AK Parti Van Milletvekili aday adayı Adnan İnanç, “Siyaset, bir tarafta mücadele ederken, diğer taraftan nezaketi elden bırakmamaktır” dedi.
7 Haziran 2015 seçim çalışmaları çerçevesinde çalışmalarını aralıksız sürdüren İnanç, gündeme ilişkin konuları değerlendirdi. Siyaset kavramının zihinlerde iyi bir çağrışımı olmadığı kesin olduğunu ifade eden Adnan İnanç, “Mevcut siyasi teamül ve pratik uygulamalar, siyaseti büyük ölçüde itibarsızlaştırmıştır. Genelde siyaset, gücü temsil etmektedir ve gücün de ayartıcı ve baştan çıkarıcı bir işlevi bulunmaktadır. Bunu da aşmanın yolu, gücü elinde bulunduranların donanımlı, nitelikli ve ahiret inancı, kaygısı olan inanmış insanlarca yönetiliyor olmalarıdır. Her iş gibi siyasetin de kalitesini ve değerini onu kurucu akıl belirler. Bilinmelidir ki gerçekte siyaset bir Peygamber mesleğidir. Büyük bir İslam aliminin dediği gibi: “bu dinin ibadeti siyaset; siyaseti ise ibadettir”. Ünlü tarih felsefecisi İbni Haldun’un da belirttiği üzere; “toplumsallık insani açıdan zorunlu bir gerçek ise, kaçınılmaz olarak kanun da toplumsal bir zorunluluktur” bunun temini ise siyaset ile mümkündür. Tabiatıyla siyaset birlikte yaşamanın gereği, zorunlu bir gerçeğidir. En genel anlamda siyaset, hikmetli idare etme sanatıdır ve hayatın her alanında buna ihtiyaç bulunmaktadır” dedi.
Tüm bunlara rağmen yine de siyaset diyen Adnan İnanç, “Belki yapılması gereken siyasete itibarını iade etmek olmalıdır. AK Pparti’nin yapmak istediği tam da budur. Ben de istiyorum ki siyasete yeni bir format atalım; yepyeni bir siyaset tasavvuru inşa edelim; siyaset yapana güveni tazeletelim. İnsanlarda bilinçli seçimler, redler ve kabuller oluşturalım. Her insanın Yezid’in yanında kılıç tutmak ile yanlışa oy vermenin aynı anlama geldiğini bilmesini sağlayalım. Alvarlı Efe, 1950’li yıllarda vekaleten oy kullanmaya müsaade ediyorlar mı sorusuna “hayır” denince, hasta yatağından, “koluma girerek beni sandığa götürün CHP’nin zulmüne hayır demeden ölmek istemem bu vebali kaldıramam” demiş. Büyük bir uyanıklık hali göstermişti. Bu örneklerden yola çıkarak, insanımıza bilinç aşısı yapalım, siyasete ahlakı ve adaleti taşıyalım. Tüm kalbimle inanıyorum ki AK Parti bunu başarıyor; hizmet çıtasını yükselterek kendisinden sonra geleceklere rahat yüzü bırakmıyor. İnsanlar, alıştıkları hizmeti her iktidardan bekleyecek ve aynı kalitede hizmet olmayınca tatmin olmayacak ve tepki verecektir. Bu açıdan AK Parti büyük bir çığır açmıştır; bizlere düşen bu çıtanın düşürülmesine engele olarak daha büyük hizmetlerin gerçekleşmesine imkan hazırlamak olmalıdır. Benim de yapmak istediğim tam da budur; yani siyaseti aslına irca etmektir” şeklinde konuştu.
“DÜNE KADAR ÜLKE SİYASETİ DIŞARIDAN BELİRLENİRDİ; ANCAK BUGÜN KENDİ SİYASETİNİ KENDİSİ BELİRLEYEN BİR TÜRKİYE VAR”
Bugün tüm çıplaklığı ile görülecektir ki, AK Parti eskiye ait birtakım olumsuz uygulama ve alışkanlıkları bir bir ortadan kaldırmaya çalıştığını ifade eden Adnan İnanç, “Yepyeni bir siyaset modeline öncülük ediyor. Her alanda değişim yaşanıyor, sessiz bir devrim topluma nefes alanları açıyor. Düne kadar ülke siyaseti dışarıdan belirlenirdi; ancak bugün kendi siyasetini kendisi belirleyen bir Türkiye var. Zalimin yüzüne sizler zalimsizin ve “sizler çocukları öldürmeyi iyi bilirsiniz” diyerek haykıran bir Türkiye var. Bilgi ve bilgeliği mezcetmiş bulunan bir Başbakanı olan Türkiye var. Sınırları anlamsızlaştırarak, dünya mazlum ve mağdurlarını kucaklayan, iyilik ihracında öncü olan bir Türkiye var. Artık kendi olabilen, yani kendi dinamiklerinin, imkanlarının farkında olan bir Türkiye var. Artık farklılıkları barıştıran; farklılıkları resmen tanıyan, farklı olanın dünyasına nüfuz edebilen, onunla anlamlı ilişkiler kurabilen bir Türkiye var. Bu ülkemizin ve dünyanın kazanımıdır. Başbakanlığı döneminde sayın Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte Somali’de bulundum. O’nun çikolata renkli çocuklar için çadırları nasıl dolaştığını ve ölmek üzere olan minik yavruları nasıl hastaneye yetiştirin diye haykırdığını, kızı Sümeyye’nin aynı vicdani tepki ile yardımlara öncülük ettiğini bizzat müşahade ettim. Artık kara Afrika’nın derdi ile dertlenen, acısını yüreğinin derinlerinde hisseden ve gereğini yaparak imdada koşan bir Türkiye ve onun Başbakanı ve Cumhurbaşkanı var” dedi.
“ANKARA’YA GİDEREK VAN’A KARŞI KÖRLEŞEN VE SAĞIRLAŞAN BİR SİYASETÇİ OLMAYACAĞIM”
Ankara vekili olmayacağını ifade eden Adnan İnanç, “Ankara’ya giderek Van’a karşı körleşen ve sağırlaşan bir siyasetçi olmayacağım. Siyasete yeni bir format atacağım. Alışılmışın dışında bir siyasetçi tipolojisi ortaya koyacağım. İl ve ilçe teşkilatları, emek veren başkanları, STK’lar, birlikte siyaset yaptığım arkadaşlarımla birlikte ve ekip ruhu ile hareket edeceğim. Her alanda birleştirici olmaya çalışacağım. Hizipçi, ayrılıkçı, gurupçu girişimlere fırsat vermeyeceğim. Asla ailemden, akrabalarımdan kimselere imtiyaz ve ayrıcalık tanımayacağım. Bilakis onları çok daha gerilerde tutacağım. Ehliyet, liyakat ve sadakati önde tutmaya gayret göstereceğim. Farklı düşündüğüm, siyasi oluşlumlar ile de temas halinde olacağım. Barışçıl çözüm yollarını izleyecek ve takip edeceğim. Çözüm sürecine her açıdan destek olmaya çalışacak, ancak halkın güvenliği hususunu da ihmal etmeyeceğim” dedi.
Çözüm sürecinde sözü ve desteği olabilecek her kişi ve kesim ile temas halinde olacağını ifade eden Adnan İnanç, “Kürt halkının ruh kökünde yer etmiş bulunan İslami ruh ve bilincin aşındırılması ve Kürt halkının köksüzleştirmesi için yapılan her teşebbüs ve girişimin karşısında olacağım. Genç nüfusumuzun sosyal mühendisliğe tabi tutularak, ayartılması, baştan çıkartılması ve ideolojik yükleme ve şartlandırmalar ile Vandallığa özendirilmesine şiddetle karşı çıkacak ve yanlışlığını her zeminde haykırarak ıslahına çalışacağım. Her türlü paralel yapılanmanın, dış destekli ancak masum görünümlü oluşumun, gizli ve gizemli yapılanmaların karşısında olacağım. İnsana yapılacak yatırımın çok değerli ve anlamlı olduğuna inanıyorum ve insan merkezli çalışmalar için seferberlik başlatılması için girişimlerde bulunacağım. Van’a dair her proje ve çalışmayı dikkatle inceleyecek, olgunlaşan projelerin takipçisi olacak, söz konusu projelerin hayata geçirilmesi hususunda Ankara’da bürokrat ve bakanlıklarda ısrarlı takipçisi olacağım. Şunu özellikle belirtmek isterim ki, haddimi ve gücümü aşan iddialı vaadlerde bulunmak istemem. Gücümün yettiğince çalışacak, yapamadığım hususlarda ise mazur görülmeyi isteyeceğim. Ancak sözünü ettiğim hususlarda elimden geldiği kadar çaba göstereceğim” şeklinde konuştu.
“ALLAH İÇİN TEKLİK, VARLIK İÇİN İSE ÇOKLUK ESASTIR”
Adnan İnanç, “Başkalarının kültürel iklimine ne kadar yakın durursak, kendi kültürümüze de o kadar yakınlaştırmış oluruz. Farklı etnisiteye ve farklı dini aidiyete ait olanlar, kendi kültürünün saygı gördüğünü ne kadar hissederse, geldiği ülke kültürüne de o kadar açılacak ve içselleştirmiş olacaktır. Farklılıkların her biri ayettir, bunların reddi ise varlığın ontolojisini inkar anlamına gelir. Allah için teklik, varlık için ise çokluk esastır. Allah’ı çok, varlığı ise tek görmek şirktir. Bu çerçevede farklılıkları barıştırmak, birbirimizle zenginleşmek insanlık ailesinin en büyük kazanımıdır. Van halkı, zengin çeşitliliği ile bu farklılığı tolare edebilecek güçtedir” dedi.