Göğüs ağrısı, nefes darlığı, terleme ve bulantının kalp krizinin en önemli belirtilerinden olduğu günümüzde artık yaygın olarak biliniyor. Ancak, “Sessiz iskemi” olarak adlandırılan durumlarda, kalp krizi bazen hiç belirti vermeden de ortaya çıkabiliyor ve ölümcül sonuçlara yol açabiliyor.
Kalp krizinin genellikle, göğüste, sol kolda, sırtta, mide bölgesinden çeneye doğru yayılan ağrılar şeklinde ortaya çıkan belirtilerle haber verdiğini kaydeden Özel Adana Ortadoğu Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. İbrahim Doğru, "Yaşanan ağrı ve şikayetler sayesinde, yaşanabilecek kalp krizinin önüne geçilebilmektedir. Fakat ’sessiz iskemi’ belirti vermeyen ve ağrı yaratmadan ilerler" dedi.
Dr. İbrahim Doğru, “Hasta için en kötü senaryo kriz sırasında da hiçbir şikayet oluşmamasıdır. Kalp hastalarının yüzde 20-40’ı ‘sessiz kalp hastalığı’ ile karşı karşıyadır. Bu sorun genellikle şeker hastalarında ortaya çıkmaktadır. Aşırı şişman bireylerde, kronik akciğer hastalığı olanlarda ve ağrıya tahammülleri fazla olduğu için kadınlarda daha sık görülmektedir” diye konuştu.
Kalp damarlarında darlık olması durumunda kişinin efor sırasında ağrıyı hissederek dinlenmeye çekildiğini böylece kalbin de dinlendiğini ancak “sessiz iskemi”de bu belirtinin olmayışı sebebiyle kişinin eforu sürdürdüğünü bildiren Dr. İbrahim Doğru, “Belirti vermeyen sessiz iskemide kişi istirahate geçmediği için spor yapmaya ve kalbi zorlamaya devam eder bunun sonucunda kalp krizi riskinin oluşmasına zemin hazırlar. Bu nedenle sessiz iskemide kişinin kalp krizi geçirme, hayatını kaybetme ihtimali daha fazladır” açıklamasını yaptı.
ŞİKAYET OLMASA DA KONTROL EDİLMELİ
Dr. İbrahim Doğru, sessiz iskemiyi teşhis etmek için risk altında olan kişilerin, şikayetleri olmasa dahi bazı tetkiklerle kontrol edilmeleri gerektiğini belirterek, “Özellikle şeker hastaları büyük risk altındadır. Diyabeti olan bir kişide özellikle ailesinde kalp hastalığı olan varsa, sigara kullanıyorsa, kontrolsüz ve dikkatsiz bir yaşam sürdürüyorsa mutlaka stres testleri ile efor testleri yaptırmalıdır. Ayrıca talyum testi ve bilgisayarlı anjiyo ile kalp damarlarının kontrol edilmesi gerekmektedir” ifadelerine yer verdi.
TANSİYON DA İPUCU VEREBİLİR
Daha önce olmayan bir tansiyon yükselmesinin, kalbin zora girdiği anda tansiyonu yükselterek cevap vermesi anlamına geldiğini ve krizin en önemli göstergesi olduğunu da kaydeden Dr. Doğru şunları söyledi:
“Çabuk yorulma ya da spor yapan bir kişinin daha önce yaptığı kadar efor harcayamaması da belirti olabilmektedir. Dolayısıyla ağrı belirtisi olmadan bazı yan belirtilerle de şüphe edilerek sessiz iskemi tanısı konulabilir. Burada check-up alınabilecek en etkili önlemdir. Bunun için belirli yaşlarda hiç şikayeti olmadan check-up ve efor testlerinin yaptırılması büyük önem taşımaktadır. Kalp kapağında doğuştan gelen bir darlık, kalp adalesinde kalınlaşma da gizli kalp olarak adlandırılmaktadır. Şikayet üzerine hastaneye gidip kontrolden geçmek check-up değil, sadece geç kalınmış bir önlemdir.”
SAĞLIKLI YAŞAM BİÇİMİ ÖNEMLİ
Özel Adana Ortadoğu Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. İbrahim Doğru, krizden korunmak için, doymuş yağ ve kolesterolden fakir; sebze, meyve ve lifli gıdalardan zengin beslenme tipini benimsenmesi, tansiyonun yükselmesine yol açan tuzun günde sadece 5-6 gramla sınırlandırılması, sigara içilmemesi, ideal kilonun korunması, en az haftada üç gün temiz havada yürüyüş yapılması gerektiğini söyledi.
Dr. İbrahim Doğru, sözlerini, “Yüksek tansiyon, kolesterol ve kan glikoz değerlerinin kalp sağlığı üzerinde çok önemli rolü vardır. Birinci derece akrabalarında bu tür hastalıklar olanların, 30 yaşından itibaren check-up kontrollerinden geçmesi ve alınması gereken önlemlere maksimum özen göstermeleri gerekir. Stres nedeniyle ortaya çıkan adrenalin de tansiyonun yükselmesine ve nabız hızının artmasına neden olarak, kalp krizine davetiye çıkarmaktadır. Stresten arınmaya özen gösterin” diyerek tamamladı.