Mersin’in Bozyazı ilçe Toplum Sağlığı Merkezi tarafından, Sağlık Çalışanı Kadınlara Yönelik Şiddetin Önlenmesi temalı sağlıklı yaşam yürüyüşü gerçekleştirildi.
Etkinliğe Garnizon Komutanı Yüzbaşı Savaş Cingöz, Sahil Güvenlik Komutanı Fatih İkinci, İlçe Mal Müdürü Nurettin Ayrılma, Tapu Müdürü Mustafa Çetinsağ, İlçe Sağlık Müdürü ve Toplum Sağlığı Merkezi Tabibi Dr. Ahmet Hakan Acı ile çalışanları, Devlet Hastanesi personeli, okul müdürleri, öğretmenler, öğrenciler ve çoğunluğunu kadınların oluşturduğu vatandaşlar katıldı. Cumhuriyet Meydanında toplanan katılımcılara üzerinde ‘Kadınlar Baş Tacımızdır’ yazılı kartların bulunduğu kırmızı karanfiller dağıtıldı. Yürüyüş etkinliği Cumhuriyet Meydanından başlayıp, Belediye Binası önünden devam ederek Sini Çayı Köprüsünden geçip sahil yolundan Müftülük Konferans Salonu önünde son buldu. Yürüyüş sonunda konuşan Dr. Ahmet Hakan Acı, son yıllarda ülkemizde ve dünyada her türlü şiddetin arttığını, yaş, cinsiyet, ırk, din, dil, eğitim düzeyi ayırt etmeksizin toplumdaki bütün bireyleri etkileyen şiddetin giderek günlük yaşamın bir parçası haline gelmeye başlandığını belirterek, "Şiddet, kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfi engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranıştır. Kadına yönelik şiddet, yalnızca kadın oldukları için uygulanan veya kadınları etkileyen cinsiyete dayalı bir ayrımcılık ile kadının insan hakları ihlaline yol açan ve Kanunda şiddet olarak tanımlanan her türlü tutum ve davranış biçimidir” dedi.
Kadına yönelik şiddetin tüm meslek grupları arasında var olduğunu, özellikle sağlık bakım sektöründe çalışanların iş yeri şiddetinin en önemli hedefi ve kurbanları olduğunu vurgulayan Acı, "Dünya Sağlık Örgütü, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Uluslararası Hemşireler Birliği’nin ‘Sağlık Sektöründe İş Yeri Şiddeti’ başlıklı ortak raporuna göre sağlık çalışanlarının yüzde 50’sinden fazlası mesleklerini uyguladıkları herhangi bir zamanda şiddete maruz kaldıklarını bildirmektedir. Sağlık alanında hizmet verenler diğer iş alanlarında çalışanlara göre 16 kez daha fazla saldırıya uğramaktadır. Sağlık çalışanları arasında yapılan araştırmalarda hemşirelerin diğerlerine oranla üç kat daha fazla risk altında bulunduğuna dikkat çekilmektedir. Farklı ülkelerde sağlık çalışanlarına yönelik şiddet oranlarına bakıldığında, genel olarak çalışanların fiziksel, sözel, psikolojik, cinsel içerikli ve etnik şiddete uğradıkları tespit edilmiştir. Sağlık kurumlarında hastalar, hasta yakınları, meslektaşlar gibi farklı birçok kaynaktan doğan şiddetin ortaya çıkışında yine birçok etken rol oynamaktadır. Bu etkenler bireysel kadın çalışanların çoğunlukta olması, akıl hastaları, alkol-madde kullanan hastalar, iletişim bozuklukları, kurumsal problemler aydınlatma, güvenlik, personel istihdamı, ekip içi iletişim eksikliği, yetersiz ortamlar ve benzerleri ile toplumsal etkenler şiddet suç oranında artış, şiddetin kabulüne yönelik tutumlar, kültür, silahlanma ve ekonomik güçlükler şeklinde özetlenebilmektedir. Her türlü şiddet bireysel sağlık harcamalarında artış,yaralanma, çalışanda motivasyon kaybı, tükenmişlik, post travmatik stres bozukluğu, kurumsal iş gücü kaybı ve toplumsal düzeyde problemlere neden olmaktadır”diye konuştu.