MHP Battalgazi İlçe Başkanı Gökhan Şahin, Ege Üniversitesi öğrencisi Fırat Çakıroğlu’nun karşıt görüşlü grup ile çıkan kavgada öldürülmesini kınadı.
MHP Battalgazi İlçe Başkanı Gökhan Şahin yaptığı açıklamada, “Üzüntüyle yaşayıp gördüğümüz gibi Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu güne kadar terör sorunuyla ilgili olarak ne söylemiş ve hangi uyarıda bulunmuşsak birer birer gerçekleşiyor. Uyarılarımızı deli saçması ya da hezeyan olarak görenler basiretsizlik bataklığına sürükleniyor. Ne yazık ki çözümsüzlüğün düğümü ilmek oldu başımıza geçiyor. Ülkenin her karış toprağına ihanet zehri boşalıyor. Hainler dağdan inmiş okulları işgal ediyor” dedi.
Terörle mücadelede her zaman devletin yanında olacaklarını belirten Şahin, "Ancak çözümsüzlüğün düğüm haline geldiği bu günlerde beklenti içerisinde olduğumuz kurumlar anayasal görevlerini yerine getirmemektedirler. Siyasî iradenin vatanı ve milleti felakete sürüklediği süreçte sorumluluk makamında bulunan herkes suç işlemektedir. Vatana ve millete gönül vermiş hiç kimsenin buna seyirci kalması beklenemez" ifadelerini kullandı.
Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Son günlerde bazı insanların çaresizliğini istismar, bazı insanların ise yüce duygularını suiistimal ederek bir gözü dönmüşlük ve çaresizlik manzarasının sergilendiğine şahit olmaktayız. İnsanlıkla kavgalı, kendi insanlığı hususunda ise tereddütlü olanların, başkalarının kılavuzluğunda gönüllü maşalığa heveslenmesi ve bir iş yaptıkları avuntusu ile teselli bulması kendilerini kandırmaktan öteye gitmemiştir, gidemeyecektir. Yazılmış bir senaryonun figüranı olmaktan öteye gidemeyen ve gidemeyecek olanların ellerine tutuşturulan sloganların çığırtkanlığını yapmaları hayret edilecek bir şey değildir. Ancak son günlerde sıkça gördüğümüz ve nefretle kınadığımız bütün bu olup bitenlerin toplumumuzun sağduyusu ve vakarı karşısında beyhude bir gayret olmaktan öte gidemeyeceği ve söz konusu tavır karşısında kendilerini hazin bir sonun beklediğinin bilinmesi lazımdır. Unutulmamalıdır ki gemi azıya almış ve ancak güruh olmayı becerebilenlerin isteği doğrultusunda davranan, onların yönlendirmesine rıza gösteren ve birilerinin amaç ve ihtirasına teslim olan ihanet hükümetinin aciz politikalarına onay vermek, Türk milletinin haysiyet ve asaletiyle uyuşmaz. Gayet iyi bilinmelidir ki bu millet kendisi için biçilen kefenleri paçavraya çevirmeyi, ölüm fermanını doğum tebriğine dönüştürmeyi ve kaderi üzerinde oyun oynama ihtiras ve onu belirleme sevdasını ise boşa çıkarmayı, bütün insanlığa öğretecek kadar ustadır. Toplumumuz tarafından gayet iyi bilindiği gibi basitler iftira, acizler şikâyet ederken idare etmek asillere düşmektedir. Zira gün sefil bir yönetimden asil bir yönetime geçme günüdür. Yine gün, milletimizin mazisinde asla zorlanmadan bulduğu ve istikbale şerefle taşıyacağı asaletini, defalarca olduğu gibi bir kez daha göstermesinin elzem olduğu gündür. Ancak o zaman ve bu tavrıyla milletimiz devleşirken hepimizce malum olan karanlık merkezlerce beslenen, karmaşadan menfaat ve medet umanlar, hormonlu tombalaklar olarak kalacak ve kalmaya devam edeceklerdir. Dolayısıyla inceldiği yerden kopsun anlayışı ve her şeye rağmen teslimiyet politikası bu milletin kabul edeceği, mecbur kalacağı veya mahkûm olacağı bir çözüm ya da sergileyeceği bir tavır olamaz, olmamalıdır, olmayacaktır. Dicle ve Fırat nasıl bizimse, Çakıroğlu Fırat da bizimdir. Söz konusu vatan olduğunda musalla taşına konacak can bizimdir. Milletin bekası için kurbanlık koç istendiğinde uzanacak baş bizimdir. Divanesi sadece biz kalsak da Allah yolunda sebil olacak asil kan bizimdir. Ey, dağda, ovada, köyde, şehirde, okulda velhasılı vatanın her köşesinde cemre olup toprağa düşen, şehadet şerbetini vatana şifa diye içen şanlı ülkü erleri, bütün gök kubbeyi türbe diye çeksek üzerinize, hilali ışık diye çaksak kubbenize, yine bir şey yapabildik diyemeyiz aziz hatıranıza. Başta son şehidimiz Fırat Çakıroğlu olmak üzere tüm şehidimizin ruhu şâd, vatan sağ olsun."