Muş’ta, 18’inci yüzyılda yapıldığı söylenen Arakelots Ermeni manastırı, defineciler tarafından tahrip edildi. Köstebek yuvasına dönen manastırdaki mezarlıklar kazılarak insan kemikleri dışarı çıkarıldı.
Merkeze bağlı Arak köyünde yer alan Arakelots Ermeni manastırının tahrip edildiğiyle ilgili Sason, Bitlis, Batman, Muş, Van, İstanbul ve Diğer Tüm İller ve İlçeleri Köyleri Ermenileri ve Sason İlçesi Köyleri Ermenilerinin Sosyal Yardımlaşma ve Kültürel Dayanışma (Ermeni Azınlıkları) Derneği Başkanı Aziz Dağcı’nın Muş Valiliği’ne yaptığı müracaatın ardından manastırda inceleme yapmak üzere jandarma gönderildi. Jandarmanın yaptığı incelemede, manastırda yer alan mezarların kazıldığı ve bazı süslü taşların yerinde olmadığı tespit edildi. Manastırdaki tahribatla ilgili açıklama yapan Ermeni Azınlıkları Derneği Başkanı Aziz Dağcı, Arakelots Ermeni Manastırının kendileri için önemli bir yer olduğunu söyledi. Definecilerin manastırı köstebek yuvasına çevirdiğini ifade eden Aziz Dağcı, manastırda yer alan 23 tümülüsün kazıldığını ve kemiklerin dışarı çıkarıldığını dile getirdi. Manastır temelinin 3 metre derinlik, 5 metre genişlik ve 6 metre uzunlukta kazıldığını vurgulayan Aziz Dağcı; “Mezarlarda kazı yapılmış ve buradaki insan kemikleri dışarı çıkarılmış. Buradaki 23 tümülüs mezar kazılmış durumda. Ayrıca, manastırın içi ve dışı kazılarak tahrip edilmiş” dedi.
Manastırda yer alan ve dünyada eşi bulunmayan bir taşın da götürüldüğünü belirten Dağcı; “365 odalı manastırdaki taşı neden götürdüklerini bilmiyoruz. Bu taşın maddi değeri yok ama manevi değeri tartışılamaz. Bu taşın benzeri yoktur. Bunun yanı sıra manastırın dört bir tarafı kazılarak süslü taşlar götürülmüş” ifadelerini kullandı.
Manastırla ilgili Muş Valiliği, İçişleri Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’na dilekçe verdiğini ifade eden Dağcı, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Müracaatımın ardından buraya jandarma ekipleri gönderildi ve tahribatla ilgili tutanak tutuldu. Bu tutanaklara istinaden Muş Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundum. Ayrıca, manastırın restorasyon çalışması için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na da dilekçe verdim.”
Definecilere çağrıda bulunan Dağcı; şunları söyledi: “Bizim mezarlarımızı ve manastırlarımızı kazmaktan vazgeçsinler. Çünkü, bizim mezarlarımızda ölülerimizden başka bir şey bulunmaz. Biz de, ölülerimizi sadece kefenle defnederiz. Mezarlarımızda maddi değeri yüksek bir şey bulunmaz. Ayrıca, manastırlarımızı tahrip etmesinler. Bir Müslüman için cami neyse, ne kadar kutsalsa bizim için manastırlarımız bizim için aynı kutsiyettedir. Manastırlarımız da maddi değeri yüksek bir şey bulunmaz. Buraları tahrip etmekten vazgeçsinler. İnanın, tarihi yerlerimiz restore edilirse, bu bölge turizmi birçok bölgeden daha fazla gelişir. Tarihi değeri yüksek olan yerleri tahrip etmektense, oraları restore edip turizme kazandırmalıyız.”