ediyoruz. Proje tabanlı öğrenme metodunun gençlerimizin özgüvenini artırdığını, proje aşamalarında öğrencileri aktif kıldığını, hepimiz biliyoruz. Bunun bir istinası olarak bizim MEB olarak okullarda uyguladığımız performans ödevlerinin, onların öğrencilerimizi aktif kılmadığını ama velileri ve kırtasiyecileri aktif kıldığını hepimiz biliyoruz. Bu projeler gençlerimizin strateji geliştirmesine bilgiyi organize etmelerine, değerlendirme yapmalarına imkan tanıyarak yeteneklerinin ortaya çıkarılmasında ve gelişiminde çok önemli rol oynuyor. Bu sayede bilgisayar, biyoloji, fizik, kimya, matematik, coğrafya, sosyoloji, psikoloji ve tarih dallarında yeni çalışmalar yapan gençlerimiz, yarışmalarla akademik disiplin ve bilimsel metotları da öğrenme imkanına kavuşuyor. TÜBİTAK’ın bu önemli yarışmasında Eskişehir bölgesi geçen yıl 379 olan proje sayısını bin 267'ye çıkardı ve sıralamada Türkiye 11'inciliğinden ikinciliğe yükseldi. İki yıl içinde proje başvuru sayısında Eskişehir bölgesinin Türkiye ikinciliğine yükselmesini çok önemli buluyorum. Proje tabanlı düşünme, konulara proje tabanlı bir gözle bakarak çözümler üretme yaklaşımı, gençlerimizin üretken bireyler olarak ülkemize her alanda katkılar sunmasına yardımcı olacaktır. MEB olarak proje çalışmalarını çok önemsiyoruz, destekliyoruz. Zira eğitim sisteminin ana hedefinin iki noktada toplanabileceğini düşünüyoruz.

Bakan Avcı, bu iki hedefle ilgili olarak da şunları söyledi:

"Birincisi, günlük ve mesleki hayata ilişkin formasyon ve donanımı elde etmek, öğrencilerimize hayatı, dünyayı, ileride sahip olacakları mesleklerin maddi ve teknik boyutlarını kavratmak. İkincisi ve daha önemli hedef ise, kazanılan birikimi üretime dönüştürebilmek. Sadece iyi bir araç kullanıcısı, sistem eğitmeni ya da proje gerçekleştiricisi değil, aynı zamanda birer mucit sistem tasarımcısı ve proje kurucusu insanlar olarak yetiştirmek. Çocuklarımızı, gençlerimizi iyi birer öğrenici, uygulayıcı olmanın yanında, iyi birer mucit, kaşif ve üretken bireyler olarak yetiştirmeyi önemsiyoruz. Birinci boyut eğitimin göz önünde duran oldukça somut bir işlevi fakat ikinci boyutu asla göz ardı etmememiz gerekiyor çünkü işi ülkemizi ve milletimizi ileriye taşıyacak, hayat standardını yükseltecek olan tarafı burası. Modernleşme tarihimiz boyunca çözüm üretmeye çalıştığımız problemler, aslında ikinci hedefle ilgili. Maalesef biz genellikle birinci noktaya takılıp kalıyoruz. En modern teknikleri kullanıyoruz ancak üretime yönelik sosyal kültürel ve zihinsel altyapıyı ihmal ediyoruz. Araçları ve teknikleri kullanmanın yanında onları geliştirme, mümkünse benzerlerini ve daha iyilerini üretme konusunda zayıf kalıyoruz. Gerçek öncülük ve önderlik, kalıcı bir gelişme ancak üretkenlikle mümkün. Bakanlık olarak bu doğrultuda geliştirdiğimiz Fatih Projesi'ni çok önemsiyoruz. Hedefimiz, Fatih Projesi'nde sadece tablet dağıtmak, sınıflarımızı etkileşimli tahtalarla ve bilişim teknolojisinin son ürünleri ile donatmak değil, bu araçları kullanarak keşfeden ve üreten bireyler yetiştirmek."

İl Milli Eğitim Müdürü Necmi Özen de konuşmasında, "Okullarda, değer kaybı ya da toplumsal değer yargılarımızdaki yıpranma ve aşınma üzerine proje geliştirme çabasını görmekten çok büyük mutluluk duydum. Bu toplumsal ortak sorunumuzun öğrencilerimiz tarafından tespit edildiğini ve bunun çözümü üzerine okullarımızda öğrencilerimizin kafa yorduklarını, bilgilerini üretime döndürdüklerini görme fırsatı verdi. Proje üretmek, üstüne vazife olmayan işlere karışmak ve eski köye yeni adet getirmek demektir. Sevgili gençler, hepiniz eski köye yeni adet getirin. Projeci olun ve bu sene yüzde 400 gibi bölgesel bir sayısal başarıyı yakaladık. İnşallah koordinatörümüzün desteği ile bizim de gayretimiz ile özelde Eskişehir olarak ama genelde bölge olarak önümüzdeki bu başarıyı artıracak başarıları sürdürmeyi diliyorum” dedi.

Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Rektörü Prof. Dr. Hasan Gönen ise bir üniversitenin ana görevlerinden birisini yapmış olmaktan ve bu göreve ev sahipliği yapmaktan büyük onur duyduğunu belirtti. Gönen, "Üniversitelerin ana görevlerinden birisi de bilim temelli çalışmalara ev sahipliği yapmak. İnşallah sizlerin bu yeni düşüncelerinizle, yeni fikirlerinizle ülkemizin büyük ülkeler ve devletler sınıfına en kısa zamanda, 2023 yılında ulaşmayı sizlerin çalışmaları sayesinde gerçekleştireceğimizi görmüş olduk. Bilimsel çalışmaların ülkemizin başı dik bir ülke olarak bulunduğu konumda bütün çevresine el uzatma ve onlara yardımcı olma konusunda katkıları olacaktır. Ben bu çalışmalarda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" diye konuştu.

Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna da, "Ortada bir marifet varsa, bir gayret, bir çalışma varsa mutlaka ödüllendirilmesi ve değerlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu noktada bizi birbirimize bağlayan bağların daha da güçlendirilmesi, muhabbetimizin yakınlaşmamızın daha da artması içn fırsatlarımızı iyi değerlendirmemiz gerekmektedir” diye konuşarak, Türk Dünyası Kültür Başkentliği süresince kültür sanat alanında pek çok projeye imza attıklarını dile getirdi.

Konuşmaların ardından 9 branşta proje yarışmasına katılan öğrencilere sertifikaları takdim edildi.