Şırnak Barosu İnsan Hakları Merkezi, 6 Ocak 2015 tarihinde Cizre’nin Cudi Mahallesi’nde çıkan olaylarda hayatını kaybeden Ümit Kurt’un vurulduğu yerde yaptığı incelemeler sonucu hazırladığı raporu açıkladı. Raporda Kurt’un hedef gözetilerek vurulduğu açıklandı.
Rapora göre 6 Ocak tarihinden önce Cudi, Nur ve Sur Mahallesi’ndeki hendeklerin kapatılması için Cizre Belediyesi ile Cizre Kaymakamlığı’nın uzlaştığı belirtildi. Raporda şu ifadelere yer verildi:
"6 Ocak 2015 tarihinde Şırnak’ın Cizre ilçesi Cudi Mahallesi’nde emniyet güçlerine ait zırhlı araçlar ile girilen Ziraat Sokak’ta polisler tarafından ateş açılması sonucu meydana gelen Ümit Kurt isimli çocuğun öldürülmesi ve Çelik Sakçak isimli vatandaşın yaralanması olayı. Bu olay nedeni ile mağdur, mağdur yakınları, varsa görgü tanıkları ile görüşmek, araştırma ve incelemeler ile elde edilen bilgiler sonunda hazırlanan raporu, ilgili ve yetkili kurum ve makamlara göndererek maddi gerçeğin açığa çıkarılmasına katkıda bulunmak, kamuoyunun gerçek bilgiye ulaşmasını sağlamak, faillerin bulunması ve haklarında gerekli soruşturmanın başlatılmasını talep etmek amacıyla Şırnak Barosunca bir heyet oluşturulmuştur. Heyet üyelerimiz olayın akabinde hastaneye intikal etmiş ve orada bulunan kişiler ile görüşmeler yapmış, ertesi gün ise olay yerine gidilmiş, olay yerinde gerekli araştırma ve gözlemler ile olaya ilişkin görgü ve bilgisi bulunan şahıslar ile görüşmeler yapılmış, Cizre Devlet Hastanesi’nde yatan yaralı mağdur Çelik Sakçak dinlenmiş, olaya ilişkin olarak fotoğraflar çekilmiştir. Cizre ilçesi Cudi Mahallesinde kazılan hendeklerin, Cizre Belediyesi ve Cizre Kaymakamlığının ortak çaba ve uzlaşısı ile kapatılması kararı alınmış ve 6 Ocak 2015 tarihinde Ziraat Sokak’ın girişinde bulunan hendek, Belediye çalışanları tarafından kapatılmıştır. Aynı gün saat 18.00 sularında Ziraat Sokak ve çevresindeki sokaklarda elektrik kesilmiştir. Sokak sakinlerinle yapılan görüşmede trafoda herhangi bir sorun olmadığı, sigorta atmadığı, elektriğin polis araçlarının sokağa girmesinden hemen önce kanaatlerince bilinçli olarak kesildiği bilgisi tarafımıza iletilmiştir. Saat 18.20 sularında, tam yemek vaktinde emniyet güçlerine ait 10 kadar zırhlı araç herhangi bir eylem, provokasyon, gösteri, taş atma, yol kesme, kamu huzur ve güvenliğini rahatsız ve tehlikeye sokacak gösteriler olmaksızın Ziraat sokağa girmişlerdir. Mahalle sakinleri o saatte işten dönen birkaç kişi dışında sokakta kimse olmadığını, yemek saati olduğundan evlerinde olduklarını, elektrik de kesik olduğundan çok karanlık olduğunu, birden kanas cinsi silaha ait sesleri duyduklarını, pencerelerden baktıklarında polislerin zırhlı araçlarla sokağa girdiğini gördüklerini beyan etmişlerdir. Zırhlı araçlardan açılan ateş sonucu önce boya badana işinde çalışan ve evine dönmekte olan 14 yaşındaki Ümit Kurt isimli vatandaş vurulmuştur. Ümit Kurt’un tam kalbinden vurulmuş olması, vurulduğu yerin elektrik direği ile duvar arasında kalması sebebiyle korunaklı olması, Ümit Kurt’un hedef gözetilerek vurulduğunu göstermektedir. Ümit Kurt vurulduğu sırada üzerinde boya badana yaparken giydiği boya olmuş giysiler vardır. Ümit Kurt vurulduktan sonra zırhlı araçlardan ateş edilmeye devam edildiğinden vatandaşlar hemen hastaneye kaldıramamıştır. Ümit Kurt’un yere düşmesinin ardından zırhlı araçlar sokaktan çıkmaya başlamış bu sırada Cizre Ticaret Sanayi Odasında memur olarak görev yapan Çelik Sakçak iş çıkışında Ziraat sokakta bulunan evinin önüne geldiği vakitte kasığından vurularak yaralanmıştır. Çelik Sakçak vurulduğu sırada üzerinde takım elbisesi vardır. Son olarak aracı ile olay yerine gelen ve evinin önüne aracını park eden bir şahsa araçtan iner inmez ateş açılmış, kendisini aracın arkasına attığından şahıs yaralanmamış ancak aracın camına ve direksiyona kurşun isabet etmiştir"
Ümit’in beraber çalıştığı arkadaşı Emrah Karakuş ile yapılan görüşmeye de yer verilen raporda şöyle denildi:
"Olay yerinin bitişiğinde bulunan bir dükkanı boyadıklarını, yanında Ümit’in de olduğunu, işten çıkıp evine döndüğü esnada bir tarama sesi duyduğunu ve arkasına baktığında Ümit’in yerde olduğunu gördüğünü, elektriklerin o esnada kesik olduğunu, olay yerinde herhangi bir eylem ve gösterinin olmadığını, hendek kapatma durumundan sonra mahallenin sakin olduğunu, Ümit’in herhangi bir gösteriye katılmadığını ve herhangi bir grubun üyesi olmadığını, kendi halinde küçük bir çocuk olduğunu” beyan etmiştir. Çelik Sakçak ile yapılan görüşmede ’Kendisinin Cizre Ticaret Sanayi Odası’nda memur olarak çalıştığını, olay akşamında iş çıkışı evine dönmekte olduğunu ve üzerinde takım elbisesi olduğunu eve girmek üzere iken silah sesleri duyduğunu ve yaralandığını, hiçbir gruba üye olmadığını hiçbir yasa dışı gösteri ve faaliyet içerisinde olmadığını, direk kendisine doğru hedef alınarak ateş edildiğini’ beyan etmiştir. Cangir Doğan isimli şahıs ile yapılan görüşmede aynı sokakta oturduğunu,akşam saat 18.00 civarında kardeşinin dışarı çıktığını, beş dakika sonra silah seslerinin geldiğini, kapıya çıktığında birkaç zırhlı araç gördüğünü, hemen içeri girdiğini bu esnada dayısının evinden yardım çığlıkları duyunca evlerinin bitişiğinde bulunan duvardan atlayarak dışarı çıktığını, kuzeni Çelik Sakçak’ın yerde yattığını gördüğünü, sol kalçasından vurulduğunu, yarayı bezle kapatarak, kanamayı durdurmaya çalıştıklarını, zırhlı araçların halen sokakta olması sebebiyle bir süre beklediklerini ve daha sonra hastaneye götürdüklerini,olay esnasında elektriklerin trafoya bağlı olmayan nedenlerden ötürü kesildiğini, ancak ne mahallede ne etrafta her hangi bir eylem ve gösteri olaylarının olmadığını, kuzeninin Ticaret Sanayi Odasında çalışmakta olduğunu ve herhangi bir grup üyesi olmadığını beyan etmiştir. İsmini vermek istemeyen ve gizli tutulmasını isteyen mahalleliler ile yapılan görüşmelerde de olay anında sokakta herhangi bir eylem olmadığı, zırhlı araçlar gelmeden önce elektriklerin trafoya bağlı olmayan nedenler ile kesildiği, zırhlı araçların sokağa gelerek gördükleri kişileri hedef gözeterek ateş ettikleri ve bu şahısların bu şekilde vurulduğu, bunun haricinde ismini vermek istemeyen başka bir kişi akrabası aracını park edip araçtan inmek üzere iken direk olarak kendisine doğru ateş edildiği ancak o sırada aracın arkasına saklandığından kurşunların araç ve camına isabet ettiğini belirtmiş ve buna ilişkin olarak da fotoğraflamalar yapılmıştır. Sokaktaki bazı evlerin duvarlarında kurşun izleri olduğu da gözlemlenmiştir. Olay yerinde bulunan ve olay ile ilgili olarak yapılan gözlem ve görüşmelerde zırhlı araçların hendeğin kapatılmasının hemen ertesinde harekete geçmesi, araçlar sokağa girmeden önce trafo arızasına bağlı olmaksızın elektriklerin kesilmesi, tam yemek saatinde sokakta hemen hemen kimsenin olmadığı bir zamanda sokağa girilmesi, olay gecesinde şehirde devriye gezen zırhlı araçların plakalarının sökülmüş olması, olay yerinde hiç silah kovanı bulunmaması (emniyete ait araçlardan sıkılan silahların boş kovanları araç içerisine düşmektedir), olay yerine gelen görevlilerden herhangi birinin yaralanmaması ve araçlarda da bir hasar oluşmaması, olayın bir anda meydana gelen anlık bir olay olmadığına dair inancımızı güçlendirmiştir. Aynı şekilde emniyet tarafından iddia edildiği gibi kendilerine Molotof ve silahlarla saldırılmasına karşılık verdikleri iddialarının gerçeği yansıtmadığı bu şekilde ortaya çıkmaktadır. Çözüm sürecini sabote etmek isteyen ve bu tür olaylardan nemalanan, halkın huzur ve güvenini bertaraf etmek ve en önemlisi halka karşı tehdit ve gözdağı vermek isteyen kişi ve grupların olayı planlı ve hazırlıklı olarak gerçekleştirdiği kanaatine varılmıştır. Özellikle Ümit Kurt isimli çocuğun duvar kenarında evine geçmek için beklerken kalbinden vurulması ve yine işinden evine dönen silahsız, takım elbiseli bir memur olan Çelik Sakçak isimli kişinin kasığından vurulması, direk hedef alınarak vurulduklarını apaçık ortaya çıkarmaktadır. Çözüm sürecinin ivme kazandığı bir dönemde olayların yoğun olduğu, huzur ve refahı bozmaya yönelik provokatif girişimlerde bulunulan, sağduyu ve hoşgörüye en çok ihtiyaç duyulan yerlerden biri olan Cizre’ye Hrant Dink cinayetinde İstihbarat Amiri olarak şüpheli konumda bulunan bir emniyet müdürünün atanması ve hemen akabinde bu olayların meydana gelmesi gerek tarafımızca gerekse halk nezdinde ciddi kuşkular meydana getirmiştir. Olayın hemen ertesinde dile getirilmesine rağmen halen zırhlı araçların plakalarının takılmamış olması da emniyetin güvenirliğini sarsmaktadır. Halk nezninde olayların sorumlusu olarak görülen Cizre Emniyet Müdürünün görevden alınmasının ilçede sükuneti sağlayacağı kanaatindeyiz. Aynı şekilde meydana gelen ölüm ve yaralanma olaylarının faillerinin ortaya çıkarılması için titizlikle bir çalışma yürütüldüğünün adliye ve idareciler tarafından medya vasıtasıyla açıklanması gerekmektedir. Aynı şekilde medyanın emniyetten aldığı bilgileri açıklamak yerine olaydaki somut bulguları tarafsız bir şekilde açıklaması gerekmektedir. Olayın hemen ertesinde Ümit’in polisle çatıştığı için öldüğü yönünde yapılan haberler hem aileyi hem de toplumu üzmüştür."